Selamün aleyküm!
Bereketinden istifade etmeyi murat ettiğimiz geçen Receb ve gitmekte olan Şaban ayı ile birlikte kavuşmayı ve temizlenerek tamamlamayı murat ettiğimiz Razaman ayına yaklaşıyoruz.
Yüce Allah (c.c.) hepimize hayırlı ömürler ihsan etsin de, Ramazana ermeyi, ihya olmayı ve hayat standardımızı yükseltecek meziyetlerle yüklenmiş olarak çıkmayı, bunları kalan ömrümüzde devam etmek nasib olsun.
Ramazan ve tabiki oruç mevzuuna bir giriş yapmış olalım diye; arkadaş grubumuz için hazırlanan Kur'an-ı Kerîm'den ve Hadis-i Şerif'lerden bir miktarını ihtiva eden bilgi notunu istifadenize sunuyorum.
Âyet-i kerîmelerin meâllleri "Feyz'ül-Furkân"dan, Hadîs-i Şerif'lerin mealleri "Riyazü's-sâlihin"den alınmıştır.
Yüce Allah (c.c.) dünyada ve ahirette nimete erenlerden eylesin. (Âmin)
Rahman ve Rahim Allah'ın adı ile.
“Ey îman edenler!
Sizden önceki (ümmet)lere yazıldığı gibi, sizin üzerinize de oruç tutmak yazıldı (farz kılındı). Olur ki bu sâyede takvâya erer (Allah’tan gerektiği gibi çekinir ve kendinizi kötü sondan korur)sunuz.
O (farz kılınan oruç), sayılı günlerdir.
Sizden kim, (o günlerde) hasta veya seferde ise, tutamadığı günler sayısınca başka günlerde (oruç) tutar.
(İhtiyarlığından veya tedâvisi mümkün olmayan bir hastalıktan dolayı) oruç tutmaya gücü yetmeyenlere, (her güne karşılık) bir yoksulu (sabah-akşam) doyuracak bir fidye vermesi (gerekli)dir. Kim de gönülden gelerek (daha fazla) bir ihsanda bulunursa, bu, onun için daha hayırlıdır.
Bununla beraber (zor da olsa), (işin önemini) bilirseniz, oruç tutmanız, sizin için daha hayırlıdır.
(Orucun tutulması gereken o sayılı günler) Ramazan ayıdır ki, Kur'ân; insanlara hidâyet (doğru yol) rehberi, doğru yolun ve doğruyu eğriden ayırmanın açık delilleri olarak onda(ki Kadir gecesinde) indirildi.
Sizden kim (mâzereti olmaksızın) bu ay(ın ilk hilâlin)e erişirse/görürse hemen orucunu tutsun, kim de hasta veya seferde (olup da yer) ise, tutmadığı günler sayısınca (câiz olan) başka günlerde (orucunu kazâ etsin). Allah sizin hakkınızda kolaylık ister, zorluk istemez. Bu da, o sayıyı (kazâ ile) tamamlamanız ve size yol göstermesine karşılık Allah'ın yüceliğini tanımanız içindir. Olur ki (düşünür de) şükredersiniz.
(Rasûlüm!) Kullarım sana beni soracak olurlarsa bilsinler ki, ben, şüphesiz onlara çok yakınım. Bana dua edenin duasına icâbet eder (kabul eder)im. O halde onlar da benim (iman, ibadet ve kulluk etmeleri) davetimi kabul ed(ip bana itaat et)sinler ve bana îman(da sebat) etsinler. Tâ ki bu sâyede doğru yola (kurtuluşa) ulaşmış olsunlar
Oruç (günlerinin) gecesinde eşlerinizle cinsî ilişki kurmanız size helâl kılındı. (Haramdan korunmak ve sükûnete kavuşmanız için) onlar sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz. Allah (onlara yaklaşmamakla) nefislerinizin arzularına karşı zâfiyet göstereceğinizi bildi de tövbelerinizi kabul edip, sizi bağışladı. Artık bundan böyle onlara yaklaşın ve Allah'ın sizin için yazdığı (takdir ettiği) şey (nesl)i isteyin.
Beyaz iplik siyah iplikten (fecrin aydınlığı, gecenin karanlığından) seçilinceye (tanyeri ağarıncaya) kadar yiyin, için, sonra da orucu akşam oluncaya (iftar vaktine) kadar tamamlayın.
Fakat, mescidlerde i'tikâfa (ibâdete) çekilmiş iken kadınlarınıza yaklaşmayın. Bu (hükümler) Allah'ın sınırlarıdır; sakın sınırlara yaklaşmayın! Allah, sakınıp (kötü akıbetten) korunsunlar diye âyetlerini insanlara böyle açıklar. “
(el-Bakara Sûresi 2/183-187.âyet-i kerîmeleri)
“(Ey Resûlüm!) Tevbe eden, ibâdet eden, hamd eden, oruç tutan, (namaz kılarak) rükû eden, secde eden, iyiliği emredip kötülükten vazgeçirmeye çalışan ve Allah'ın sınırlarını (koyduğu hükümleri) koruyan (böyle) mü'minlere (cenneti) müjdele! “
(el-Tevbe Sûresi 9/112.âyet-i kerîmesi)
“Şüphesiz ki,
müslüman olan (Allah'ın emirlerine teslim olan) erkeklerle, müslüman kadınlar;
îman eden erkeklerle, îman eden kadınlar,
itaat (ve ibâdet)e devam eden erkeklerle; itaat (ve ibâdet)e devâm eden kadınlar;
doğru erkeklerle, doğru kadınlar;
sabreden erkeklerle, sabreden kadınlar;
alçak gönüllü (ve saygılı) erkeklerle, alçak gönüllü (ve saygılı) kadınlar;
sadaka veren erkeklerle, sadaka veren kadınlar;
oruç tutan erkeklerle, oruç tutan kadınlar;
mahrem yerlerini (haramdan) koruyan/hayâlı erkeklerle, mahrem yerlerini (ve görünümlerini haramdan) koruyan/iffetli kadınlar;
Allah'ı çok anan erkeklerle (Allah'ı çok) anan kadınlar (var ya, işte)
Allah, onlar için (günahlarına) mağfiret ve (hesap sonrası) büyük bir mükâfât hazırlamıştır.”
(Ahzâb Sûresi 33/35.âyet-i kerîmesi)
"Ramazan hilâlini görünce oruç tutunuz. Şevval hilâlini görünce de oruca son veriniz. Ramazanın başlangıcı bulutlu bir güne rastlarsa, şâbanı otuza tamamlayınız. Eğer şevval ayının başlangıcı bulutlu olursa, orucu otuza tamamlayınız."
(Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edilmiştir.
Buhârî, Savm 11; Müslim, Sıyâm 4, 7, 8, 17-20.
Ayrıca bk. Tirmizî, Savm 5; Nesâî, Sıyâm 8; İbni Mâce, Sıyâm 7
"Kim, faziletine inanarak ve karşılığını Allah'tan bekleyerek ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları bağışlanır."
(Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edilmiştir.
Buhârî, Îmân 28, Savm 6; Müslim, Sıyâm 203, Müsâfirîn 175.
Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Ramazan 1, Savm 57; Tirmizî, Savm 1,
Cennet 4; Nesâî, Sıyâm 39; İbni Mâce, İkâmet 173, Sıyâm 2, 33’de kayıtlıdır.)
"Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır."
(Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edilmiştir.
Buhârî, Savm 5, Bed'ul-halk 11; Müslim, Sıyâm 1, 2, 4, 5’te kayıtlıdır.)
“Aziz ve celîl olan Allah: "İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükâfatını da ben vereceğim" buyurmuştur.
Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: ‘Ben oruçluyum’ desin.
Muhammed'in canı kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.
Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır."
(Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edilmiştir.
Buhârî, Savm 9; Müslim, Sıyâm 163’de kayıtlıdır.)
HOŞGELDİN RAMAZAN AYI!
-
- Posts: 280
- Joined: 01 Sep 2007, 17:58
- Kan Grubu: A (+)
HOŞGELDİN RAMAZAN AYI!
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
-
- Posts: 280
- Joined: 01 Sep 2007, 17:58
- Kan Grubu: A (+)
RAMAZANIN FAZİLETLERİ (M.Es'ad COŞAN Rh.A.)
Selâmün aleyküm!
Hocamız cennetmekân Mahmûd Es'ad COŞAN (rahimehullah) efendimizin bir sohbetinin özet sayılabilecek bir bölümü aşağıda istifademize sunulmuştur.
Özette okuyamayacağımız ama çok önemli tesbitlerden ve nasihatlerden sohbetin tamamı okunarak veya dinlenerek bilgi sahibi olunabilir.
Sohbetin tamamı Açıklama adresinden görülebilir ve istifade edilebilir.
Yüce Allah (c.c.) rızasına uygun bir hayat sürerek huzuruna varmış olabilmeyi, peygamber efendimiz (s.a.v.) ve sair peygamber efendilerimiz (a.s.) ile, ashab-ı kiram (r.a.) ile, peygamber efendimizin varisleri olan sadat pir efendilerimiz (rh.a.e.) ile birlikte olabilmeyi cümlemize nasîb ve müyesser eylesin.
(âmin)
RAMAZANIN FAZİLETLERİ
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..
Aziz ve sevgili müslüman kardeşlerim, sevgili dinleyicilerim!..
Allah-u Teâlâ Hazretleri cümlenizden râzı olsun... Bu güzel, hayırlı, feyizli ayın rahmetlerinden, nimetlerinden, Allah-u Teâlâ Hazretleri'nin iyi kullarına sunduğu ikramlarından istifade etmeyi Mevlâ cümlenize nasib ve müyesser eylesin...
Aziz ve muhterem kardeşlerim!.. Selmân-ı Fârisî RA, biliyorsunuz Peygamber SAS'in çok sevdiği bir sahabi... (Selmâni minnâ ehlel beyti) "Selman bizdendir, ehl-i beytimizdendir." buyurmuş. Selman RA diyor ki:
(Hatabenâ rasûlüllah SAS fî ahiri yevmin min şa'bân) "Şa'banın son gününde Rasûlüllah SAS bir hutbe irad eyledi. Çıktı minbere, bizlere bir konuşma yaptı."
(Yâ eyyühen nâs) "Ey insanlar!.. (Kad ezalleküm şehrun azîmün) Size bir büyük, azametli, muazzam ayın gölgesi geldi, sizi gölgeledi, gölgesi üzerinize düştü." Çünkü şa'banın son günü, henüz daha ramazan girmemiş, onun için öyle buyurmuş.
(mübârekün) "Mübarek bir ay...
(şehrun fîhî leyletün hayrun min elfi şehrin) Öyle bir ay ki, içinde bin aydan daha hayırlı bir gecenin olduğu ay..."
(Cealalàhu sıyâmehû farîdaten ve kıyâme leylihî tatavvuan) Allah bu ramazan ayının içinde gündüzleri oruç tutmayı fariza kılmıştır, farz kılmıştır. Geceleyin kalkıp namaz kılmayı da tatavvu' kılmıştır. Tatavvu', sevap kazanmak için farz olmadığı halde yapılan güzel ibadetler demek...
(Men tekarrabe fîhî bihasletin minel hayri ev eddâ farîdaten kâne kemen eddâ seb'îne farîdaten fî mâ sivâhu) "Kim bu ay içinde, ramazan ayı içinde hayırdan herhangi bir çeşidiyle bir hayır yaparsa, Allah'a yakınlık sağlayacak bir güzel jest, bir ibadet, bir hayır yaparsa, yahut da üzerine fariza olan bir şeyi bu ramazan ayı içinde yaparsa; --meselâ zekât; zekâtın ille şu ayda verilecek diye bir mecburiyeti yoktur amma, ramazan ayında verirse meselâ-- bu ayın dışında yapmış olduğu yetmiş farîza edâ etmiş gibi olur."
(Ve hüve şehrus sabri) Bu ramazan sabır ayıdır. Ramazanda Allah-u Teâlâ Hazretleri bize, bizim için helâl olan bazı şeyleri yapmayın diye sabır emretmiş: "Su içmeyin, yemek yemeyin, şunu yapmayın, bunu yapmayın!.." … Sabır ayı...
(Ves sabru sevâbühül cenneh) Sabrın sevabı, mukabili, karşılığı da cennettir.
(Ve şehrül muvâsâti) Bu ay şehrül muvâsâhtır. Şehrül muvâsâh demek, birisine mâlî bakımdan, aynî bakımdan, eşya ve yiyecek içecek bakımından yardım etme ayı demektir.
(Ve şehrün yüzâdü fî rizkıl mü'mini fîhî) Bu ayda Allah mü'minin rızkını arttırıyor.
(Men fettara fîhî sàimen kâne mağfireten lizünûbihî) "Bu ayda bir oruçluyu iftar ettirir, akşamleyin yemek yedirtirse, kendi günahlarının mağfiret edilmesine sebep olur."
(Ve ıtka rakabetihî minen nâr) Boynu da cehennemden âzâd olurmuş, böyle yemek yediren kimsenin...
(Ve kâne lehû misli ecrihî) "İftar ettirdiği oruçlu ne sevab kazandıysa, onun ecrinin bir misli de iftar ettirene verilir." diyor Peygamber Efendimiz... (min gayri en yenkusa min ecrihî şey') "O oruçlu misafirin sevabından hiç bir şey eksilmeden, ev sahibine de onun ecrinin bir misli verilir."
(Kàlû: Yâ rasûlallah! Leyse küllünâ yecidü mâ yufattirus sàim.) Tabii, sahabe-i kiram çok sıkıntılar çektiler o zamanda... Demişler ki: "Hepimiz oruçluya iftar ettirecek, sofra kuracak durumda değiliz! Öyle yiyeceğimiz içeceğimiz yok ki evde, nasıl iftar ettirebilelim?.. İftar ettirecek durumda olmayanlar ne olacak?" diye sormuşlar Peygamber SAS Efendimiz'e...
Peygamber SAS Efendimiz buyurmuş ki:
(Yu'tillâhu hâzes savâbe men fettara sàimen alâ temretin ev alâ şerbeti mâin ev mezkati lebenin.) "Bu sevabı Allah-u Teâlâ Hazretleri bir oruçluya bir hurma ikram edene, yahut bir içim su verene veyahut birazcık sağılmış süt verene Allah bu sevabı verir."
(Ve hüve şehrün evvelühû rahmetün ve evsatühû mağfiretün ve âhiruhû itkun minen nâr) Buyurmuş ki Peygamber Efendimiz bu ramazan için: "Bu öyle bir aydır ki, bu ayın evveli rahmettir."
(Ve evsatühû mağfiretün) "Ortası kulun günahlarının mağfiret olunmasıdır."
(Ve âhiruhû ıtkun minen nâr) "Ramazanın sonu da cehennemden âzadlıktır."
(Men haffefe an memlûkihî fîhî gafarallàhu lehû ve a'tekahû minen nâr) …. "Kim kölesine bu ayda biraz işi hafif buyurursa, çok iş yüklemezse, --tabii, kölelerin bir kısmı müslüman olabiliyordu; müslüman ama köledir gene, çalışacak-- Allah o kölenin efendisini mağfiret eder, (ve a'tekahû minen nâr) onu cehennemden âzâd eder.
(Festeksirû fîhî min erbai hisâl) "Bu ramazan dört işi çok yapın!..
(Hasleteyni türdûne bihimâ rabbeküm) Bu dört işin iki tanesi ile Rabbinizin rızâsını kazanacaksınız, Rabbinizi sizden râzı edebileceksiniz.
(Ve hasleteyni lâ ğınâe biküm anhümâ) Öteki iki tane iş de sizin vazgeçemeyeceğiniz, mecbur olduğunuz, muhtac olduğunuz, elde etmek zorunda olduğunuz şeylerdir. Dört şeyi çok yapın!" diyor. Ne imiş onlar?..
(Fe emmel hasletânilletâni turdûne bihimâ rabbeküm) Rabbinizi râzı edeceğiniz, Rabbinizin rızâsına ereceğiniz iki iş nedir: (Fe şehâdetü en lâ ilâhe illallah) "Eşhedü en lâ ilâhe illallah" demektir. Bu çok önemli bir söz! "Ben şahidlik ederim, bilirim bildiririm ki, Allah-u Teâlâ Hazretleri'nin şeriki, naziri yoktur, tektir." (Ve testağfirûnehû) İkincisi de, istiğfar etmektir.
(Ve emmel hasletânilletâni lâ gınâe biküm anhümâ) "Kendisinden müstağni kalamayacağınız öteki iki iş:
(Fetes'elûnallahel cenneh ve teûzûne bihî minen nâr) Allah'tan cennetini istemenizdir ve cehennemden Allah'a sığınmanızdır."
(Ve men sakà fîhî sàimen) "Kim bir oruçluyu bu ayda doyurursa, (sakàhullàhu teâlâ min havdî şerbeten) Allah o kimseye benim havz-ı kevserimden öyle bir kevser şerbeti ikrâm eder ki; (lâ yezmau ba'dehâ ebedâ) içen öyle kanar, öyle doyar, öyle memnun olur ki, hiç bir daha susuzluk çekmeyecek güzel bir hâle nâil olur."
….. Bu güzel hadis-i şerifi böylece biz de sizlere tamamlamış olduk. Eğer not aldıysanız, epeyce bilgiler size ulaşmış oldu. Tekrar başından şöyle bir göz gezdirelim:
Bu hadisi şerife göre, gözümüzü dört açacağız, kadir gecesini kaçırmamağa çalışacağız. Bunun için ramazanın son on gününde i'tikâfa gireceğiz. Ramazan bayramında paramız pulumuz varsa, bir kurban keseceğiz. Sonra, bu ayın sabır ayı olduğunu bildiğimiz için sabredeceğiz, sabrın mukabilinin cennet olduğunu bileceğiz. Bu ayda bir insan hayır yaparsa veya başka aylarda yapabileceği bir hayırı bu ayda yaparsa, yetmiş misli sevab aldığını unutmayacağız. Bu ayda hayırlara çok koşacağız.
Rızk artıyor bu ayda... Ona da elhamdü lillâh diyeceğiz, hamd edeceğiz. Bu ay biraz mâlî bakımdan fakirleri destekleme ayı olduğundan mâlî desteğimizi de yapacağız bu ayda... Mâlî derken hem para desteği nakit olarak; hem de aynî, eşya, yiyecek, giyecek olarak... Herkes bir bayram edecek, ramazanın içinde bir rahatlayacak.
Kim oruçluya iftar ettirirse, günahları mağfiret oluyor, cehennemden âzâd oluyor, iftar ettirdiği oruçlunun sevabının mislini alıyor. Onun için ne yapacağız?.. Akşamları soframızı açacağız, misafir davet etmeğe, bazı oruçlu kimselere iftar ziyafeti vermeğe gayret edeceğiz. Eğer imkânımız yoksa; bir içim su, bir hurma veya birazcık süt gibi bir şeyle ikram edilse, oruç açılmağa vesîle olunsa, o da o sevabı almağa sebep olacak.
Bu ayda "Lâ ilâhe illallah" demeyi çok yapacağız, "Estağfirullah" demeyi çok yapacağız. Cenneti çok isteyeceğiz Allah'tan... Cehennemden Allah'a sığınmağa fazla düşkünlük göstereceğiz. Fazla yalvarıp yakaracağız, "Afeet bizi... Sokma bizi cehenneme yâ Rabbi!.. Cehennemden âzâd et...." diyeceğiz.
Allah-u Teâlâ Hazretleri, bu hadis-i şerifte Rasûlüllah SAS Efendimiz'in müjdelediği, bildirdiği bütün bu güzelliklere cümlemizi erdirsin... Nice nice mübarek ramazanlara Allah'ın sevdiği kullar olarak ulaşmayı, Allah'ın sevdiği şekilde bu ayları ihyâ eyleyip, yaşayıp, ibadetle süsleyip bu ayların feyizlerinden, bereketinden, sevaplarından, nimetlerinden, ilâhî ikramlarından istifade etmeyi cümlemize Allah nasib eylesin...
Ömrümüzü rızâsına uygun geçirip, sevdiği kullar olmaya ulaşıp, kalbimiz nurlanıp, içimiz aşkullah, muhabbetullahla dolup ömrümüzü Allah'ın rızâsına uygun geçirmemizi Allah cümlemize nasib eylesin...
Hüsn-ü hâtimeler ile bu dünyadan vedâ edip ahirete göçmeyi, huzuruna sevdiği, râzı olduğu, yüzü ak, alnı açık, nurlu kullar olarak varmayı nasib eylesin... Rabbimiz cennetiyle, cemâliyle, cümlenizi, cümlemizi müşerref eylesin... Peygamber-i Zîşânımız'a, Habîb-i Edîbi Muhammed-i Mustafâ'sına komşu eylesin... O Havz-ı Kevserinden de doya doya nûş etmeyi Rabbimiz cümlemize nasib eylesin...
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhu ve berekâtühû!.."
Hocamız cennetmekân Mahmûd Es'ad COŞAN (rahimehullah) efendimizin bir sohbetinin özet sayılabilecek bir bölümü aşağıda istifademize sunulmuştur.
Özette okuyamayacağımız ama çok önemli tesbitlerden ve nasihatlerden sohbetin tamamı okunarak veya dinlenerek bilgi sahibi olunabilir.
Sohbetin tamamı Açıklama adresinden görülebilir ve istifade edilebilir.
Yüce Allah (c.c.) rızasına uygun bir hayat sürerek huzuruna varmış olabilmeyi, peygamber efendimiz (s.a.v.) ve sair peygamber efendilerimiz (a.s.) ile, ashab-ı kiram (r.a.) ile, peygamber efendimizin varisleri olan sadat pir efendilerimiz (rh.a.e.) ile birlikte olabilmeyi cümlemize nasîb ve müyesser eylesin.
(âmin)
RAMAZANIN FAZİLETLERİ
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhi ve berekâtühû!..
Aziz ve sevgili müslüman kardeşlerim, sevgili dinleyicilerim!..
Allah-u Teâlâ Hazretleri cümlenizden râzı olsun... Bu güzel, hayırlı, feyizli ayın rahmetlerinden, nimetlerinden, Allah-u Teâlâ Hazretleri'nin iyi kullarına sunduğu ikramlarından istifade etmeyi Mevlâ cümlenize nasib ve müyesser eylesin...
Aziz ve muhterem kardeşlerim!.. Selmân-ı Fârisî RA, biliyorsunuz Peygamber SAS'in çok sevdiği bir sahabi... (Selmâni minnâ ehlel beyti) "Selman bizdendir, ehl-i beytimizdendir." buyurmuş. Selman RA diyor ki:
(Hatabenâ rasûlüllah SAS fî ahiri yevmin min şa'bân) "Şa'banın son gününde Rasûlüllah SAS bir hutbe irad eyledi. Çıktı minbere, bizlere bir konuşma yaptı."
(Yâ eyyühen nâs) "Ey insanlar!.. (Kad ezalleküm şehrun azîmün) Size bir büyük, azametli, muazzam ayın gölgesi geldi, sizi gölgeledi, gölgesi üzerinize düştü." Çünkü şa'banın son günü, henüz daha ramazan girmemiş, onun için öyle buyurmuş.
(mübârekün) "Mübarek bir ay...
(şehrun fîhî leyletün hayrun min elfi şehrin) Öyle bir ay ki, içinde bin aydan daha hayırlı bir gecenin olduğu ay..."
(Cealalàhu sıyâmehû farîdaten ve kıyâme leylihî tatavvuan) Allah bu ramazan ayının içinde gündüzleri oruç tutmayı fariza kılmıştır, farz kılmıştır. Geceleyin kalkıp namaz kılmayı da tatavvu' kılmıştır. Tatavvu', sevap kazanmak için farz olmadığı halde yapılan güzel ibadetler demek...
(Men tekarrabe fîhî bihasletin minel hayri ev eddâ farîdaten kâne kemen eddâ seb'îne farîdaten fî mâ sivâhu) "Kim bu ay içinde, ramazan ayı içinde hayırdan herhangi bir çeşidiyle bir hayır yaparsa, Allah'a yakınlık sağlayacak bir güzel jest, bir ibadet, bir hayır yaparsa, yahut da üzerine fariza olan bir şeyi bu ramazan ayı içinde yaparsa; --meselâ zekât; zekâtın ille şu ayda verilecek diye bir mecburiyeti yoktur amma, ramazan ayında verirse meselâ-- bu ayın dışında yapmış olduğu yetmiş farîza edâ etmiş gibi olur."
(Ve hüve şehrus sabri) Bu ramazan sabır ayıdır. Ramazanda Allah-u Teâlâ Hazretleri bize, bizim için helâl olan bazı şeyleri yapmayın diye sabır emretmiş: "Su içmeyin, yemek yemeyin, şunu yapmayın, bunu yapmayın!.." … Sabır ayı...
(Ves sabru sevâbühül cenneh) Sabrın sevabı, mukabili, karşılığı da cennettir.
(Ve şehrül muvâsâti) Bu ay şehrül muvâsâhtır. Şehrül muvâsâh demek, birisine mâlî bakımdan, aynî bakımdan, eşya ve yiyecek içecek bakımından yardım etme ayı demektir.
(Ve şehrün yüzâdü fî rizkıl mü'mini fîhî) Bu ayda Allah mü'minin rızkını arttırıyor.
(Men fettara fîhî sàimen kâne mağfireten lizünûbihî) "Bu ayda bir oruçluyu iftar ettirir, akşamleyin yemek yedirtirse, kendi günahlarının mağfiret edilmesine sebep olur."
(Ve ıtka rakabetihî minen nâr) Boynu da cehennemden âzâd olurmuş, böyle yemek yediren kimsenin...
(Ve kâne lehû misli ecrihî) "İftar ettirdiği oruçlu ne sevab kazandıysa, onun ecrinin bir misli de iftar ettirene verilir." diyor Peygamber Efendimiz... (min gayri en yenkusa min ecrihî şey') "O oruçlu misafirin sevabından hiç bir şey eksilmeden, ev sahibine de onun ecrinin bir misli verilir."
(Kàlû: Yâ rasûlallah! Leyse küllünâ yecidü mâ yufattirus sàim.) Tabii, sahabe-i kiram çok sıkıntılar çektiler o zamanda... Demişler ki: "Hepimiz oruçluya iftar ettirecek, sofra kuracak durumda değiliz! Öyle yiyeceğimiz içeceğimiz yok ki evde, nasıl iftar ettirebilelim?.. İftar ettirecek durumda olmayanlar ne olacak?" diye sormuşlar Peygamber SAS Efendimiz'e...
Peygamber SAS Efendimiz buyurmuş ki:
(Yu'tillâhu hâzes savâbe men fettara sàimen alâ temretin ev alâ şerbeti mâin ev mezkati lebenin.) "Bu sevabı Allah-u Teâlâ Hazretleri bir oruçluya bir hurma ikram edene, yahut bir içim su verene veyahut birazcık sağılmış süt verene Allah bu sevabı verir."
(Ve hüve şehrün evvelühû rahmetün ve evsatühû mağfiretün ve âhiruhû itkun minen nâr) Buyurmuş ki Peygamber Efendimiz bu ramazan için: "Bu öyle bir aydır ki, bu ayın evveli rahmettir."
(Ve evsatühû mağfiretün) "Ortası kulun günahlarının mağfiret olunmasıdır."
(Ve âhiruhû ıtkun minen nâr) "Ramazanın sonu da cehennemden âzadlıktır."
(Men haffefe an memlûkihî fîhî gafarallàhu lehû ve a'tekahû minen nâr) …. "Kim kölesine bu ayda biraz işi hafif buyurursa, çok iş yüklemezse, --tabii, kölelerin bir kısmı müslüman olabiliyordu; müslüman ama köledir gene, çalışacak-- Allah o kölenin efendisini mağfiret eder, (ve a'tekahû minen nâr) onu cehennemden âzâd eder.
(Festeksirû fîhî min erbai hisâl) "Bu ramazan dört işi çok yapın!..
(Hasleteyni türdûne bihimâ rabbeküm) Bu dört işin iki tanesi ile Rabbinizin rızâsını kazanacaksınız, Rabbinizi sizden râzı edebileceksiniz.
(Ve hasleteyni lâ ğınâe biküm anhümâ) Öteki iki tane iş de sizin vazgeçemeyeceğiniz, mecbur olduğunuz, muhtac olduğunuz, elde etmek zorunda olduğunuz şeylerdir. Dört şeyi çok yapın!" diyor. Ne imiş onlar?..
(Fe emmel hasletânilletâni turdûne bihimâ rabbeküm) Rabbinizi râzı edeceğiniz, Rabbinizin rızâsına ereceğiniz iki iş nedir: (Fe şehâdetü en lâ ilâhe illallah) "Eşhedü en lâ ilâhe illallah" demektir. Bu çok önemli bir söz! "Ben şahidlik ederim, bilirim bildiririm ki, Allah-u Teâlâ Hazretleri'nin şeriki, naziri yoktur, tektir." (Ve testağfirûnehû) İkincisi de, istiğfar etmektir.
(Ve emmel hasletânilletâni lâ gınâe biküm anhümâ) "Kendisinden müstağni kalamayacağınız öteki iki iş:
(Fetes'elûnallahel cenneh ve teûzûne bihî minen nâr) Allah'tan cennetini istemenizdir ve cehennemden Allah'a sığınmanızdır."
(Ve men sakà fîhî sàimen) "Kim bir oruçluyu bu ayda doyurursa, (sakàhullàhu teâlâ min havdî şerbeten) Allah o kimseye benim havz-ı kevserimden öyle bir kevser şerbeti ikrâm eder ki; (lâ yezmau ba'dehâ ebedâ) içen öyle kanar, öyle doyar, öyle memnun olur ki, hiç bir daha susuzluk çekmeyecek güzel bir hâle nâil olur."
….. Bu güzel hadis-i şerifi böylece biz de sizlere tamamlamış olduk. Eğer not aldıysanız, epeyce bilgiler size ulaşmış oldu. Tekrar başından şöyle bir göz gezdirelim:
Bu hadisi şerife göre, gözümüzü dört açacağız, kadir gecesini kaçırmamağa çalışacağız. Bunun için ramazanın son on gününde i'tikâfa gireceğiz. Ramazan bayramında paramız pulumuz varsa, bir kurban keseceğiz. Sonra, bu ayın sabır ayı olduğunu bildiğimiz için sabredeceğiz, sabrın mukabilinin cennet olduğunu bileceğiz. Bu ayda bir insan hayır yaparsa veya başka aylarda yapabileceği bir hayırı bu ayda yaparsa, yetmiş misli sevab aldığını unutmayacağız. Bu ayda hayırlara çok koşacağız.
Rızk artıyor bu ayda... Ona da elhamdü lillâh diyeceğiz, hamd edeceğiz. Bu ay biraz mâlî bakımdan fakirleri destekleme ayı olduğundan mâlî desteğimizi de yapacağız bu ayda... Mâlî derken hem para desteği nakit olarak; hem de aynî, eşya, yiyecek, giyecek olarak... Herkes bir bayram edecek, ramazanın içinde bir rahatlayacak.
Kim oruçluya iftar ettirirse, günahları mağfiret oluyor, cehennemden âzâd oluyor, iftar ettirdiği oruçlunun sevabının mislini alıyor. Onun için ne yapacağız?.. Akşamları soframızı açacağız, misafir davet etmeğe, bazı oruçlu kimselere iftar ziyafeti vermeğe gayret edeceğiz. Eğer imkânımız yoksa; bir içim su, bir hurma veya birazcık süt gibi bir şeyle ikram edilse, oruç açılmağa vesîle olunsa, o da o sevabı almağa sebep olacak.
Bu ayda "Lâ ilâhe illallah" demeyi çok yapacağız, "Estağfirullah" demeyi çok yapacağız. Cenneti çok isteyeceğiz Allah'tan... Cehennemden Allah'a sığınmağa fazla düşkünlük göstereceğiz. Fazla yalvarıp yakaracağız, "Afeet bizi... Sokma bizi cehenneme yâ Rabbi!.. Cehennemden âzâd et...." diyeceğiz.
Allah-u Teâlâ Hazretleri, bu hadis-i şerifte Rasûlüllah SAS Efendimiz'in müjdelediği, bildirdiği bütün bu güzelliklere cümlemizi erdirsin... Nice nice mübarek ramazanlara Allah'ın sevdiği kullar olarak ulaşmayı, Allah'ın sevdiği şekilde bu ayları ihyâ eyleyip, yaşayıp, ibadetle süsleyip bu ayların feyizlerinden, bereketinden, sevaplarından, nimetlerinden, ilâhî ikramlarından istifade etmeyi cümlemize Allah nasib eylesin...
Ömrümüzü rızâsına uygun geçirip, sevdiği kullar olmaya ulaşıp, kalbimiz nurlanıp, içimiz aşkullah, muhabbetullahla dolup ömrümüzü Allah'ın rızâsına uygun geçirmemizi Allah cümlemize nasib eylesin...
Hüsn-ü hâtimeler ile bu dünyadan vedâ edip ahirete göçmeyi, huzuruna sevdiği, râzı olduğu, yüzü ak, alnı açık, nurlu kullar olarak varmayı nasib eylesin... Rabbimiz cennetiyle, cemâliyle, cümlenizi, cümlemizi müşerref eylesin... Peygamber-i Zîşânımız'a, Habîb-i Edîbi Muhammed-i Mustafâ'sına komşu eylesin... O Havz-ı Kevserinden de doya doya nûş etmeyi Rabbimiz cümlemize nasib eylesin...
Esselâmü aleyküm ve rahmetullàhu ve berekâtühû!.."
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
Re: HOŞGELDİN RAMAZAN AYI!
Ramazan-ı Şerifiniz mubarek olsun. Allah(cc) sevdiği bir şekilde değerlendirmeyi cümlemize nasib eylesin.
Cumanız da mubarek olsun.
Çift ikramiye
Cumanız da mubarek olsun.
Çift ikramiye
-
- Genel Yetkili
- Posts: 872
- Joined: 28 Jul 2007, 18:09
Re: HOŞGELDİN RAMAZAN AYI!
Ramazan-ı Şerifiniz ve cumanız mübarek olsun efendim. Allah affolunanlardan, layıkıyla değerlendirebilenlerden eylesin. Allah'a emanet olun.
- Mansur
- Posts: 93
- Joined: 09 Jul 2007, 15:44
- Kan Grubu: A (+)
Re: HOŞGELDİN RAMAZAN AYI!
Nasıl geçiyor Ramazan? Bir önce ki Ramazanınıza kıyasla nasıl geçiyor? Nasıl bir Ramazan geçirmek isterdiniz? Ramzanın en güzel tarafı sizce nedir ?
İla ahir, soru ekleyebilirsiniz cevaplarıyla birlikte
İla ahir, soru ekleyebilirsiniz cevaplarıyla birlikte
-
- Posts: 991
- Joined: 06 Jan 2008, 19:26
- Kan Grubu: A (+)
Re: HOŞGELDİN RAMAZAN AYI!
-Hoşgeldin Ramazan-ı Şerif! Sefalar,sevaplar,bereketler,hayırlar,iyilikler,güzellikler…getirdin evimize,gönlümüze,şehrimize,dünyamıza,ahiretimize huzur ve saadet getirdin;Cenab-ı Hakk’a sonsuz hamdü senalar olsun,siz ihvan ve ihvanat kardeşlerim mubarek Ramazan-ı şeriflerinin bol sevaplı ve feyizli geçmesini niyaz ederim.Cenab-ı Hak bu ağustos ayının sıcak günlerin de oruçumuzu kolay tutmanın ecir ve sabrını kazanmayı nasip ve müesser eylesin.Allah(c.c)yar ve yardımcımız olsun.Amin.
Allah'ım!Günahlarımızı ört,affet,bağışla.Bize lütuf ve ilim ver!Hatâlarımızı önemseme.Yardım et!Kanaat ver!Afiyet ver!Basiret ver!Akıl ver!(El-Gaffaru-El-Gafuru-El-Ganiyyu-El-Hafızu-El-Hafıdu)cellecelaluhu ile bize muamele eyle!İslâm'dan ayırma!Amin.