Ebu Leheb'in Peygamberimiz (a.s.)ı Himayesine Alışı

Post Reply
mstf
Posts: 185
Joined: 30 Nov 2007, 16:43
Kan Grubu: A (+)

Ebu Leheb'in Peygamberimiz (a.s.)ı Himayesine Alışı

Post by mstf »

Peygamberimiz (a.s.), amcası Ebu Talib'in vefatından sonra, günlerce evinden dışarı çık­madı.[59] Hep evinde oturdu. Pek az dışarı çıktı.[60] Dışarı çıktığı zaman da, Kureyş müşrikleri,[61] Ebu Talib'in sağlığında[62] yapmak isteyip de yapamadıkları hakaret ve işkenceleri,[63] istediklerini yapmaya başladılar.[64]

Nitekim, Kureyş müşriklerinin beyinsizlerinden bir beyinsiz Peygamberimiz (a.s.)ın önünü kesip başına toprak saçmış, Peygamberimiz (a.s.) başı toza toprağa bulanmış olarak evine gir­mişti.

Kızlarından birisi hemen kalkıp Peygamberimiz (a.s.)ın başındaki tozu toprağı ağlaya ağlaya giderirken, Peygamberimiz (a.s.):

"Kızcağızım! Ağlama! Muhakkak ki, Allah senin babanı koruyacak, savunacaktır!" demişti.

Peygamberimiz (a.s.)ın kendi kendine de:

"Ebu Talib ölünceye kadar, Kureyşlilerden, böyle birşey başıma gelmemişti![65] Ey amca! Senin yok­luğunda, imdadıma senden daha çabuk koşanı bulamadım" buyurduğunu işittiği; ve müşriklerin Peygamberimiz (a.s.)ı himayesiz bularak işkenceye uğratmaya kalktıklarını gördüğü zaman, Ebu Leheb Peygamberimiz (a.s.)ın yanına geldi ve:

"Ey Muhammedi Git! Ne istiyorsan, Ebu Talib'in sağlığında ne yapıyor idiysen, yine yap! Lâfa andol-sun ki, ben ölünceye kadar sana hiç kimse dokunamayacaktır!" dedi.

Bir gün, Gaytala'nın oğlu Peygamberimiz (a.s.)a sövüp sayarken, Ebu Leheb çıkageldi. Onu yüzünün üzerine düşürdü.

Gaytala'nın oğlu:

"Ey Kureyş cemaatı! Ebu Utbe dininden çıkmış!" diyerek bağırmaya ve yaygaraya başladı.

Kureyş müşrikleri gelip Ebu Leheb'in üzerine dikildiler.

Ebu Leheb onlara:

"Ben Abdulmuttalib'in dininden ayrılmış değilim.

Fakat, ben kardeşimin oğlunu yapmak istediği şeyi yapıncaya kadar koruyorum" dedi.

Müşrikler:

"Güzel ve iyi etmişsin!" dediler.

Peygamberimiz (a.s.), böylece, bir müddet, Ebu Leheb'in korkusundan hiç kimse sataşmaz olduğu halde, gider gelir oldu.

Bir gün; Ukbe b. Ebi Muayt ile Ebu Cehil Amr b. Hişam Ebu Leheb'in yanına giderek, ona:

"Kardeşinin oğlu sana babanın nereye girdiğini haber verdi mi?" diye sordular.

Bunun üzerine, Ebu Leheb:

"Ey Muhammedi Abdulmuttalib'in girdiği yer neresidir?" diye sordu.

Peygamberimiz (a.s.):

"O, kavmi ile birliktedir!" buyurdu.

Ebu Leheb, Ukbe b. Ebi Muayt ile Ebu Cehil'e:

"Ona babamın girdiği yeri sordum.

'Kavmi ile birliktedir1 diye cevap verdi" dedi.

Ukbe ile Ebu Cehil:

"'O ateş (Cehennem) içindedir!' demek istemiştir" dediler.

Ebu Leheb tekrar Peygamberimiz (a.s.)ın yanına varıp:

"Ey Muhammedi Abdulmuttalib, ateşe (Cehenneme) mi girdi?" diye sordu.

Peygamberimiz (a.s.):

"Evet! Abdulmuttalib de, putlara tapa tapa onun gibi ölüp gitmiş olan herkes de, ateşe (Cehenneme) girmiştir" buyurdu.

Bunun üzerine, Ebu Leheb:

"Vallahi, artık sana işkenceden nefes aldırmayacak, temelli düşmanlık edeceğim! Sen Abdulmuttalib'in Cehennemde olduğunu söylersin ha?!" dedi.

Ebu Leheb de, başka müşrikler de, Peygamberimiz (a.s.)a düşmanlıklarını ve zulümlerini şiddetlendirdiler.[66]

[59] İbn Sa'd, Tabakâtü'l-kübrâ, c. 1 , s. 123, Ebu'l-Ferec İbn Cevzî, el-Vefa, c. 1, s. 208.

[60] İbn Sa'd, c. 1, s. 211, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 210, Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 134, Diyarbekrî, Hamis, c. 1, s.302.

[61] İbn İshak, İbn Hişam , Sîre, c. 2, s. 57, İbn Sa'd, c. 1 , s. 211, Ebu'l-Ferec, c. 1, s. 210, İbn Seyyid, Uyûnu'l-eser, c. 1, s. 134.

[62] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 58, Taberî, Târih, c. 2, s. 229, İbn Esîr, Kâmil, c. 2, s. 91, İbn Seyyid, c. 1, s. 130,1 34, Halebî, İnsânu'l-uyûn, c. 2, s. 50.

[63] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 57-58, İbn Sa'd, c. 1, s. 211, Taberî, c. 2, s. 229.

[64] Ebu'l-Fidâ, el-Bidâye ve'n-nihâye, c. 3, s. 134, İbn Haldun, Târih, c. 2, ks.2, s. 10.

[65] İbn İshak, İbn Hişam, c. 2, s. 58, Taberî, c. 2, s. 229, Beyhakî, Delâilü'n-nübüvve, c. 2, s. 350, İbn Seyyid, c. 1, s. 130,Zehebî, Târîhu'l-islâm, s. 234, Halebî, c. 2, s. 50.

[66] İ bn S a'd, Tabak âtü'l -k übrâ, c. 1, s. 211, E bu'l-F ere c İbn C evzî, e I-Vefa, c. 1, s. 210-211, Ebu'l-Fidâ, el-Bi dâye ve'n-ni hâye,c. 3, s.
:cry: :cry: :cry: :cry:
Ehl-i irfan arasında aradım kıldım talep
Her hüner makbul imiş illa edeb illa edeb
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: Ebu Leheb'in Peygamberimiz (a.s.)ı Himayesine Alışı

Post by mehmetemin »

şüpheli bir yazı ,bazen vikipedide yazar parantez içinde güvenilirliği konunda ciddi şüphe bulunuyor diye ,bu yazıyada öyle bir şerh düşmek lazım.

efendimizin dedesi abdulmuttalip,babası abdullah ,validesi amine annemiz hakkında ve akıbetlerinde sahih ciddi kaynaklarda yorum yapılmıyor ,iyi yönde yorum yapılıyor.doğrusunu allah bilir denilmektedir,bence bizde o yönde düşünmeliyiz.
maneviyat

Re: Ebu Leheb'in Peygamberimiz (a.s.)ı Himayesine Alışı

Post by maneviyat »

Bu konuda biraz araştırma yapmıştım istifade etmek isteyenler için bazı sitelerde bazı hocaların açıklamalarını aşağıda paylaşayım ;

Ebu Talib'in İmanı
Fethullah Gülen
13.05.2006
Ebû Talib'in iman edip-etmediği konusu üzerinde öteden beri farklı mülâhazalar söz konusudur. Bazıları Ebû Talib'in Abdülmuttalib'in dini üzerine' sözüyle vefat ettiğini delil getirerek ahirete imansız olarak gittiğini söylerken, bazıları da onun, Allah Resûlü'ne olan cibilli bağlılığı ve onu koruma uğrunda yaptığı fedakarlıkları nazara alarak, şefaat-i Muhammediye ile kurtulacağını ifade ederler.

Rivayetler açısından meseleye baktığımız zaman Ebû Talib'in kelime-i şehadeti söylemeden öldüğü kesin gibidir. Buhari ve Müslim'de yer alan 'Cehennem azabının en ehvenine Ebû Talip maruz kalacaktır. O (ateşten) iki nalın giyecektir ama onun (sıcaklığından) beyni kaynayacaktır.' mealindeki hadis, bunun delilidir. Bu arada 2. Dünya Savaşında ölen Hristiyanlar hakkında bile çok yumuşak düşünen ve bir fetret dönemi yaşandığından ötürü mazlum olarak ölen o insanların kurtulabileceklerini ihsas eden Hz. Bediüzzaman'ın bile, Ebû Talib'in iman edemediği ve Cehennemde en az azaba düçar olacaklar arasında bulunacağı şeklindeki mülâhazası da bu düşünceyi desteklemektedir.

Mesele sahih bir hadiste, bu şekilde vuzuha kavuşturulmuş olmasına rağmen, cibilli yakınlık göz önüne alınarak farklı değerlendirmelerde bulunmaya gelince evvelâ şunu ifade etmeliyiz ki, 'Fazl-ı ilâhi ve lütf-u ilâhiden öte fazl ve lütuf, kat'iyen fazl ve lütuf değildir. Belki de bu bir zulümdür.' Burada meselenin temeli Ebû Talib'in Allah Resûlüne yakınlığı ya da yaptıkları değil, O'nun Allah ile olan irtibatıdır. Şayet Ebû Talip, dünyada iken bu irtibatı kuramadı ise -ki kuramamıştır- öyle ise rahmet-i ilâhiden nasip alacağını düşünmek- bizi aşar. Evet, bizim böyle bir durumda, ilâhî rahmetten ona bir pay ayırmamız, Allah'a karşı saygısızlık olabilir. Onun için değerlendirmelerde, kıstasların ve ölçülerin çok iyi tespit edilmesi lâzımdır.

Meseleye farklı bir zaviyeden bakıldığında, Ebû Talib'in, Hz. Peygamber (s.a.s)'e yapmış olduğu iyilikler de inkâr edilemez. Bu iyiliklerin, tekevvün döneminde İslâm'a çok büyük faydası olmuştur. İnsan bunları nazara alarak Ebû Talip için illa bir şey diyecekse bana göre Hz. Ebû Bekir'in dediği gibi demelidir: O, yıllar sonra babası Ebû Kuhafe'yi elinden tutup Nebiler Sultanının huzuruna getirmişti.. getirmiş ve şehadet ikrarından sonra, sevineceği yerde ağlamaya başlamıştı. Allah Resûlü'nün,

- Neden ağlıyorsun? sorusuna, o büyük insan,

- Ya Resûlallah ne kadar arzu ederdim, şimdi Müslüman olan babam yerinde Ebû Talip olsaydı!

Bu düşüncesi ile Hz. Ebû Bekir, Allah Resûlü'nün hissiyatını kendi hissiyatına tercih ettiği için, büyüklüğünü bir kez daha ortaya koyuyordu. Bu itibarla, Ebû Talib'in imanı veya imansızlığı karşısında, en uç ve ileri noktada ancak bu denilebilir. Bunun ötesi, Allah'ın tasarruf alanı içine girer ve Rububiyyetinin tecellilerini kabul etmemek anlamına gelir.

Bu konu ile ilgili olarak farklı, farklı olduğu kadar da önemli bir hususa da kısaca temas etmek istiyorum. Şöyle ki siyer kitaplarının kaydettiğine göre, Allah Resûlü (s.a.s) ölüm döşeğinde amcasına 'Kelime-i şehadeti söyle, ahirette sana şefaat edeyim.' demiştir. Peygamberliğin 10. senesinde, kendisine şefaat hakkı verildiğinin bildirilip-bildirilmediğine dair net bilgiye sahip değiliz. Şahsen ben o dönem itibarıyla Efendimiz'e bunun açıkça bildirildiği kanaatinde değilim. Bu varsayımdan hareketle, Allah Resûlünün 'Sana şefaat edeyim.' sözüne, şu şekilde açıklık kazandırabiliriz: O'nun Medine döneminde açığa çıkacak bütün hâlleri, ihraz edeceği konumu ve ifade buyuracağı bütün sözleri veya bir başka tabirle, hakikat-ı Muhammediye hâlinde zuhur edecek her şeyi, hakikat-ı Ahmediye olarak o kutsî mahiyetinde mündemiçdi. İbtida-intiha çerçevesinde meseleye yaklaştığımızda, karşımıza çıkan sonuç budur.

Netice itibarıyla Ebû Talib'in, inanmadan ahirete irtihal ettiği kesindir ve tabiî bu kesin kanaati bildiren nasslara rağmen, farklı mütalâalarda bulunmak da doğru değildir.
http://tr.fgulen.com/content/view/11415/3/
Last edited by maneviyat on 06 Sep 2009, 17:41, edited 1 time in total.
maneviyat

Re: Ebu Leheb'in Peygamberimiz (a.s.)ı Himayesine Alışı

Post by maneviyat »

Sual: Hazret-i Ali’nin babası ve Resulullahın amcası Ebu Talib, imansız mı öldü?
CEVAP
Evet imansız ölmüştür. Bu husustaki hadis-i şerifin meali şöyledir:
(Cehennemde en hafif azap Ebu Talib’e yapılır. Ayaklarında ateşten iki nalın olacak, bunların sıcaklığından beyni kaynayacaktır.) [Müslim]

Bu hadis-i şerif, Ebu Talib'in diriltilip iman etmesinden sonra, İmam-ı Kurtubi ve İmam-ı süyuti hazretlerinin bildirdiği (Amcam Ebu Talib, diriltildi ve iman etti) mealindeki hadis-i şerif ile nesh edilmiştir.

Ebu Talib’in diriltilerek iman ettiğini bildiren hadis-i şerif Kurtubi’den naklen İbni Hacer-i Mekki hazretlerinin Nimet-ül-kübra kitabında da yazılıdır.

Ebu Talibin diriltilerek iman ettiği Şifa-i şerif şerhinde de vardır. İmam-ı Süyuti hazretleri, Ebu Talib’in imanlı olduğunu ispat eden kıymetli bir kitap yazarak, 12 hadis âliminden de delil getirmiştir. (Mirat-ül harameyn s.1096-1112)

Sana kimse dokunamaz
İslamiyet kuvvetlendikçe müşriklerin düşmanlıkları arttı. Fakat Ebu Talib’den korktukları için bir zarar yapamıyorlardı. Müşrikler, Ebu Talib’e gelip "Ya yeğenini bize teslim et, yahut putlarımıza hakaret etmesin" dediler. Ebu Talib, müşriklerin arzusunu yeğenine bildirdi. Resulullah kabul etmedi. Ebu Talib, "Ey oğul sen vazifeni yap, ben hayatta olduğum müddetçe kimse sana dokunamaz" dedi. Müşrikler Ebu Talib’den çekindikleri için, Resulullaha bir şey yapamadılar. Fakat, Beni Haşimle her türlü alakayı kesip bir de ahdname yazarak Kâbe’nin duvarına astılar. Münasebet kesme [boykot] uzun sürdüğünden, Beni Haşim taraftarları perişan oldular.

Ebu Talib, Resulullahı korumada çok titizdi. Her gece kılıcı ile Peygamberimizin evinin etrafında sabaha kadar dolaşırdı. Peygamber efendimiz (Cebrail geldi. Müşriklerin astığı ahdnamedeki yazıları bir güvenin yediğini bildirdi) buyurdu. Bunun üzerine Ebu Talib, "Senin mabudun haktır. Sen doğru söylersin" diyerek müşriklerin yanına gitti. "Yeğenimin Rabbi, bir böcek gönderip ahdnamenizdeki yazıların hepsini telef etmiş. Yalnız Allah ismini bırakmış" dedi. Müşrikler alaylı bir şekilde gülünce, Ebu Talib, "Eğer o sözünde yalancı ise, onu size teslim edeceğim. Eğer doğru çıkarsa düşmanlığı bırakın" dedi. Razı oldular. Gidip bakınca Allah ismi hariç, diğer yazıların yok olduğu görüldü. Müşrikler mahcup oldu.)

Yeğenime tâbi olun
Medaric-ün-nübüvvede diyor ki:
(Ebu Talib, hasta olunca, ziyaretine gelenlere dedi ki: "Kâbe’ye hürmet edin, sıla-i rahmi bırakmayın, zayıflara yardım edin, fakirlere ihsan edin, emanete riayet edin, yeğenim Muhammed’e tâbi olun! O Arabın eminidir. Sözünde sadıktır. Davet ettiği şeyi akıl da kabul eder. Arabın, Acemin onu tasdik edip ona teslim olacağına inanıyorum. Ona yaklaşın, mal ve canınızla yardım edin!"

Ebu Talib, ölüm döşeğinde iken, Resulullah yanına gelip (İman et) buyurdu. Ebu Talib "Ey yeğenim, söylediğinin iyilik olduğunu biliyorum. Lakin ölüm korkusu ile imana geldi denilmesinden çekiniyorum" dedi. Öleceği zaman bir şey söyledi. Fakat hâlsiz olup sesi yavaş çıktığından herkes işitemedi. Yakınında bulunan Hazret-i Abbas (Kardeşim iman etti) dedi. Fakat Peygamber efendimiz (Ben işitmedim) buyurdu."
http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=3163
maneviyat

Re: Ebu Leheb'in Peygamberimiz (a.s.)ı Himayesine Alışı

Post by maneviyat »

http://www.sorularlaislamiyet.com/subpa ... e&aid=5733

Alıntılamadım buraya.Linkteki açıklamalardan da istifade edilebilir.
mstf
Posts: 185
Joined: 30 Nov 2007, 16:43
Kan Grubu: A (+)

Re: Ebu Leheb'in Peygamberimiz (a.s.)ı Himayesine Alışı

Post by mstf »

Kaynak belirtmeyi unutmuşum kusura bakmayın. M.Asım Köksal hocaefendinin Hz.Muhammed ve İslamiyet kitabından alıntıdır.Hüzün yılı bölümünden bulabilirisiniz...Yukarıda eklediğim bölümde Ebu Talip'in değil Abdulmuttalib'in Müslüman olmadan öldüğünden bahsediliyor.

Yanlış anlaşılmasın gönül isterki herkes cennete gitsin ama olmuyor.

http://www.fileden.com/files/2007/12/28 ... koksal.rar
Ehl-i irfan arasında aradım kıldım talep
Her hüner makbul imiş illa edeb illa edeb
maneviyat

Re: Ebu Leheb'in Peygamberimiz (a.s.)ı Himayesine Alışı

Post by maneviyat »

Özür diliyorum acelem vardı ve çıkmam lazımdı aceleyle okudum konuyu ebu talibin imansız ölüp ölmediği hakkında anlamıştım.Bu konuda da tartışmalar olduğu için araştırdıklarımı alıntılama yapıp çıktım.mehmetemin bey in yorumunu da tam olarak okuyunca sanırım söylemek istediği aşağıda ki linkte yazılan bilgiler olabilir.Bilgi amaçlı istifade etmek isteyenler için...
http://www.sorularlaislamiyet.com/subpa ... na&id=2528
Last edited by maneviyat on 07 Sep 2009, 13:05, edited 1 time in total.
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: Ebu Leheb'in Peygamberimiz (a.s.)ı Himayesine Alışı

Post by mehmetemin »

şimdi baştaki durum ebu talip hakkında değildi,ebu talipin cahiliyye inancı üzere öldüğünde ittifak vardır.

fakat babaları ,validesi,dedesi hakkında farklı görüşler mevcut.çünkü tebliğ ulaşan ile ulaşmayan arasında fark var.



esasında mekke cahiliye inancınıda az buçuk bilmek icap eder.bu inanç direkt bir pagan inancı değildir.mesela babilliler gibi aya,yıldıza,mecusiler gibi ateşe,zeusa şuna buna direkt tapmazlar.

mekke putları kuranda hep şerik ortak yani tek allahın varlğına inanıp lat,menatı ve 360 a yakın tanrı ve geneli tanrıça dişidir.ortak koşuyorlardı.aracı varsayıyorlardı.

tek ilah yani allah zaten ,islam ile gelmiş yeni bir isim değil kullanılıyordu ,nitekim peygamberimizin babasının adı abdullah ,allahın kulu kim bu allah (biraz ifadeler anlaşılır olsun diye cenabı hakkın affına sığınarak gerekli tazimi yazımda gösteremiyorum) bizim inandığımız tek ilah olan Allah tır.

bu kabe nin rabbi diyede ifade ediliyordu .çünkü kabenin rabbi somut değildi.diğer lat ,hübel vesaire şu bu tanrıçaları ,tanrıları ,yahut kabile tanrılarıydı.ve şekle bürünmüş çeşitli maddlerden yapılmış objelerdi.kabenin rabbi denildiğinde görülmeyen ,herşeyi kuşatan atamız hz ibrahimin rabbi olan allahtır diyorlardı.

hanifler var tabi mesela işte onlar ahkamı çok bilmeselerde atamız ibrahimin rabbi olan allaha inanıyoruz diyorlardı.

neyse abdülmuttalipe gelelim.ebrehe ,fil vakasındaki sözleri ile ve yine zemzem kuyusu yeniden kazması ,atası ibrahim peygamber ile ilgili bilgisi,peygamberimize muhammed adını koyması,mekkeli diğer cahiliye şahıslardan ayıran bir basireti olduğunu gösteriyor.fakat dediğim gibi bu imanı için yeterlimi mesela tarihi kaynaklarda putlar önünde fal oku çektiğine ilişkin rivayetler var.buda onunda putları şerik koştuğuna dair bir delil.

ama yinede efendimiz babası ,annesi hakkında kendi hayatında yorum yapmamış.mesela amcası ebu talip hakkında rivayet var.bence bizde yapmamalıyız diye düşünüyorum.
maneviyat

Re: Ebu Leheb'in Peygamberimiz (a.s.)ı Himayesine Alışı

Post by maneviyat »

mehmetemin wrote: ama yinede efendimiz babası ,annesi hakkında kendi hayatında yorum yapmamış.mesela amcası ebu talip hakkında rivayet var.bence bizde yapmamalıyız diye düşünüyorum.
Aylar öncesi diyeyim bu konuyla ilgili yani Peygamber efendimizin babası hakkında bir hadis okumuştum ve bu konu üzerinde tartışılıyordu.Kimisi bu hadiste ki baba amca olabilir çünkü o zamanlar oralarda amcaya da baba denilmekteydi vs. gibi yorumlar yapılmıştı.Hatta Ebubekir Sifil Hoca ve Mehmet Talu Hoca'nın bu konuyla ilgili açıklamaları vardı.Bizim de Allahualem deyip fazla da yorum yapmamamız sanırım daha iyi olur.
mihrimah
Posts: 39
Joined: 29 Dec 2010, 22:36
Kan Grubu: A (-)

Re: Ebu Leheb'in Peygamberimiz (a.s.)ı Himayesine Alışı

Post by mihrimah »

Ebu Leheb ile ilgili yazılan yanı sav i hımaye etme olayı sahih bir bilgi gibi durmuyor.Ama araştıracağım yine.Ayrıca bu konuyla alakalı Esad hocamızın sözleri varsa onları paylaşalım yeterince sahih olacağı kanısındayım, internetten bulunan bilgilere pek güvenmiyorum.
Post Reply

Return to “Peygember Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.v)”