Şeytanın cirit attığı sahalardan birisi.
"Bak böyle demek istedi, böyle anlaman lazım, hakarettir bu, tepki ver, altında kalma, saldır...." Oysaki karşı tarafın aklından bile geçmemiştir. Hatta bir söz söylemese bile vesveseler artar. "Niye suskun, buna niye cevap vermedi, yoksa şöylemi anladı, kızdı mı, sessizlikle cevap mı veriyor...." Hem öyle olabiliyor, hemde olmayabiliyor. Doğru da çıkabiliyor yanlışta.
Netten de yazışsak, yüzyüze de konuşsak aklımız, sinsi vesvesecinin tarlası oluveriyor. Bin türlü senaryoya elverişli. Bu da temiz olmayışından herhalde. Hele birde önyargımız bolsa... Oooohh.. Akıl mantık bir yana, emmareler çarpışa...
Gaflet içre olduğumuzdan ve özellikle şeytandan Allah(cc)'a sık sık sığınmayışımız en büyük sebeplerinden. Allahu alem..
Kendimizi karşımızdakinin yerine koyup düşünmek genel ve güzel bir çözüm (Sanırım empati derken bunu kastettiniz). Fakat bu de yetersiz oluyor bazen. Hiç olmadık bir sebep-mantık-anlayış çıkabiliyor. Ama gerekli bişey.
Açık olmak ve anlayışı sorgulamak güzel bir çözüm. "Bak kardeş, ben senin şu sözünden şöyle birşey anladım, bana dokundu. Bunu bir açıklarmısın, gerçekten böyle mi demek istedin?" gibi sorgulamak. Pek uygulanmayan birşey ama uygulandığında samimiyeti ve iletişimi daha sağlıklı hale getirebilir. Özellikle ihvan arasında uygulamaya elverişli bir metod.
Bunun, empatinin, etkili dinlemenin bir alışkanlık haline gelmesi de çok verimli olabilir. Netice, düşünerek dinleme-konuşma özelliğine burdanda kad'a dayanıyor....
Anlayış sorunu, özellikle vesveselerle gelen anlaşamama; evli çiftlerde ve özellikle evlenmeye karar vermiş adaylar arasında ve evliliğin ilk yıllarında çok belirginleşiyor. Tabi evlilik, şeytanın istemediği bir şey olduğu aşikar. Bu durumlarda daha çok çalışıyor... Çokça Allah(cc)'a sığınmamız ve açık-net olmamız fırsat vermememiz ayrılığa düşmememiz gerekir diye düşünüyorum.
Karışık oldu, anlaşılırız inş.
Allah(cc) cümlemize İslamı en güzel şekilde anlayıp yaşayabilmeyi nasib etsin.
Esselamualeyküm.