Bir Müslüman Olma Hikayesi

İzlenmeye değer videolar...
User avatar
Duru
Posts: 439
Joined: 19 Apr 2008, 16:22

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by Duru »

Abdüllatif wrote:(Yessirû ve lâ tuassiru) “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın!” (beşşirû velâ tüneffiru.) “Müjdeleyin, sevdirin; nefret ettirmeyin, kaçırtmayın!” Hadis-i Şerif
Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Rh.A, İskenderpaşa Hadis Dersi, 9 Mayıs 82

Zaten işin zorluğu burada... "Ha!" dedim mi olsyadı, herkes yapardı. Altından girip, üstünden çıkıp, gerekirse kırk takla atıp ısındırmak lazım. :)
ama O'da müslüman..
bide ben sevdiremem sanırım..mesela bigün hadis okuyordum sonra yüksek sesle okumaya başladım O'da dinlesin die : )) ama yokk.. çok raahtsız oluo..müzik açtı O'da duymamak için bende iyice sesimi yükselttim okumaya devam ettim :mrgreen: sonra o kaçtı :cry:
dinlemek istemioki..resmen kaçıyor...

daha etkili çözüm önerisi olan yok mu ? (:
[align=right]İçsen bu sudan, bir daha, dostum; susamazsın...
Bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın!
[/align]
hikmet emre
Posts: 29
Joined: 03 Nov 2007, 23:34
Kan Grubu: B (+)

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by hikmet emre »

eğer arkadaşınız namaza başlamadı diye üzülüyorsanız bu sizin elinizde değil.
yok onun için daha fazla birşey yapamadığınız daha iyi bir yöntem bulamadığınız için üzülüyorsanız haklısınız .

siz bir de çoko damlalı bisküviyi deneyin :D
User avatar
Duru
Posts: 439
Joined: 19 Apr 2008, 16:22

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by Duru »

hayır hikmet bey

benim üzüldüğüm nokta O'nun bu hali...kaçmasına anlam veremiyorum...nereye kadar!..
hiç mi düşünmez bazı şeyleri.. yoksa tabiki hidayet Allah'tan..ama O resmen korkuyor asla dinlemeye tahammülü yok..bende bilmiorum..
neyse...önerileriniz için tşkederim yinede...ama O bunları yemez ;))
ben yinede dua etmeye devam edeyim..
[align=right]İçsen bu sudan, bir daha, dostum; susamazsın...
Bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın!
[/align]
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by Abdüllatif »

Bizim arkadaşlarımızdan, Ankara’da hâkimlik yapan birisi, bir başka hakim büyüğüne gitmiş, demiş ki, yaşça büyük, meşhur bir adam yâni, çok gazetelerde ismi geçmiş bir insan…

“—Ağabey!” demiş, “Bu dünya var, ahirette var. Orada hesap da var… Orada insanlar amellerine göre muhakeme edilecekler. Sen burada nasıl hakimlik yapıyorsun, onu dinliyorsun, bunu dinliyorsun; hüküm veriyorsun, orada da bir mahkeme var, mahkeme-i kübrâ var; orada iyiler cennete buyur edilecek, kötüler de yüz üstü sürüklene sürüklene, bağıra bağıra, yalvara yakara cehenneme atılacak. O zaman sonra bana böyle bakıp da seni cehenneme çekip sürükleyip götürürlerken

‘—Ya hu yeğenim! Böyle arkadaşlık, ahbaplık mı olur? Sen bana dünyada bu işin böyle olacağını haber verseydin de ben de kendimi toparlasaydım ya… Sen kendini kurtardın, cennete gittin, gidiyorsun; ben de şu durumlara düştüm. Böyle ahbaplık mı olurdu? Tuh sana, yazıklar olsun!.. Niye bana dünyada bunu haber vermedin!’ deme…” demiş. “Bak şimdi geldim sana, içime doğdu, onu haber veriyorum!..” demiş, gitmiş söylemiş o ağabey dediği büyük hâkime… Bak böyle böyle, hesap olacak; sonra bana böyle deme demiş. Aklıma geldi gelip söylüyorum sana demiş. İmana gel!..

“—Yeğenim! Haklısın ama inanamıyorum!..” demiş,
Bak vermiyor Allah… İstiyorum, biliyorum haklısın ama inanamıyorum demiş.

15.08.1982, İskenderpaşa Hadis Dersi
Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Rh.A
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
hikmet emre
Posts: 29
Joined: 03 Nov 2007, 23:34
Kan Grubu: B (+)

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by hikmet emre »

bizim memlekette eskiden olmuş bir olayı anlatayım bizzat şahit olan abi anlattı. erzurumda menzil tarikatının vekili bir gün meyhaneye gitmiş tabi başında sarık üzerinde cübbe "bana bakın şimdi kalkıp peşimden gelmezseniz hepinizi mahvederim" demiş.

yaklaşık 25-30 sarhoş var içerde.. "bu adam hızırdır peşinden gitmezsek bizi öldürür" demişler hepsi dökülmüş dışarı. dergaha gelene kadar yarısı yolda düşmüş bayılmış. yaklaşık 10 kişi kalmış. vekil efendi " bunları banyoya alın sonra da buraya getirin" demiş. sofiler de öyle yapmış tabi sonraları o sarhoşlardan öyle iyi insanlar çıkmış ki.

bu olayı anlatan abi sarhoşa kızmayın derdi o yoldan dönenler diğerlerinden daha sağlam olur.
asım
Posts: 280
Joined: 01 Sep 2007, 17:58
Kan Grubu: A (+)

Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by asım »

Duru wrote: Benimde namaza başlamasını ve dini konularda bilgilenmesini istediğim biri var
ya böyle durumlarda bize düşen nedir ? kendi haline bırakmak mı ?
Duru wrote:
Abdüllatif wrote:(Yessirû ve lâ tuassiru) “Kolaylaştırın, zorlaştırmayın!” (beşşirû velâ tüneffiru.) “Müjdeleyin, sevdirin; nefret ettirmeyin, kaçırtmayın!” Hadis-i Şerif
Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Rh.A, İskenderpaşa Hadis Dersi, 9 Mayıs 82

Zaten işin zorluğu burada... "Ha!" dedim mi olsaydı, herkes yapardı. Altından girip, üstünden çıkıp, gerekirse kırk takla atıp ısındırmak lazım. :)
ama O'da müslüman..
bide ben sevdiremem sanırım..
dinlemek istemiyorki..resmen kaçıyor...

daha etkili çözüm önerisi olan yok mu ? (:
“Avrupalılar Müslümanlara bakarak değil, Kur’an’ı okuyarak imanla, islamla şerefleniyorlar” sözünü çok doğru bulmadığımı ifade etmek isterim.
Onları Kur’an okuyamaya sevkeden ve iman ve islamı sevdiren bir ameli Müslümanlarda görmüş olmalarıdır diye düşünüyorum. Hemen tüm tarih ve hatta bu seyrettiğimiz görüntülerde “gönülleri fetheden ameller”in hidayete vesile olduğunu düşünüyorum.
“İslam orduları Anadolu’ya geldiği zaman, Anadoluda yaşayan halkın kalbi dervişler tarafından çoktan fethedilmişti. Bu sebeple İslam ordularına direniş yoğun olarak Bizans orduları tarafından gösterilmiştir” denilebilir.

Ben de (Yüce Allah (c.c.) “ben”den muhafaza buyursun) aklıma gelen birkaç misali aktarayım :

1- Ankara’da okuyan talebe bir ihvanımızın evlerini Kayseri’ye geldiğinde ziyarete gittim. Babasının cemaatlere ve hocaefendilere farklı yaklaştığını, bunda da emekli olmadan önceki resmi görevinin etkili olduğunu söyledi.
Oturup şundan-bundan sohbet edilirken, evin küçük kızının bir davranışı sebebiyle (bana karşı bir mahcubiyet hissiyle) babaları azarlar tarzda bir şey söyledi. Ben de:
“Rahmetli hocaefendimiz Mehmed Zahid Koktu (rh.a.), bir ihvanına bayram ziyaretine gitmiş. Oturulmuş ve bir müddet sonra evin küçük kızı elinde kolonya şisesi ve şeker tabağı ile hocaefendimizin önünde durmuş ve kolonya dökmek üzere teşebbüste bulunmuş. Bunun üzerine Mehmed Zahid efendimiz (rh.a.) avuçlarını açmış kolonya dökülmesine imkan vermiş ve şekerden de alarak kıza teşekkür etmiş. Olaya şahit olanlar :’hocaefendimiz kolonya kullanmazdı. Kendileri hanifi mezhebinde oldukları için aslında kolonya sürünmeleri haram da değildi, ancak kullanmazlardı. O gün bu davranışı göstererek o küçük kızın güzel hislerle yapmak istediği bir davranışa engel olmamayı ve onun bu hizmetle sevinmesini, kalbinin sürurlanmasını temin etmiş oldu’ diyorlar”
dedim. Babaları da bunun üstüne bir şeyler söyledi. Laf lafı açtı. Mahmud Es’ad hocaefendimiz (rh.a.), faaliyetleri, sözleri, şahit olduğum veya duyduğum ya da okuduğum söz ve hallerinden sohbet aralarına sıkıştırarak günlük meselelerden görüştük/konuştuk.

Ertesi gün kardeşimiz telefon ile arayarak ziyaretim için teşekkür etti. Ve ekledi :
“Babam şu kadar yıldır kütüphanemde duran hocaefendilerimizin kitaplarını ilk defa dün akşam alarak okumaya başladı ve sabahleyin ‘muhteşem insanlarmış’ dedi”
diye ilave etti.
(Bu kardeşimiz formumuzun da bir üyesi, eksiklik/fazlalık/yanlışlık yapmış isem anlattıklarımı düzeltirse memnun olurum.)

2- Cennetmekân Mahmud Es’ad hocaefendimizle girdiğimiz bir itikafla ilgili hatıramı anlatayım. (İtikafta olanlardan üyelerimiz var ise veya üyelerimiz onlara ulaştırırlarsa bir yanlışlık/eksiklik/fazlalığım olursa düzeltirlerse de sevinirim.)
Sahur ve iftarda yemek arasında efendi hazretleri nasihatlerde bulunur, bazı olaylar anlatırlardı. (Sahur ve iftar dediysem birinde : avuç içinin yarısı kadar arpa ekmeği ve yağsız, tuzsuz mercimek çorbası –istenirse yenilirken tuz atılabiliyor-; diğerinde ise avuç içinin yarısı kadar arpa ekmeği ve 7 adet kuru üzüm)

Bunlardan birinde itikafa katılmış bir emekli albayı işaret etmiş ve şöyle demişti :
“….. bey, yüzbaşı iken her Cuma günü komutanının yanına çıkar, “Komutanım, bugün Cuma; namaza beraber gidelim!” dermiş. İlk seferinde komutan hayret ve şaşkınlıkla “Bugün proğramım yüklü, sen git oğlum!” demiş. Her Cuma yüzbaşı böyle söyler, komutan da bu ve buna benzer cevaplarla onu gönderirmiş.
Yine bir Cuma yüzbaşı böyle söyleyince, komutan : “Tamam oğlum, bugün hazırlıklıyım da; hadi gidelim!” demiş.
Yüzbaşı böyle güzel bir yöntemle, hem her Cuma komutanının iznini temin ederek gidebilmiş, hem her Cuma tebliğ faaliyetini yerine getirmiş, hem de vazgeçmeyerek bir hayırlı işe de vesile olmuş.

3- Ankara’da çalışırken işyerimizde çalışanların Cuma namazına gitmediklerini fark ettim. (Ahh! Beş vakit kılmadıklarını diyebilseydim. Bu zaman öyle bir zaman. Bayram ve Cuma namazları, islamın şiarı gibi görülüyor.)
Bir gün yerini hazır edip Cuma namazı ile ilgili ayetten bahsettim ve “o saatlerde işyerinin kapatılması gerektiğini” bunun için de bizim de kapatacağımızı söyledim.
İlk Cuma bazı arkadaşlar Cumaya geldi, bazısı kaldı. Gelmeyenlerden birine:
“Hayırdır, bir maniniz mi var?” dedim.
“Ben bu sabah evden çıkarken boy abdesti almamıştım” dedi.
"Bunu gerektirecek herhangi bir şey mi oldu" diye sordum.
"Hayır" dedi.
“Cuma namazı için gusletmek güzel bir davranış, peygamber efendimizin bir sünnetini ihya etmektir ama bu cumaya gitmemek için bir mani/engel değildir” deyince,
“Tamam, sizin kadar olmasa da bizde bir şeyler biliyoruz. Boy abdesti almadan Cumaya gidilir mi? Siz de abarttınız” mealinde şeyler söyledi.
Ben daha genç diğer arkadaşı Hacı Bayram Camii civarındaki kitapçılara göndererek bir ilmihal aldırdım. Gelince oradan ilgili bölümleri okuyarak ve ek sorulara cevap vererek “bu söylediklerinin doğru olmadığını” anlattım. Ertesi hafta Cuma günü hep beraber Cuma’ya gittik.

Bugün bu kardeşimiz 5 vakit namazında, hemen her karşılaştığı sorunda ilgili kaynak kişi veya kitapa müracaatla sorunlarının üstesinden gelen bir halde. Allah c.c. daim kılsın.
(Bu kardeşimizde sitemizin ziyaretçisi. Olur a, okur da bir eksik/fazla/yanlış bulursa düzeltmesini beklerim.)

Yüce Allah (c.c.)
güzel ahlak yolunun rehberleri olan zatların izinden ayırmasın.
Yol rehberlerini, peygamber efendimizi ve kendisini bize sevdirsin, bizleri de kendisine, peygamber efendimize ve yol rehberlerine sevdirsin.
"Müslümanlık bu mu? Kurban olayım bu yola!" dedirterek hidayete ve kamil imana vesile olacak bir hayatı cümlemize nasib ve müyesser eylesin. (âmin)
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
seyir

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by seyir »

Hiçbirşey yapmadan, sadece insanın elinden geldiğince samimi bir şekilde İslamı yaşamaya gayret etmesi bile büyük bir tebliğ ve irşad çalışması olabiliyor. Samimi olduğuna inandığım bir kardeşimiz çalıştığı ortamda ibadetlerine devam ederken uzun bir zaman sonra aklı gözüne inmiş diye tabir edilen bir çalışma arkadaşına, "bak cami hocası seni soruyo, niye gelmiyo" diye deyivermiş. Başka birşey dememiş. Bir zaman sonra durup dururken o kardeş te namaza başlamış. İbadet ehli olmayan diğer çalışanların şaşkın bakışları altında.
Gönüllere işleyen nifakın büyüklüğünce de, aşikare tebliğlere karşı sert çıkılabiliyor. Bazı zatların dediği gibi en uygun hamleyi yapacak ortamı/durumu yakalamak için 40 sene dahi beklenebiliyor... Allah(cc) hidayet versin; işte koca olgun adam "inanamıyorum" deyivermiş. Korkunç bir hal. Allah(cc) korusun... Tebliğ işi, tebliği yapanın itibarına, insanlarca kabul görmüş kişiliğine olgunluğuna göre de etki doğurabilir herhal.
asım wrote:Yüce Allah (c.c.)
güzel ahlak yolunun rehberleri olan zatların izinden ayırmasın.
Yol rehberlerini, peygamber efendimizi ve kendisini bize sevdirsin, bizleri de kendisine, peygamber efendimize ve yol rehberlerine sevdirsin.
"Müslümanlık bu mu? Kurban olayım bu yola!" dedirterek hidayete ve kamil imana vesile olacak bir hayatı cümlemize nasib ve müyesser eylesin. (âmin)
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by Abdüllatif »

asım wrote:Sahur ve iftar dediysem birinde : avuç içinin yarısı kadar arpa ekmeği ve yağsız, tuzsuz mercimek çorbası –istenirse yenilirken tuz atılabiliyor-; diğerinde ise avuç içinin yarısı kadar arpa ekmeği ve 7 adet kuru üzüm)
Abi, ben hocaefendiyle itikafa katılmadım; ama 7 değil de 21 kuru üzüm olması gerekiyor, dil sürşmesi olmuş galiba. :)
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by Abdüllatif »

İskender Çelebi diye birisinden bahsettiler. Biraz da ansiklopediyi karıştırdım, okudum: Beş bin tane köle satın almış esir pazarından. Hepsini terbiye etmiş, eğitmiş, müslüman olarak. Vezir olmuş bir kısmı, komutan olmuş, yüksek mevkilere çıkmış. Köleyi yetiştirmiş… Var mı şimdi beş tane insan yetiştiren? Var mı bir tane adam yetiştiren? Var mı bir arkadaşını yanlış yoldan, doğru yola getiren?

“—Ya hu sen ne yapıyorsun, cumalara hiç gelmiyorsun… Üç defa cumaya gelmeyenin kalbi mühürlenir. Gel, Allah’a ibadet yoluna gir. Bak güzel kitaplar neşrediliyor, şunu bir oku… Sen ölmeyecek misin, dünyada baki mi kalacaksın?.. Kim baki kalmış, bir gün gelip hesap sorulmayacak mısın? Başımıza bir felaket gelse, bir düşman istilâsı olsa kime yalvaracağız. Amansız bir derde tutulsak kime el açıp yalvaracağız? O zaman yalvarmanın kıymeti yok, gel şimdi kulluk et!” diye kim kimin eline yapışmış da hak yola çekmiş?

8 Kasım 1981, İskenderpaşa Hadis Dersi
Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Rh.A
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
User avatar
Duru
Posts: 439
Joined: 19 Apr 2008, 16:22

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by Duru »

Hocamızın sohbetlerini dinlerken bigün bi akrabamada gönderdim dinlesin die..Gençlere Sohbet di vaazın adı..

En başta bu adam kim filan dedi..Sonrada Hoca öyle düşünebilir ama ben öyle düşünmüyorum v.b.. şeyler söledi.

Ya insanlarda resmen dine soğukluk var! Bazen ne yaparsanız yapın hiç etkiniz olmuyor işte..

Bide böyle abuk subuk konuştuklarında dahada çok günaha girmesinler die susuyorum..

Hem müslüman olan birine bizim örnek olmamız nie gereksin ? Bizim örneğimiz zaten belli değil mi ?

Öyle bizamanki insanlar inandıkları gibi yaşamadıkları için yaşadıkları gibi inanmaya başlamışlar..Neredeyse sağdan soldan duydukları "kur'anda başörtüsü yoktur" diyenlere inanır hale gelmişler..Neden ? çünkü işlerine geliyor! Belkide vicdanlarını öyle rahatlatıyorlar bilmiyorum..

He bide yukarıda bahsettiğim kişinin hali çok farklı...O'nun anlam veremediğim korkuları var...
Ne dini konulara nede böyle iç karartan konulara gelemiyor..

Böyle işte..
[align=right]İçsen bu sudan, bir daha, dostum; susamazsın...
Bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın!
[/align]
seyir

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by seyir »

Allah(cc) cümlemize hidayet versin. Zor gerçekten. Hele çok yakınımızda hatta ailemiz ana baba kardeş den olup da benzer tutumları sergileyenler olupda müdahele edemeyince, ters tepkiler alınca veya daha beter hale geldiklerini görünce... :? El kol bağlı. İnsan karışık bir varlık.
Tepki gösteren müslümanların çoğu bilinçli ve düşünceli davranmadan bu işi yapıyor. İnsanın içinde bir konuya öfke hissiyatı bağlandıysa o konu gündeme gelir gelmez mantıklı mantıksız savunmaya geçiyor. Şeriat, imam, din, dindar, takke, sarık, cübbe, namaz, hacı... gibi inancımızın bazı tabirleri, hakim medya tarafından insanların bilinçaltına zıt bir imajla kazınıyor. Dışardakilerin terörist bakışı gibi... Bu sebeple düşüncesinin temelini bile incelemeden ters tepki gösterenler olabiliyor. Başka sebepler de vardır tabiki.
Bazıları da namaza başlamayı nefsine kabullendiremiyo, nefsini aşamıyo. "Şu kıl dedi de namaza öyle başladı" diye lafını yaparlar vesvesesini aşamıyor. Hele yaşı da ilerlediyse... Küçükten tavsiye mi alıcam, bende biliyorum, başlarım elbet, size ne, tüm dertler bitti benim namazım mı kaldı, işinize bakın...vs

Kâmil olamadığımız için (şahsen) tesirimiz de o nisbette oluyor. Şöyle birşey düşünmüştm. Hocamızın(rha) Elhamdulillah yüzlerce sohbeti var. Bu sohbetlerden, konferanslardan bir tebliğ serisi yapıp, islama uzak yaşıyan kimselere ilk önce islamı anlatan ve daha sonra daha ileriki konuları anlatan sohbetleri kademe kademe gönderebileceğimiz bir ses/video sohbet serisi yapılsa. Böyle bildiğimiz kimselere 1 den başlayıp kademe kademe sohbetleri gönderebilsek iyi olurdu... İçinde ateist olarak tabir edilen insanların çoğunluklu olduğu bir mail grubuna, Hocamızın(rha) islamı anlatan bir konferansını göndermiştim. Bir iki müsbet yorum geldi.. Başka bişey diyen olmadı, diyemediler... Hocamız(rha) maşallah tık tık tık bütün noktalara temas ederek anlatıyor... Böyle yapacağına o sohbetleri bol bol sen dinle, bişeyler anlatıcak seviyeye gel... şıkkı da var tabiki..
Allah(cc) razı olsun. Son yüzyıllar içinde diyeyim, talebelerine bu kadar geniş ve canlı bir külliyat bırakan başka bir veli var mı bilmiyorum...
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by Abdüllatif »

seyir wrote:Kâmil olamadığımız için (şahsen) tesirimiz de o nisbette oluyor. Şöyle birşey düşünmüştm. Hocamızın(rha) Elhamdulillah yüzlerce sohbeti var. Bu sohbetlerden, konferanslardan bir tebliğ serisi yapıp, islama uzak yaşıyan kimselere ilk önce islamı anlatan ve daha sonra daha ileriki konuları anlatan sohbetleri kademe kademe gönderebileceğimiz bir ses/video sohbet serisi yapılsa
Dr. Metin Erkaya Ağabeyimizin çalışmalarını bu hususta göz ardı etmemek lazım.

http://esadcosan.awardspace.com sitesini bir inceleyelim, orası çok büyük bir hazine.

Misal:
İslam Çağrısı: http://esadcosan.awardspace.com/arsiv/k ... index.html
İslam Tasavvuf ve Hayat: http://esadcosan.awardspace.com/arsiv/k ... index.html
Doğru İnanç ve Güzel Kulluk: http://esadcosan.awardspace.com/arsiv/k ... index.html

Okumayan bir toplumuz diyorsak, kitaplarda geçen sohbetlerin tarihlerine bakılarak ses/video kayıtlarına da ulaşılabilir.
Hocamızın(rha) Elhamdulillah yüzlerce sohbeti var
Sadece İskenderpaşa Hadis Dersleri, 450 sohbet...
Binlerce sohbeti var demek daha uygun olur. :)
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
maneviyat

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by maneviyat »

Duru kardeşimi çok iyi anlıyorum..Nasihata en çok ihtiyacı olanı kendi nefsim olarak görüyorum ama malesef ister video ister kitap verin bazen faydalı olmuyor insannın içinde olmayınca .. .Hidayet Rabbimden ..Az bilgimle bazen bişeyleri anlatmaya çalışıyoruz aman be sende,abartma istersen gibi cevaplarda alabiliyoruz ...üstelemektende korkuyoruz ters bişey diyeceklerde günaha girecekler diye..Tabi ben bu durumda çok huzursuz oluyorum napmalıyım nasıl davranmalıyım bilemediğim anlar oluyor.Bazen yaşayışımızla tam bir müslüman kimlik ve hareketlerimizle en güzel örneği olabiliyoruz özelliklede yakınlarımıza..Ama mesela akıcı anlaşılır kısa kısa güzel kitaplarda hediye etmek etkili olabiliyor bir arkadaşım okuduğu bir kitabı imanla ilgiliydi okurken ağladım demişti..
Mesela videoda Ebubekir kardeş ne diyor ilk gittiğimde öleceğimi sandım ama bana yaklaşımları davranışları çok hoşuma gitti diyor .Hatta müslüman olduktan sonra ailesi bile ondaki güzel değişimleri farkedip dile getirmiş.Rabbimizin yoluna güzel öğütle çağırmak gerekir.Bazen görüyorum sert uyarılar oluyor işte yanacaksın falan ama uslup çok sert bu sefer karşı taraftakiylede iletişimin o anda tartışmaya dönüyor ..çokta faydalı olmuyor sanki ..Tebliğ konusunda çok bir bilgim yok ama acizane düşüncelerimi söyledim Rabbim cümlemizi hidayeti altına alsın Kuran ve sünnet üzere yaşayıp imanla ölmeyi nasip etsin..
Abdüllatif
Posts: 1556
Joined: 28 Jul 2007, 15:32
Kan Grubu: AB (+)

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by Abdüllatif »

Dr. Metin Erkaya ağabeyimiz, Cuma Sohbetleri'ni yazıya geçirip, kitap isimleri için Es'ad Hocamıza danışır imiş. Biliyorsunuz, Allah'ın Gazabı ve Rızası isimli bir kitabı var hocamızın. Cuma Sohbetleri serisinin devamı için tekrar isim danıştığında hocamız "Gazabtan falan diyerek milleti korkutmayalım!" demiş, daha sonra Cuma Sohbetleri serisi için "Hazineden Pırıltılar" ismini koymuş Es'ad Hocamız.

İnsanları kaçırtmamak için bir yöntem bulunmalı tabi.

(Cuma Sohbetleri'nin tamamı, Hazineden Pırıltılar ismiyle, 450küsür sayfalık 9 cilt halinde Metin Erkaya ağabeyimiz tarafından hazırlanmıştır.)
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
maneviyat

Re: Bir Müslüman Olma Hikayesi

Post by maneviyat »

Abdüllatif wrote:Dr. Metin Erkaya ağabeyimiz, Cuma Sohbetleri'ni yazıya geçirip, kitap isimleri için Es'ad Hocamıza danışır imiş. Biliyorsunuz, Allah'ın Gazabı ve Rızası isimli bir kitabı var hocamızın. Cuma Sohbetleri serisinin devamı için tekrar isim danıştığında hocamız "Gazabtan falan diyerek milleti korkutmayalım!" demiş, daha sonra Cuma Sohbetleri serisi için "Hazineden Pırıltılar" ismini koymuş Es'ad Hocamız.

.)[/i][/size]
Allah c.c razı olsun .Ne güzel ,söylemiş Hocamız.Aklıma geçmişte yaşadığım bir olay geldi paylaşmak isterim.Lise dönemindeydik sanırım bir arkadaşım başarısız oluyodu sınavlarda anlamakta güçlük çekiyorum yapamıyorum diye ağlıyordu sürekli mutsuzdu ailesiyle sorunlar yaşıyordu..Hep neden ben neden başkaları başarılı ben değilim diyordu ağzında genelde bu isyanlı sözler.Yanlış hatırlamıyosam intiharı bile düşünüyodu ..Bazen yatıya kalırdı bizde birgece arkadaşımı aldım karşıma geç bir saatti sanırım çocuk aklımla: ))) bana dedi bak sende çok çalışmıyosun ama başarılısın : ) başarılı dediğide öyle sınıf birincisi falan değildik yani:)) bak dedim böyle ağlayarak isyan ederek biryere varamazsın hiç şükretmiyosun kader var nasip var dedim sen böyle yaptıkça hiçbizaman başarılı olamazsın dedim ..Allahü Teala nın herkese verdiği bir kabiliyet vardır..Şimdi tam hatırlamıyorum bişeyler söyledim..Arkadaşımın sözlerden etkilendiğini farkettim ve arada ona butür konuşmalar yaptım ama yaparkende hep sevdirerek örnek vererek anlattım hatta espri falanda yaptım arada:)) tabi bu esprilerim dini konularla ilgili değildi :)) çokta gülerdi..çünkü o an onun ancak öyle anlayabilceğini düşünüyordum beni ruh hali öyleydi:(((Ben bu arkadaşı bırakmadım tabi telefonla olsunn yüzyüze olsun sürekli ilgilenmeye çalıştım bunalımdaydı çünkü herşeyi düşünüp yapabilirdi..Bana dediki birgün şimdi eskisi gibi düşünmüyorum çalışan hak eden kazanıyor ben çalışıyomuyumki kazanayım yeterince emek vermiyorum ve hep senin dediklerin geliyor aklıma ne kadar az şükrettiğim ve söylediklerin dedi..Baktım eskisi kadarda hatta hiç ağlamıyor:))Şimdi arkadaşım öğretmen:))) eğer ben bu arkadaşıma belki korkutarak yaklaşsaydım sıkarak anlatsaydım ilk başta beni dinlemeyebilirdi bile belkide intihar düşüncesine yönelirdi Allah c.c muhafaza..yada etkili olmazdı ..intiharın ne kadar günah olduğunu ona uslub tarzıma dikkat ederek anlatmıştım ... sevdirerek onu mutlu etmeye çalışarak anlattım Allah c.c izniyle ..konuyla belki biraz uzak ama ..sevdirmek konusundan aklıma geldi..
Post Reply

Return to “Görüntü”