Prof. Dr. Ferruh Ertürk: “Nükleerde Geç Kaldık”

Üyelerimizin bildirmek istediği duyurular, haberler vs.
Post Reply
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Prof. Dr. Ferruh Ertürk: “Nükleerde Geç Kaldık”

Post by Halil Necati »

PROF. DR. FERRUH ERTÜRK: "NÜKLEERİ TARTIŞMADA 40 YIL GEÇ KALDIK"

“Türkiye’nin Gözü Nükleerde” konulu konferansımız 24 Ocak 2010 Pazar günü (dün) Topkapı Eresin Otel’de gerçekleştirildi. Açık büfe kahvaltının ardından saat 10:00’da başlayan konferansımızda, YTÜ Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı ve ÇEKÜD Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ferruh Ertürk konuşmacı olarak yer aldı.



Konferansa ÇEKÜD yönetim kurulu başkanı ve üyeleriyle birlikte Zinde Sosyal Gelişim Derneği yönetim kurulu başkanı Emin Çınar ve yönetim kurulu üyesi İbrahim İlhan, Vefader başkanı Erhan Bağ, İTÜ Çevre Mühendisliği’nden Prof. Dr. Kadir Alp, YTÜ Çevre Mühendisliğinden Yrd. Doç. Dr. Hürrem Bayhan, Boğaziçi Üniversitesi İnşaat Fakültesi'nden Doç. Dr. Atilla Akkoyunlu, Ağaç A.Ş. eski genel müdürü ve şimdi TBMM’de Başkan Müşaviri olan Ramazan Çakır, İstanbul ve civar illerdeki gönüllü çevre kuruluşlarının başkan ve yönetim kurulu üyeleri, basın mensupları ve çevre duyarlısı çok sayıda gönüllü katıldı.



Sunuculuğunu ÇEKÜD yönetim kurulu üyesi Zübeyir Somuncu’nun yaptığı programda ÇEKÜD yönetim kurulu başkanı Süleyman Yorulmaz kısa bir açılış konuşması yaptı. “ÇEKÜD misyonu gereği düşünen, araştıran, sorgulayan, bilinçli ve özgür bir toplum inşası yolunda karınca kararınca faaliyet göstermektedir.” diyen Süleyman Yorulmaz, bugüne kadar yapılmış benzer faaliyetlerin konu başlıklarını hatırlattı ve ÇEKÜD’ün hayata geçirdiği diğer çalışmalardan kısaca bahsetti.



Çevre ve enerji denince ilk akla gelen ve çokça tartışılan konulardan birinin nükleer olduğunu söyleyen Yorulmaz; “Nükleer enerji konusunda yeni bir tartışma konusu başlatmak niyetinde değiliz. Bizim derdimiz çevre sağlığı, bizim derdimiz insan ihtiyaçlarının en çevreci metodlarla karşılanır olması. Bunun için de olaylara bize uzatılan renkli gözlüklerle değil, ilim, bilim, feraset ve sağduyu objektifinden bakmak zorundayız.” şeklinde konuştu. Nükleer enerji konusunda dinleyenlere kısa bir ufuk turu yaptıran Yorulmaz, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı verilerine dayandırarak dünyada 31 ülkede 435 nükleer enerji santrali bulunduğunu, 52 santralin inşaa halinde, 93 tesisin de plan-proje aşamasında olduğunu hatırlattı. Süleyman Yorulmaz sözlerini şöyle tamamladı: “ÇEKÜD olarak konuyu bir çok yönü ile kritize ederek değerlendirmek istiyoruz. Zira nükleer enerjiye geçiş için çok güçlü lobiler olduğu gibi karşı olan etki grupları da var. Biz de, asıl sorumluluk alanımız olan çevrecilik ve çevre sağlığı açısından nükleer enerjiyi bize tanıtması, anlatması ve öğretmesi için saygıdeğer konuşmacımızdan istifade etmek istiyoruz.”



Ardından kürsüye gelen YTÜ Çevre Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Ferruh Ertürk sözlerine; “Nükleer enerji konusunda 40 yıl gecikmiş durumdayız.” diyerek başladı. Ardından hava kirliliği, sera gazları, küresel ısınma, fosil yakıtlar gibi konular hakkında genel bilgiler vererek konunun anlaşılması yönünde zemin hazırladı. Enerji üretiminin çevre ve insan sağlığı bakımından çok önemli olduğunu, burada seçilecek yöntemin küresel ısınmaya yol açan sera gazları emisyonunun artması veya azalmasına sebep olan başlıca faktörlerden biri olacağını, yenilenebilir ve temiz enerji kaynaklarına yönelmenin bu tür sorunları azaltacağını bildirdi.

Prof. Dr. Ferruh Ertürk bilimsel araştırma sonuçlarına göre bin MW’lık bir enerji üretimi için yakıt değeri 8 bin 500 kcal olan linyitten 1 milyon 476 bin ton, 10 bin kcal’lik fuil-oil’den 1 milyon 500 bin ton kullanmak gerektiğini hatırlattı. Aynı miktarda enerji üretimi için solarda 20-50 km2, rüzgarda ise 50-150 km2’lik bir alana ihtiyaç duyulacağını vurgulayan Prof. Ertürk: “Bin MW’lık enerji için tüketilmesi gereken uranyum miktarı sadece 50 tondur ve ihtiyaç duyulan alan 1-4 km2’dir.” dedi.

Enerji üretiminde kullanılan yakıtların çevreye etkileri bakımından değerlendirildiğinde 10 üzerinden kömürün 9-10, petrolün 7-8, doğalgazın 5-6, nükleerin ise 3-4 puan aldığını vurgulayan Prof. Ertürk; “Çevresel etki oranı en düşük enerji türlerinden biri nükleerdir.” cümlesinin altını çizdi. Prof.Dr. Ferruh Ertürk, henüz Türkiye’de Çevre Etki Değerleme (ÇED) kayıtlarının tutulmadığı 1950’li yıllarda İngiltere’de fosil yakıtlardan dolayı toplu ölümler görüldüğünü, havadaki karbondioksit, kükürt vs. gibi fosil yakıt partiküllerinin bin mikrogram olduğu Londra’da 4 bin kişinin hayatını kaybettiğini anımsattı.

Prof. Ertürk ÇED kayıtlarının tutulmaya başlandığı 1990’lı yılların başında özellikle İstanbul’da çok ileri derecede hava kirliliği yaşandığını hatırlattı. O zamanlar istedikleri halde Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün ölçüm sonuçlarının kendilerine verilmediğini bildiren Prof. Ertürk, daha sonradan başka bir kişinin araştırması sonucu tesadüfen kayıtları inceleme fırsatı bulduklarında havadaki partiküllerin 5 bin mikrogramı bulduğunu gözlemlediklerini söyledi. Bu durumda fosil yakıtlardan ölümlerin Türkiye’de de yaşanmış olabileceğini ama bunun sağlık veri tabanına kaydedilmediği için bilinemediğini belirten Prof. Dr. Ferruh Ertürk, nükleer enerji üretiminin fosil yakıtlarla enerji üretimine oranla çok daha temiz olduğuna bir kez daha vurgu yaptı.



Nükleer enerji üretiminin ABD, Japonya, Kore ve AB ülkelerinde yaygın olduğunu bildiren Prof. Ertürk; “Fransa’da enerjinin %70-75’i nükleerden üretilmektedir. Nüfusu 5 milyon olan AB ülkesi Finlandiya’da 5 nükleer santral bulunmaktadır. Ayrıca 1 tesis de inşa halindedir. Nükleer enerji bakımından Güney Kore ile ülkemiz 1960’lı yıllarda aynı seviyedeydi. Onlarda da yoktu, bizde de yoktu. Ama bugün Güney Kore’de 26 santral var. Son 2-3 santrali de tamamen kendi teknolojileri ile yaptılar. Yani artık nükleer santral ihraç edecek seviyeye geldiler. Romanya’da ilki 1996’da olmak üzere 2 adet santral kuruldu. Pakistan 2011’de 3. tesisini işletmeye almayı planlıyor.” şeklinde konuştu.

Nükleer santralin atıkları meselesinin de çok gündeme getirildiğini hatırlatan Prof. Ertürk; “İngiltere’nin İrlanda sınırındaki Sellafield’deki nükleer tesisin, etrafta oturan insanlar üzerinde olumsuz etkileri olduğunu öne süren çevreciler büyük gürültü koparmış. Bunun üzerine bölgede ciddi bir araştırma yapılmış. Ve buradaki insanların kansere yakalanma oranının, İngiltere’nin diğer bölgelerindeki kişilere göre çok daha düşük çıktığı tespit edilmiş.” dedi.

Nükleer santrale karşı çıkanların hep Çernobil’i örnek verdiğini hatırlatan Prof. Ertürk, ilginç bir bilgi ortaya koydu ve “Çernobil nükleer santral değildir. Fotoğraflarını gören herkes bunu anlayabilir. Nükleer santralde, patlama olduğunda etkilerini orada saklayacak, dışarı taşırmayacak 2-3 m. kalınlığında beton oval bir çatı olması gerekir. Çernobil öyle değildi. Belki nükleer başlık vs. üretiliyordu. Belki küçük bir reaktör de vardı. Ama Çernobil nükleer santral değildir. Yanlış örnek, örnek değildir. ABD’de bir nükleer kaza yaşanmıştır ama bu beton çatı olduğundan kimseye bir zararı olmamıştır. Hatta patlamadan kimsenin haberi bile olmamıştır.” dedi.

Nükleer enerji santrali kurmanın birçok ön şartı bulunduğunu da söylen Prof. Dr. Ferruh Ertürk, yer, depolama, nakliye, üretim vs. konularındaki birçok ön şartın usulüne uygun olarak yerine getirilmesi ve yapımda mutlaka son teknolojilerin kullanılması şartıyla nükleer santralin bir an önce kurulması gerektiğini bildirdi.

Ülkemizin son derece hassas dengeleri barındıran Ortadoğu bölgesinde stratejik bir konumda bulunduğunu hatırlatan Prof. Ertürk, hem diğer enerji türlerine oranla daha temiz olduğu için, hem de enerji politikaları ve güvenliği bakımından kaçınılmaz olduğu için nükleer enerjiye bir an önce geçmemiz gerektiğini bildirdi. Bununla birlikte her türlü enerji kaynağına dengeli bir şekilde yer veren, rüzgar, güneş, jeotermal, hidroelektrik, nükleer bütün santrallerden bir miktar bulunduran ve bunların payını artıran bir enerji politikasının benimsenmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Ertürk, teşekkür ederek sözlerini tamamladı. Ardından soru-cevap faslına geçildi ve Prof. Dr. Ferruh Ertürk, dinleyicilerin sorularını da cevapladı.

Zinde yönetim kurulu başkanı Emin Çınar’ın Prof. Dr. Ferruh Ertürk’e ÇEKÜD adına plaket takdimiyle tamamlanan program çıkışında, dileyen katılımcılar ÇEKÜD’ün “Sen Yoksan Kimse Yok” ağaçlandırma kampanyasına bağışta bulundu

http://www.cekud.org/site/page.asp?dsy_id=1477

http://www.zinde.info/zduyurular.php?su ... om=&ucat=9
Post Reply

Return to “Sizden Haberler”