Hayatımız Tehlikede Değil, Tehlike Hayatımızda

Forumda uygun kategori bulamadığınız yazılar...

Moderators: VYZ, Leyla Hanne

Post Reply
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Hayatımız Tehlikede Değil, Tehlike Hayatımızda

Post by Halil Necati »

Hayatımız Tehlikede Değil, Tehlike Hayatımızda

Batı medeniyetinin ana hedeflerinden biri insan hayatını uzatma gayesiyle ona müdahaledir. Bu konuda elden geldiğince büyük propaganda yapılır, istatistikler çıkartılır, eğitim düzenlenir. İnsanlara uzun ömürlü olmaktan başka değerli bir hedef gösterilmez. Batı medeniyetinin telkinlerine göre hayatta olmaktan daha üstün bir şey yoktur. Ülkelerin gelişmişliklerini, refahın ortalama yaş sınırına göre de ölçerler.

Bütün bu yoğun propaganda sonucu içinde yaşadığımız medeniyetin taabileri kendi hayatlarına karşı fazlasıyla titiz olmaya yönelmişlerdir. Biri onlara hayatlarının tehlikede olduğunu söyledi mi irkiliyorlar, şereflerinin tehlikede olduğu konusunda ise yeterince hassas değiller. Ruh yapılarının harab olduğnu söyleseniz aldırmazlar, ama karaciğerleri zedelenmişse "vay başlarına gelenler". Bu yüzden hava ve su kirliliğinden duydukları tek tedirginlik kendilerine bu pisliğin verdiği zarardır. Denizlerin kirlenmesi ömürlerini kısaltmayacak olsa Batı terbiyesi almış olan insanlar bunu fazlaca umursamayacaklar. Çünkü o eğitimden geçmiş olan insanlar denize, dağlara, ağaçlara, kuşlara saygılı bir bakışla bakmayı öğrenmemişlerdir. Onlar için önemli olan daha çok yaşamak ve daha çok ellerinde tutmaktır.

Türkiye'de de İslam terbiyesi ve anlayışı değil, batı terbiye ve anlayışı hakim olduğu için siyasiler bir dönem propagandalarını cesetler üzerinde yapabildiler. Filan iktidar zamanında şu kadar ölü, falan zamanında ise şu kadar ölü, diyecek kadar da meseleyi insan hayatı karşısında saygı göstermeden ele alabildiler. Besbelli ki belli miktarda insanın hayatını kaybedip kaybetmemesi önemli oluyor da o sayıda insanın hayatını nasıl devam ettirdiği kulak ardı ediliyor.

Elbet İslamî bir anlayış içinde insanın canı korunmaya değer şeylerin başlıcalarından biridir, ama bu, insan hayatı biyolojik bir organizmanın ayakta tutulması anlamında korunacak demek değildir. İnsanın müslümanca, kul olarak yaşaması ancak değerli bir hayat olarak kabul edilebilir. Öyleyse bir insanın imanı pahasına hayatta kalmak gibi bir düşünceye kapılması İslam'ın dışındadır.

Bu yüzden, hayatımız tehlikede değil, tehlike hayatımızda diyorum. Hayatımızın tehlikede olup olmaması pek o kadar önemli değildir, ömrümüz varsa yaşarız. Ecelimizi kendimiz tesbit edemediğimize göre... Ama yaşadığımız her an boyunca, aldığımız her nefes sırasında itikadımız bakımından zehirleniyor olabiliriz. Yaşadığımız tarz hayat, çevremize karşı sorumluluklarımız, basit günlük hayatımız tam anlamıyla bizi Kur'ân-ı Kerim'i anlayacak, bütün davranışlarımızı dinimiz üzre yürütecek biçimde düzenlenmemişse, gün geçtikçe itikadımız açısından dengeyi daha zor bulacağız demektir.

Hayatımızı korumayı, elde tutmayı, hayatımızla birlikte eşyayı da hakimiyetmiz altında tutmayı düşüneceğimize, hayatımızı inşa etmeyi, yaşayışımızı kurtarmayı, günlük yaşayışımızdan kirleri, pislikleri atmayı düşünüp uygulamaya koysak her iki dünyamız için de doğrusunu yapmış oluruz. Ahiret inancı zayıf olanların hayatlarına yönelmiş tehlikeyi, ahiret inancı kuvvetli olanlardan başka türlü anladıkları besbelli.

Surat Asmak Hakkımız, İsmet ÖZEL, Çıdam Yay.,s.50,1993
Post Reply

Return to “Diğer Konular”