Sistem istediğini almadan PKK terörü bitmez...

[anchebout]

Sistem istediğini almadan PKK terörü bitmez...

Bazen acıklı defans çabalarına tanık olsak da (AB ve Gümrük Birliği Anlaşması hadiselerinde olduğu gibi), CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, dış politika konusunda kayda değer görüşleri olan siyasetçilerimizden biridir.

Biraz ?eski?de kalmıştır, çözüm önerileri anakronik kaçmaktadır ama hiç yoktan iyidir...

Daha iyi olacak...

Herkesin üzerinde ittifak ettiği ulusal konuları ?iç politika manivelası? olarak kullanmazsa daha da iyi olacak.

Neyse...

Aynı zamanda deneyimli bir diplomat olan Onur Öymen, son PKK saldırılarıyla ilgili olarak şunları söylüyor:

Terör, belirli siyasi amaçları olan, bu amaçları gerçekleştirmek için örgütlenen, dış mali ve siyasi destek bulan bir oluşumdur.

1974 yılında gerçekleştirdiğimiz Kıbrıs harekatından sonra Kıbrıs Rum EOKA teröristleri bir bildiri yayınlayarak bütün dünyadaki Türk hedeflerini vuracaklarını ilan ettiler.

1975 yılında ASALA Ermeni terörü ortaya çıktı, Büyükelçi ve Elçilik mensubu 40?dan fazla değerli insanımız bu terörist saldırılar sonunda hayatını kaybetti.

Ermeni terörünün bu tehditten hemen sonra başlaması bir tesadüf sayılabilir mi? ASALA terörü 1984 yılında fiilen sona erdi. Ondan hemen sonra PKK terörünün başlaması acaba tesadüf müdür?

Böyle diyor Öymen...

Genelgeçer ve herkesin kolaylıkla ulaşacağı bilgileri yansıtsa da, doğru görüşler bunlar.

Bir badireden kurtulduk derken, daha zorlusuyla karşılaşmamız, elbette tesadüf değil...

Madem bir ?hiyerarşi?den ve tesadüflere bırakmak istemediğimiz bir sıralamadan söz ediyoruz, o zaman ?terör?le murat edilen şey üzerinde daha serinkanlı düşünmeliyiz.

Öymen?in zikrettiği hiyerarşi de, bize, terörle mücadelenin, sadece bir asayiş problemi olmadığını hatırlatıyor.

Çünkü, terörle mücadele, sadece bir ?asayiş problemi? değildir... Bir fikriyattır...

Bunu şöyle açabiliriz:

Terör, sadece öldürmeyi, korkutmayı, yıldırmayı hedeflemez.

Evet, terör, ?terörist? adı verilen kişilerin başvurduğu bir ?kendi ifade etme yöntemi?, bir siyasal mesaj aracıdır ve bazen öldürmeyi, korkutmayı, yıldırmayı hedeflemektedir ama, sadece bu değildir.

Terör bir ticarettir.

Getirisi de, bu enstrümanı kullanan/kullanabilen güçler açısından oldukça yüksektir...

El Kaide bağlamında yazdığımı hatırlıyorum:

Biz, çoğu zaman terör örgütlerinin ?tek başına? ve ?yalıtılmış? yapılar olduğunu düşünürüz. Oysa bu tür örgütlerin tek başına yaşama sansları yoktur. Her zaman bir muharrik güce, bir desteğe, bir ?manipülasyon iklimi?ne ihtiyaç duyarlar ve esasında ayakta kalmaları buna bağlıdır.

Hiçbir terör örgütü, merkezi ve düzenleyici iradeden (yani ?sistem?den, sistemin istihbarat odaklarından) bağımsız değildir.

Hatta, ?sistem?le iç içedir...

Denetim dışına çıktıklarında gözden çıkarılırlar.

Daha doğrusu, kar getirmediklerinde, zararlı olmaya başladıklarında kapatılırlar; ?Kızıl Tugaylar? ve ?17 Kasım? örneklerinde olduğu gibi.

Dolayısıyla, PKK da bir şirkettir.

Bu şirketin çalışanları, kan dökerek ulvi bir davaya (?Büyük Kürdistan? davasına) hizmet ettiklerini sanıyorlar ama, bir taraftan da kendilerine lojistik sağlayan güçlere ?para kazanma kulvarları? açıyorlar.

Hulasa...

Türkiye?den istenenler (nelerse onlar) tam anlamıyla temin edilinceye kadar PKK terörü sürecektir.

Ne istendiğini de, deneyimli bir diplomat olan Onur Öymen söylesin artık.

Ahmet KEKEÇ-STAR
25.10.2007