Seyahat Noktaları

[Abdüllatif]

Sincan dünyanın merkezidir hocam.. Önemli kişiler hep uğramışlar Sincan'a.. Es'ad Coşan Hocaefendimiz defaatle geldi ve hatta Mehmed Zahid Efendi'de gelmiş Sincan'a. Necati Amcamız da gelmişti en son 2001 yılında. Nureddin Hocamız'ın da bir seferinde gelmiş, tabi kimsenin haberi olmadan.

Sonra Mustafa Kemal, Said Nursi gibi önemli şahsiyetler hep gelmişler...

28 Şubat ile Sincan tamamen birbiriyle örtüşen iki kavram.

Sincan önemli bir yer yani.. Sincan deyip geçmeyin.

[Eylül]

Yakın zaman da ziyaret ettim Ankara'yı. Bana çok soğuk bi şehir gibi geldi. Arkadaşlarım da olmasa duramam orada. Diplomasinin soğukluğu yansımış ne yazık ki. Metrodaki insanlar bi ara dövecekler beni sandım O kadar soğuk yani.

Güzel yerleri yokmuydu? İlla ki vardı. Mehmed Bey anlatır zaten. Ama genel hava...

[mehmetemin]

ilk ankara yazısındada demiştim ,biraz ankara öyle görülüyor ama çoğu şehirden iyi yani ,istanbulla kıyası doğru değil.izmirle kıyas etsen,konya ile erzurum ile diyarbakır la kıyas etsen bu sefer ankaranın birçok artı yönünü bulmak mümkün.

ankara bir sağlık başkenti aynı zamanda türkiyenin bir çok yerinden insan hacettepe,ibn-i sina ,gazi tıp, daha başka bir çok özel hastane için ankaraya geliyor yerleşen bile var.

ankara bir bürokrasi ve memur şehri çünkü başkent ,
ankara bir öğrenci şehri çünkü bir çok üniversiteye sahip.

ankaralalılar kültürlü olurlar.türkiyenin başka yerinde otobüse binmek için sıra oluşturulan başka şehir yok ve kimse hakkını yedirmez.dolmuşçuları kibardır.aksine istanbulunkiler piskopattır.ankarada restoran,toplantı,seminer,kongre,siyaset,iş güç falan bunların hepsi düzenli bir şekilde olur.şehir kültürü açısından iyidir.eğitimli insanlar çok fazladır.bu sebeple konuşmanızdan hareketinize nazik olmak zorunda hissedersiniz yoksa sizi karşı taraftaki insan ayıplar ve bozar ankarada çok başıma geldi.

hacı bayram veli hz lerini ziyaret ettikten sonra arka tarafta görülen kaleyide görmek lazım.ama kaleye yalnız ve araçsız gitmezseniz daha iyi olur.çünkü tenha ortamları tehlikeli olabilir.çünkü eski ankaranın merkzi olmakla berbaer ,şimdilerde göç nedeniyel varoşlaşmış bir bölge kale içi ve çocuklar ve satıcı kadınlar tarafından rahatsız edilebilirsiziniz.

ankara kalesi tabi istanbul surları kadar görkemli bir kale değil. ama manzarası güzel ankarayı izlersiniz.keşfedersiniz. kale içinde çok ünlü bir müze olan anadolu medeniyetleri müzesi var fakat gezemedim ama en yakın zamanda görmek istiyorum

yine kale içinde ,mahalle içlerine doğru bir çok tarihi cami var.bu camiler selçuklu yapısı ahşap tavanlı olanlar var.vakti olan gezebilir ama aslında ciddi olaraka dönüşüme ve ıslaha ihtiyacı var.

aslında bütün kaleler böyle istanbul surları işgal altında tinerciler şunlar bunlar,izmir kadife kalede aileler çadır kurmuşlardı son gördüğümde ,içi tehlikeli gezmek.ankara kalesinin etrafı öyle ,

bu kaleden indikten sonra ulus semtinden kızılaya doğru gideceğiz.

[mehmetemin]

ankaranın meşhur kızılayına geldik.çok yoğun bir yaya ve ve araç trafiği vardır.ankarada otobüs ve dolmuşların kalktığı güvenparkta burdadır.ankaranın parkları meşhurdur.içindede çeşitli anıtlar heykeller bulunur ankara böyle bir şehirdir ama bizim kültürümüze ters olan bu kötü batı taklitçiliği ile çok çirkin gözükür ,tabi bundada sol görüşlü geçmiş belediyelerinde katkısı fazladır.

kızılayda bazı yerler duyarsınız ama hiçbir özelliği olmayan yerlerdir.karanfil derler hiç birşey yoktur.ortalıkta gezinen üniveriste öğrencileri ve kafeler,yine sakarya caddesi,selanik caddeside hakeza aynıdır.tunalı hilmi gibi falan caddeleri meşhurdur.kızılay ykm mağazası falan gezmek isterseniz çeşitli alışveriş merkezleri boldur.

kızılaydan asıl gitmek istediğimiz yer kocatepe camisidir.sorduğunuzda tepeye doğru tırmanırsınız.cumhuriyet döneminde yapılan en büyük camilerimizden biridir ve ayrıca ankara gibi önemli ve büyük bir şehrin merkezi ve büyük bir mabed sorununu yapımı ile çözmüştür.görkemli bir camidir.büyüklüğünü atakuleden falan izlerken daha iyi anlarsınız. ama tabi tarihi olmayınca ,o tarihi camilerin hazzı belki bulunmayabilir. caminin altı süpermarkettir.beğendik mağazası.avlu stili osmanlı camileri gibi değildir. ama cami betonarme olarak selimiyeyi andırır tarzda yapılmıştır.

kocatepe camisinden sonra civarda yemek yemek isterseniz ,içkisiz ve nezih bir ortam olarak yakınlardaki tunazade restaurantı tavsiye ederim.ankara tabi konuşuyoruz fazla tarihi mekan olmayınca böyle restorant vesaire anlatacağız.

yine kızılaya dönüp gelirseniz bu tunalı hilmi caddesinde kuğulu park bulunur.giderseniz bari kumpir yiyin fena değil.


ankarayı anlatmaya birazda cinnah caddesi tarafını anlatamakla devam edelim.

[mehmetemin]

bu cinnah caddesi ankaranın en ilginç caddelerindendir.malum ismini pakistanın ilk liderinden dahası hindistan müslümanlarının lideri muhammed ali cinnah tan alır.çok dik bir yokuştur.caddenin sonunda ankaranın simgelerinden olan atakuleye ulaşırsınız.

atakule ,üstü döner resturant olan ,yapıldığı yer bir tepe olduğu için ankarayı seyir imkanın fazla olduğu bir yerdir.
eğer retaurant tarafına çıkmak istemiyorsanız.asansör parası vererek,seyir balkonuna çıkabilirsiniz.

bu balkonun bir tarafı çankaya köşkü yani cumhurbaşkanlığını görür,fakat kamera fotoğraf makinası ,cep telefonu ile o taraftan resim çekmek yasaktır.yani dünyada uydularla falan izleme olmadığı için çok sıkı şekilde korunuyor.

ankara manazarasını seyrettikten sonra burdan indiğinizde atakulenin altında çeşitli alışveriş merkezleri olan bir yer.

yine ankaranın semtlerinden en güzeli keçiörendir.keçiörenin merkezi baya değişikiti.belediye binasının arkasındaki tepeye estergon kalesine benzer kale şeklinde bir restaurant ve gezinti ve kültür merkezi yapılmış,karşısındaki tepenin yamacıda yapay bir şelale haline getirilmiş.aslında tabi bozkırın ortasında özelliği ve doğal güzelliği bulunmayan bir şehire bu tip hizmetler renk katıyor.

bu estergon kalesine bilmem kaç basamaklı merdivenden tırmanın,sonra bu keleden şöyle etrafı izleyin.sonra bu kalenin kenarında özbek çadırı vardı.burada özbek gelenksel tatlarından yemek yiyin.biz gittiğimizde müşteri yoktu ve biz yemek yerkende birden ankarada şiddetli bir yağmur başlamıştı ve bu özbek çadırında biz baya oturmuş,sahipleri ile tanışıp ,orta asyadan falan söz etmiştik.ayrıca özbek giysileri giyip fotoğraflar falan çektirmiştik ,baya güzel bir gün olmuştu.inşaalah hala ordadır.şimdilik bilemiyorum ama 2 sene önce ordaydı.

buradan mehmet akif ersoy un müze haline getirilmiş evine gideceğiz.

[mehmetemin]

seyahat noktalarına devam edelim.

ankara bir sağlık başkentide demiştik ve ankranın merkezinde hacettepe tıp fakültesi,hastanesi ve ibni sina hastanesinin bulunduğu yerde anayoldan bir hayli içerde bu kadar büyük binaların içinde milli şairimiz mehmet akif ersoyun müze haline getirilmiş,eski ankara evi şeklindeki evi bulunmaktadır.ne yazık ki müzecilik açısından geri olduğumuz gibi bu kıymetli şairimizide gerekli değeri verememiştik.evde bazı eşyalar mevcut.

buraya istiklal marşının kabulü kutlaması nedeniyle konyadan bir grupla burdaki törenlere katılmıştık.yazarlar birliği başkanı mehmet doğan bey falan vardı.çeşitli üniversitelerden kimselerde katılmıştı.lakin belediyenin,bunun yanında çeşitli siyasi partilerin töreni kendine maletme çabasında ,abuk sabuk gerginlikler içinde bir tören yapılması hiç hoşuma gitmemişti.

ankarada görülecek yerlerden biride meşhur özelif siteleridir. ankaranın demetevler semtinde yapılan bu siteler bizim camiamızın aslında türkiyeye örnek geliştirdiği çok güzel bir projesi idi.rahmetli hocamızda bu sitede ikamet etmiş yandaki camide bir dönem sohbetlerini devam ettirmiş ihavanımız ağırlıklı sakinleri fazla imiş..hatırlayamıyorum ama 12 veya 13 katlı 5 veya 6 bloktan oluşan kandine ait bahçe içinde apartmanlar var.ve camisi içinde.apartmanlar zamanında her kat güneş alsın diye ortası boşluk bırakılmak suretiyle 3 cepheli inşa edilmiş.ortadaki apatman boşluğu çok geniş ve yüksek demir parmaklıklar vardır.görenlerde bir hapishane izlenimi bıraktığı söyleniyor.yani insanın gerçekten aklına geliyor.zamanında bu sitelerde şimdinin meşhur bir çok siyasisiden ,gazetecisine falan bir çok kimseler oturmuş.

şimdi ise burdan ihvanımız genelde taşınmış ,tabi öğrenci evlerimiz ve ihavanımızdan yine bir çok kişi var ama tabi zamanla eskiyen veya geniş aileler için yetersiz gelmeye başladığı için taşınanlar olmuş.

[mehmetemin]

ankaranın parklarıda meşhurdur şöyle bir parklarınada bakalım

kızılayın merkezinde güvenpark ,genelde otobüsler kalktığı için iş çıkışları falan çok kalabalık olur.

sonra sıhhiyedeki gençlik parkı ,baya büyük bir parktır ama zamanında havuzun etrafı içkili yerler ile kaplıydı ama son düzenleme ile galiba içkili restaurant kalmadı.

kuğulu parkı söylemiştik zaten ,birde altınpark vardır genellikle aileler için falan daha uygun bir park.

sonra tabi kitaplarda falan geçerdi atatürk orman çiftliği diye ,çocukken ben hayvanat bahçelerini çok merak ederdim ,ve burayada onun için gitmiştim buradaki hayvanat bahçesi izmirden sonra ki galiba en büyük hayvanat bahçesiydi.aslında çocukların böyle yerlere götürülmesi lazım.ilk defa züerfa veya fil görmek ,aslan kaplan görmek baya ilgi çekici ,sonraları tabi o hapis hayatı yaşayan zavallı hayvanlara acıyoruz fakat tabi o hayvanların bir daha doğal ortamlarında yaşama ihtimalide yok.çünkü oradan koptukları için o özelliklerini kaybetmişler.

bir keresinde ankaraya birde üniversite gezileri için gitmiştik lise sonda birazdan üniversitelerinden bahsedelim bari.

ODTÜ kampüsü türkiyede tektir denebilir gayet geniş şehirden trafikten uzak ama kendimi etraftaki üniversite öğrencilerine göre baya yabancı hissetmiştim.o zamanlar

gazi eğitim bölümü ,mimarisi oranın gayet hoştur ama gaziye sonrada gittim malum orada bir ülkücü hakimiyeti vardı .orasıda ayrı bir ilginçti ama bana daha yakın gelmişti .

ankaranın camilerindende bahsedelim.

bunlardan biri maltepe camisidir.maltepe camisi cumhuriyet döneminde yapılan mimarisi güzel camilerden biridir.bu camide yıllar sonra çinide kullanılmıştır.tabi fayans ile çiniyi ayırmak lazım.bir çok yeni camideki çini değil fayans.

diğer bir camide modern mimariyle yapılan camilerden biride bahçelievler merkez camisidir.herkes bahçelievlere etrafta çok sayıda bulunan kafelerinde oturmak için gider ama siz bu camiyi görmek için gidin.

ankarayıda büyük ölçüde bitirdik bakalım bazı eksik yerleride düşünüp bitirelim ama ankarada ikamet eden abdüllatif kardeşten yaralarlanamadık bu konuda o daha ayrıntılı daha iyi yerler biliyordur muhakkak.

[Eylül]

Ankara da bir de yeni yapılmış bir park var. Göksu. Yer, mevki neresiydi hatırlamıyorum. Bildiğim bişey var ki neredeyse Ankara içi seferi olacaktık. Git git bitmiyor Altınpark'a benziyor, belki biraz daha büyük. Ama etrafı çok kurak. Bakıyorsun park yemyeşil. Az ufka dik gözlerini kup kuru Hafif adrenalin sevenler için Dağ Kızağı güzel olabilir. Ama sadece gezmeye gidin kardeşler Ankara'ya, yerleşmeye değil

[mehmetemin]

aksine bence anakra gezilecek bir yer değil yerleşilecek bir yer.

benide ankarada çok ilginç gelmişti bana pikniğe gidiyoruz diye hiç bir ağacın olmadığı sadece uzaktan gölbaşındaki göl gözüküyor tek özelliği bu ,göl manazarası harika diye ankaralılar hoşuna gidiyordu.gerçi ankara ,konya yani bozkırda fazla alternatifin olmuyor.

[Eylül]

Ankara'ya fazlaca mı taktım acaba? Ama Ankara deyince zihnimde şöyle birşey oluşuyor. Sabah oldu düğmeye basılıyor ve haydii insanalr işe, buzdolabı gibi, soğuk ifadeler. Bütün gün çalış çalış... Mesai saati bitti aynı soğuk ve artı yorgun ifade eve dönüş. Yat, kalk aynen ertesi gün devam. Robot gibi. Çok sıkıcı.

Büyük şehirlerin genel havası bu belki ama Ankara aynı zmanda yeşilden ve tarihten de uzak olunca böyle canlanıyor gözümde.

Herkesin ruh haline göre demek ki...

[Abdüllatif]

Ankara'ya fazlaca mı taktım acaba? Ama Ankara deyince zihnimde şöyle birşey oluşuyor. Sabah oldu düğmeye basılıyor ve haydii insanalr işe, buzdolabı gibi, soğuk ifadeler. Bütün gün çalış çalış... Mesai saati bitti aynı soğuk ve artı yorgun ifade eve dönüş. Yat, kalk aynen ertesi gün devam. Robot gibi. Çok sıkıcı.

İstanbul yada başka büyük şehirler bundan farksız mı?

Mekanlar içindeki insanlarla kıymetlenir. Kişiler odun gibi hayat sürüyorsa bundan şehri sorumlu tutamayız. Lanetli şehir benim bildiğim 2 tane.. Sodom ve Gomore idi... Onun haricinde şehirleri suçlamamak lazım. Ankarada olan odun gibi adamlar İstanbul'da Ankara'dakinden kat kat fazladır tahminim...

[Eylül]

Mekanlar içindeki insanlarla kıymetlenir.

Kesinlikle katılıyorum.Zaten değer veriyorsam, seviyorsam sırf bu yüzden. Ama sizde söylemişsiniz işte;

Kişiler odun gibi hayat sürüyorsa bundan şehri sorumlu tutamayız.

genel olarak sizin tabirinizle odun gibi (bana göre soğuk,donuk,hafif ruhsuz) olunca insanlar, şehre yansıyor.

İstanbul yada başka büyük şehirler bundan farksız mı?

Büyük şehirlerin genel havası bu

Hemfikiriz, bişey demedik.

Ama İstanbul ile Ankara kıyas kabul etmeeez, göz var iz'an var, insaf

Ankara'ya yine gelicez, hep gelicez. Arkadaş, eş, dost ziyareti için inş.

[mehmetemin]

bu sene ramazanı şerif in ilk gününü tevafuk ankarada geçirdim,seyahat maksatlı değil iş için gitmiştim.
pazar gününden gittim,akrabalarda kaldım.yarında yani pazarteside adliyede işlerim var ,ama ankara işler baya gecikiyor akşama kadar kaldık.ama ankaraya maalesef ramazan gelmemiş dedim.bana bazı memurlarla bir yerlere gittik.yemek teklif ederler ,sigara ikram etmeye kalkarlar.reddedince aa sen niyetlimisin gibisinde şaşırma ifadeleri gayette ilginçti,tabi ortam gereği tutup birşeyde diyemiyorsun.velhasıl bu ramazanın ilk gününü ankarada geçirdim.

istanbul ile ankara kıyası hep yapılır ama istanbul un üstünlüğü açıktır.

ankarada nereler vardı.derken birde TBMM binasını gezmiştim.bir aralar bir akrabam mecliste danışmandı hem onu ziyaret hemde bu meclis ne menem bir yermiş diye gittim.fakat orda farkına vardım ki bu ülkede milletvekili olmak zor.bir van milletvekilinin danışmanlığını yapıyordu.sabahatan akşama kadar yüzlerce insan geliyor.tamamı iş istemek veya iş torpili istemek veya devlette bir işini halletmek ,kimi tayin ister kimide aleni olarak milletvekilinden para istemek için geliyor.bu sadece doğu milletvekillerine has değil.yan odada ise akp eski bursa milletvekili ertuğrul yalçınbayır vardı.aynısı onun içinde mevcut.hemde bu gelenler gidip milletvekili ilede görüşüyor.ben milletvekillerini ulaşılmaz zannederdim.hiç alakası yoktur.bazı kimseler hiç ortalıkta görünmez ama listelerde hep ilk sıralarda yer alırlar bunlar özelliği nedir derken meğer özellikleri hemşerilerin işini iyi yapan vekil olmakmış.ve halktanda bu vekiller destek görüyor adam ankaraya bir gittik işimizi hallediverdi ,öbürüsü nün sözü geçmiyor gibi eleştirilerde bulunuyorlar.

o zaman anlıyorsunuz ki siyaset iyi fikir üretmek işi değil.bürokraside iyi aracı olmak yoksa listede yer bulmazsın hemde bu halk bu tip işler yapmazasan senin yüzünede bakmıyor.tamam buda normaldir,bir köyün yol ödeneği için işleri hızlandırsın diye gidip o şehrin vekiliyle falan görüşülürde artık tamamen şahsi işler için ankara yollarını aşındırmak ,bu ülkede bir çarpıklığın olduğunu gösteriyor.


ankara gezisini burda noktalıyoruz.

[Zeyneb Büşra]

Bu ramazan ı şerifte utanmadan çekinmeden yemek yeme olayı Ankara İstanbul meselesi değil bence. Artık hiçbirşey geçmişteki gibi değil. Doğudaki mazbut şehirlerde bile bu artık oluyor. Mesela yaşadığım şehirde bile yan bloktaki komşular balkonda utanmadan yemek yiyip içebiliyor. Eskiden Erzurum'da ortalıkta yiyip içeni bir güzel döverlermiş. Şimdi herşey normal.
İstanbul'un tek farkı daha özgür bir şehir olması bu yönden Ankara'dan. İçkisini içen de sokak ortasında , bir muhiti İslam'a göre şekillendirmeye çalışan da. Yoksa İstanbul Ankara'dan daha ılımlı demek yanlış olur. Bunu demek için İstanbul'un Fatih'ine gidip Taksim'ine gitmemiş olmak lazım.

[mehmetemin]

seyahatimize konya yı anlatarak devam edeceğiz.konyalı olmam haeebi ile daha ayrıntılı ve uzun olacaktır.

konya denince akla ilk ne gelir.tabiki gerek konyalılar gerek konya dışındakiler hemen mevalana hz leri der.evet öyledir.mesnevi şerif in yazarı bu büyük mutasavvıf ve alim hz mevlana afganistanın belh şehrinde selçuklu zamanında aladdin keykubat zamanında ki kendisi o zamanlar meşhur değildi,babası bahaüddin veled ile önce karamana sonra sultanın daveti ile konyaya gelmişti,babasının vefatından sonra onun yerine medresede hocalık yapan mevlananın ünü artmış ,daha sonra tebrizli şems hz leri ile ile olan dostluğu derken yazdığı mesenevi şerif ve kurucusu olduğu mevlevi tarikatı ile bütün dünyada tanınmıştır.

mevlana hz lerinin türbesi sultanın kendisine hediye ettiği gülbahçesinin yanına yapılmış daha sonra buraya mevlevi tekkesi inşa edilmiştir.şimdi müze olarak gezilen mekan dergah kısmıdır.arkasındada gülbahçesi bulunmaktadır.

mevalna hz lerinin türbesini iranlı bir mimar yapmış ,türbenin şekli bizim klasik türbelerimize benzemez ,orjinal bir şekli vardır.dışı yeşil çinilerle örtülüdür. mevlevi kitaplarında kubbe-i hadra diye geçer.birden anımsadınız ki bu kubbe-i hadra rasullulahın kabri içinde kullanılır.acaba bu bir edepsizlik mi derken ,hz peygamberin kabrinin kubbesinin yeşile boyanması hadisesi yeniymiş.1800 yıllar olması lazım,anladımki mevlana türbesinin yapım tarihi daha eskidir ve bu kullanımda bir yanlışlık yoktur ama yanlış anlaşılmaları önlemek için kullanmamak daha doğrudur.

devma edeceğiz.