Cumanız mübarek olsun...

Ali İmran Suresi
8. (Onlar derler ki:) “Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra, kalplerimizi (haktan) çevirme! Bize yüce katından bir rahmet bağışla. Şüphesiz sen bağışı en bol olansın.”
"Modernistleri nasıl değerlendiriyorsunuz?.." sorusuna: "Modernistler diye adlandırılan kesimin İslâmî düşünme biçiminden kendilerini soyutladıklarmı, ona muhalif durduklarını ve hattâ düşmanlık yaptıklarını düşünüyorum. Bunlar Batı kültüründen ve ithal düşüncelerden yoğun olarak etkilenmiş kişilerdir. Bu akım, Kur"an-ı Kerim"de ve Sünnet-i Nebeviyye"de açıklanan Allah"ın dini ile çatışmaktadır..." (...) Ben modernistleri dinledim ve yazdıklarını okudum. Onlar Allah"ın şeriatını, bu şeriatın esasları ve kaideleri ile amel etmeyi en son sıraya koymak istiyorlar. Sarih şer"î nasları ihmal ediyorlar ve şer"i nassı itibara alma hususunda onu en geri planda tutuyorlar. Mahza akıldan hareket ediyorlar. (...) Mazide takılıp kaldığımız şeklindeki ithamları hiçbir sağlam esasa dayanmamaktadır. Bizi bu şekilde itham edenlerin asıl kendileri töhmet altındadır. Çünkü onlar Allah"ın dinini ve şeriatını ötelemektedir. Kur"an ve Sünnet"in belirlediği şer"î esasların gereklerini yerine getirmemektedirler... Biz zikredilen bu asılları değiştirme yetkisine sahip değiliz. Çünkü bu, hiç kimsenin ihlâl ve tecavüz etme ya da bu şeriatın belirlediği bir şeyi reddetme yetkisine sahip olmadığı, ilahî ve rabbani bir şeriattır."
Nasların tarihselliğini savunan yenilikçiler hakkındaki bir soruya verdiği cevapta şöyle söylüyor:
"Bu kişiler, nasların tarihselliği vb. söylemleri dile getirirken büyük bir yanlışın içindeler. Zira bu, Allah"a ve Resulüne bir ihanettir. Naslar, Kıyamet"e kadar dâim ve kâimdir. Dolayısıyla Kur"an ve Sünneti tarihsellik tezi içine hapseden bir anlayış, sahibini ilhada ve küfre götürür... Bu, şeriatın asılları ve gerektirdikleriyle çatışan bir yaklaşım biçimidir."
Dinlerarası Diyalog hakkında:
".....Diyaloğun ilk şartı ötekini tanımak ve kabul etmektir. Ama onlar küstah ve tepeden bakan tezlerine uygulama yolu açmak ve politik, ekonomik, enformatik ve kültürel küreselleşmenin gereklerini dayatmak için "medeniyetler çatışması" vb. konuları sürekli gündemde tutuyorlar. Dolayısıyla bu yapılanlar, Müslümanları sarsmayı ve savurmayı ve vahy-i ilahîyi bozmayı hedefleyen büyük bir aldatmacadır." (...) Yahudi ve Hıristiyanlar Hz. Peygamberi (sallallahu aleyhi ve sellem) kabul ediyorlar mı? Hz. Muhammed"in son peygamber olduğuna inanıyorlar mı? Hayır!.. Öyleyse bunun neresi diyalogtur? Dolayısıyla yürütülmekte olan diyalog inandırıcı değildir. Çünkü diyaloğun bir şartı da tarafların birbirini tanımasıdır..." (...) "Netice olarak hakk olan biziz. Ancak bu, diğer din mensuplarıyla çatışacağız anlamına gelmemektedir. Aksine, onların dinine karışmayız. Cehennem onlar için yaratılmıştır."
Ehl-i Kitab Cennete girecektir diyen bazı Müslüman akademisyenlerle ilgili olarak yöneltilen bir soruya verdiği cevapta:
"Bir Müslüman ......erin ve .....arın cehenneme girmeyeceğini söylerse gayr-i müslim olur."
----------------------------------------------------------Cuma namazı ve o saatte meşguliyeti bırakmak mükellef bütün mü’minlere farzdır. Ancak, Peygamberimiz (sas.), “Kadınlar, hastalar, misafirler, köleler/esirler hariçtir/muaftır.” buyurmuştur. Uygun şartlar dahilinde kadınların cuma, bayram ve cenazelerde diğer namazlar gibi mahzur yoktur.