Muhsin Yazıcıoğlu

[Abdüllatif]

Şimdi dua zamanı kavga değil

Ne kadar acı... Ülke seferber olmuş, bütün devlet erkanı oraya gitmiş, 3000 kişi arama yapıyor; hala ihmal var diyorlar.

Hadi BBP'ciler duygusal davranıyorlar, içlerindeki delikanlılıkla sağa sola sataşıyorlar; diğer partilere ne oluyor? Maksat muhalefet olsun!.. Sırf hükümeti karalamak için edepsizce açıklamalar yapıyorlar!

[Alper]

Bir dua grubu kurulmuştur.Katılmak isteyen arkadaşlar.1 fatiha 3 İhlas 7 ayetül kürsi ile katılabilirler.
Şimdi dua zamanı kavga değil.

[Muhammet Ali]

...; diğer partilere ne oluyor? Maksat muhalefet olsun!.. Sırf hükümeti karalamak için edepsizce açıklamalar yapıyorlar!

Güzel kardeşim malesef ki diğer partiler işin şov kısmında... bu şekilde bir olaydan bile siyasi rant elde etmeyi planlayanlar var... Allah önce nefsimizi ve neslimizi sonra diğer tüm insanları ISLAH ETSİN. Amin.

Alper kardeşimizin de dediği gibi ŞİMDİ DUA ZAMANI

Allah O' nu sevenlerine bağışlasın...

Selam ve Dua ile...

[mstf]

BBP Lideri Muhsin Yazıoğlu'nun kazası hakkında çelişkili haberler ve komplo teorileri bir yana bu olay ve yaşanan süreç başlı başına bir skandallar zincirini ortaya çıkarmıştır.

1- Karayolunda bir araç zincirsiz seyahatine izin verilmezken hava taşımacılığında bir uçak yahut helikopterin düşmesi durumunda yerini belirleyecek aletler olmadan uçmasına nasıl izin verilmektedir?

2- Konuyla ilgili yetkili muhatap kurum olan Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü'nden tek bir kişinin bile açıklama yapmaması nasıl bir sorumluluk duygusu ile açıklanabilir?

3- Bir �var� bir �yok� şeklinde yapılan açıklamalar nasıl kriz yönetimidir?

4- Hani cep telefonları kapalı bile olsa baz istasyonu üzerinden tam nokta tespiti mümkündü?

5- Hani bu cep telefonlarını taşıyan kimsenin oturduğu ev bile tespit edilebiliyor ve dinlenebiliyordu?

6- Bu ülkenin komando birlikleri neden olay mahalline sevk edilmiyor? Neden komando birlikleri havadan olay mahalline indirilemiyor? İndirildi de kamuoyuna mı bilgi verilmedi?

7- Bugün bir savaş anında olsa bu tür sorunları nasıl çözeceğiz? Dağlara binlerce jandarma göndererek mi?

8- Hani bizim komandolarımız hiçbiri fiziki ve hava koşuluna aldırmaksızın her türlü sorunun üstesinden gelebilirlerdi?

9- Termal kameralar, gece ve sisli havalarda görüşe sahip askeri aletlerimiz neredeler?

10- Hani uydularımız, askeri haber alma teçhizatımız neredeler?

11- Arazi dağlık ve hava koşulları sert olabilir? Ki ister sivil savunma ekipleri ister askeri ekipler iyi hava koşullarına mı göre eğitildi ve donatıldılar?

12- 30 km karelik bir alanı üç bin kişi arasa kişi başına 10 metre kare düşer nasıl olurda enkaza ulaşılamaz?

13- Dünyanın sayılı orduları denilen bir ordunun ülkenin ortasında bir bölgeyi nasıl olursa koordinatlarıyla tespit edemez?

14- Acaba kamuoyundan gizlenen bir şeyler mi var?

15- Yoksa olay başka bir yer de meydana geldi de bu bile tespit mi edilemiyor? Ya da arama ekipleri yanlış bir yere yönlendirilip ulaşılması mı engelleniyor?

16- Mesela yaralılar hastaneye kaldırıldı sağlık durumları iyi diye açıklama yapan kişi sahiden vali mi? Yoksa haber masa başımıydı?

17- Bu haberi bir vali yapmışsa bu nasıl devlet adamlığıdır? Bu bir devlet adamıysa hâlâ görevini başında mı?

18- Bir soruna neden hem İçişleri Bakanlığı�nda hem de Afet İşleri Genel Müdürlüğü�nde ayrı ayrı kriz masası kurulur?

TİMETURK - 26 MART 2009 PERŞEMBE http://akradyo.net/haberframe.asp?id=43735

Ey sonsuzluğun sahibi O'nu bize bağışla.

[Abdüllatif]

Aynı haberi ben de gördüm, cevap vermek gerekirse:

3. Bunun sebebinin ajanslar olduğunu düşünüyorum.

4. Baz istasyonu üzerinden nokta tesbiti yapılamaz. Baz istasyonları, telefonun hangi bölgede olduğunu tesbit edebilir. Zaten burada da o durum var, birkaç baz istasyonu ile bir alan tesbit edilip arama yapılıyor.

Yalnız mevkii çok engebeli, deri vadiler olan bir alan olduğu için ve tabi bir de hava şartları... Sonuca ulaşılamıyor.

5. Dinlemek ayrı bir şey, yer tesbiti ayrı bir şey.

6. Çok derin vadide komando ne yapabilir ki? Kurtarma ekipleri önünü bile göremiyorken, bilmem kaç yüz metre derinlikteki vadiye, dağlara komando nasıl inebilir ki? İnse bile nasıl inecek, helikopterle mi? Helikopterler bölgeye giremiyorlar bile.

7. Bu yüzden zaten PKK önlenemiyor. Bu yüzden Amerika İran'a saldıramıyor. Dağlık bölgede ilerlemek Amerikan Filmlerindeki kadar kolay değil.

9. Termal kameralar için ısı kaynağı lazım. Yaşadıklarını bile bilmiyoruz. -15 derece soğukta vücut sıcaklığı mı kalır? Karın altına gömülmüş bile olabilirler.

11. İstediğin kadar eğitim ver, önünü göremedikten sonra bir komando ne yapsın?

12. Derin vadiler olduğu için. 30km bir alan ama ilerleyemiyorsun ki...

14-15. Kasıt olabileceği benim de aklıma gelmiyor değil.

16-17. Bence masa başı.

18. Bu tür işlerden anlamam.

Sonuç:
Haber yaparken mantıklı haber yapmak lazım. Konu hakkında hiç bir uzmanlığım olmadığı halde bu soruları ben cevaplandırabiliyorum. Sırf muhalefet olsun diye haber yapmak böyle bir şey olsa gerek.

[Alper]

Vakit Dua vaktidir.Kavga vakti değil.1 Fatiha 3 İhlas 7 Ayetül kürsi okuyoruz. Arkadaşlar.Lütfen Boşa vakit Kaybetmeyelim.

[mehmetemin]

evet daha geçen muhsin bey hakkında forumda görüş belirtmiştik ama allahın takdiri ,her şeyin ne kadar fani ve anlık olacağını göstermesi açısından ibretlik.

muhsin bey çok iyi bir insandı hala ümidimiz ve dualarımız kendisi için fakat gerçekten helikpoterin düştüğü yer çok sarp ve karlı ötesinde yoğun sis varmış televizyonlarda gördük.sis çok büyük engel burnunun ucunu görme imkanın olamaz.

hükümette gerekli çabayı göstermektedir,zaten kayınbiraderi akparti içinde önemli bir görevde böyle bir ihmale falan sebebiyet verdirmesi olası değil.bütün sağ cenah birlik olmuş durumda belki muhsin bey oy alıp iktidar olamıştı ama gönüllerde iktidarını kurmuştu önemli olan bu şekilde iyi anılıyor olması.

bazı internet sitesinde görüleceği üzere aşırı ideolojik sol kesim ve bir mezhepin ideolojik sempatizanlarının eskiden beri garezleri vardı ,bayram içinde oldukları ,ve üzülmediklerini orda burda internet sitelerinde seslendirir olmuşlar.onun için bütün sağ kesim birlik ve beraberlik içinde olmalı ,ki gerek iktidar ve gerek diğer sağ partiler gerekli hassasiyeti bence gösterdi,bu tip kişilere pabuç bırakmamak lazım.

allah bütün kazaedelerin yardımcısı olsun,elden gelen ancak duadır.çok üzüldük takdiri ilahi.

[Duru]

Şu saate kadar hala olay yerine ulaşılamaması hiçde normal değil..

[Abdüllatif]

Bugün haftalık toplantımıza gittik. Hocaefendinin video sohbetini dinlemeden önce gündemden biraz bahsettik. Muhsin Bey'den falan...

Daha sonra hocaefendinin sohbetini izlemeye başladık. Özel seçilmiş bir sohbet değildi. Hocamız sanki yanımızdaymış gibi:

"Allah bir insanın bir yerde ölmesini murad etmişse, bir vesile çıkarır onu oraya gönderir." mealindeki hadisi okudu ve açıkladı... Uçak, helikopter kazası vs. kelimeleri dahi geçti sohbette. Bir kez daha hocamızın kerametini, kınından sıyrılmış kılıç gibi olduğun müşahade ettik.

Muhsin Bey'den de bahsettik:

1995 Yılında bir gün hocamızı ziyaret etmiş. Ali Uyarel Bey de çay falan getirip götürüyormuş. Daha sonra işi çıkmış, ayrılmış yanlarından. Yanlarındayken Muhsin Bey'in hocamıza ders almak istediğini aktardığını duymuş. Daha sonra işi olduğu için ayrılmış; Muhsin Bey ile hocamız başbaşa kalmışlar.

1998 Yılında Hocamız Avustralya belediye hizmetlerinin güzelliğinden; Türkiye'deki kardeşlerin gelip buralarda inceleme yapmasının hoş olacağından bahsetmiş. Muhsin Bey'de yanında başka bir kardeşimizle kalkmış Avustralya'ya gitmiş. Yukarıdaki fotoğraflar bu zamana ait.

Muhsin Bey oradayken ............ Gazetesinden birisi gelmiş, ters sorular sormuş. Parti mi kuracaksınız, vs. tarzında... Muhsin Bey'in ve Hocaefendimiz'in canlarını sıkmışlar.
Gazeteci giderken Muhsin Bey'in yanındaki gençlerden birisi gitmiş, gazeteciyi biraz okşamış, elindeki kaseti almış, getirmiş Muhsin Bey'in önüne koymuş. Hocamız tebrik etmiş, sizin işbitiriciliğinizi seviyorum demiş.

Yine o gün Hasan Celal Bey ve Receb Tayyib Bey ile beraber çalışmalarını tavsiye etmiş.
Hocamızın da ince zekasını görebiliyoruz burada; Muhsin Bey ile ülkücüleri, Hasan Celal Bey ile mücadelecileri, Tayyib Bey ile de İslami kanadı bir araya getirip; bir birlik kurdurmak düşüncesinde...
Yine o gün bazı parti liderleri hakkında bilgiler de vermiş:
A şahsı, derin devletin adamıdır.
B şahsı, çok tehlikeli bir adamdır vs.

Hayatta ise hayırlı bir şekilde bir an evvel ulaşmayı; ahirete irtihal eylemişse mekanının cennet olmasını Allah nasib eylesin!.. Kardeşimiz, ihvanımızdan bir kimseydi.
Allah rızası için gayret ettiği aşikar. MHP'den ayrılışı buna bir örnek. Yine 2007 genel seçimlerinde Saadet ile koalisyon kuracakken daha sonradan bu işin ergenekonla bağlantılı olduğunu anlayıp vazgeçtiği de kendi parti arkadaşları açıklamışlar.

Kader, hiç iktidar olamadı; ama bu olaydan sonra görüyoruz ki bir çok kişinin gönlüne taht kurmuş, sevgisini kazanmış bir kimse.

[Erkâm]

Serdar Arseven - Vakit
[email protected] 2009-03-27


--------------------------------------------------------------------------------

“O hep üşüdü!..”

Kafam allak bullak.
BBP’nin merkezi’nde, Muhsin Yazıcıoğlu’nun odasında, masasının hemen yanı başında... Bir curcunanın ortasında kalmışım...
Her kafadan bir ses çıkıyor... “Hrant Dink işini önce bize yıkmaya çalıştılar, sonra da işte böyle akılları sıra intikamını aldılar” diyor, meçhul biri...
“İHA muhabiri 20 dakika boyunca cepten konuşuyor, İl Başkanımızın telefonu gecenin yarımına kadar çalıyor... Şu devlete bak, yer tespiti yapamıyor!..”
•
Bakanlar arıyor, birbiri ardına... Genel Sekreter Yalçın Topçu, her arayana “Şu kadar saat geçti aradan... Bir sürü teknik açıklama, bir sürü mazeret!.. Bunları duymaktan bıktık, usandık!.. Koca devlet bu kadar mı çaresiz!” diyor... Koca devlet!..
•
Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek’le Diyanetten Sorumlu Devlet Bakanı Said Yazıcıoğlu geliyor...
Çiçek; “Bu durumda ne söylenebilir ki” diyerek giriyor söze... Ve üzüntülerini dile getiriyor...
BBP yöneticilerinden sitem gelince, devletin her türlü imkânı kullandığını ifade ettikten sonra, helikopterde bulunan ve sinyal alınan cep numaralarını teker teker okuyor;
Elinde “Ulaştırma”dan resmi belge; “Saat 16.20’de haber almışlar, 16.25’te bu saydığım cep telefonlarından aldıkları sinyalleri değerlendirip frekans tespit etmişler” deyince...
BBP’lilerden itiraz geliyor: “Biz, 15.33’te kendi mekanizmalarımızdan kazayı haber aldık. Siz, 16.20’den bahsediyorsunuz. Bürokrasi böyle mi çalışır bu ülkede!..”
•
Bu ziyaretin ardından, Deniz Baykal giriyor içeriye...
Gelen giden;
Biri de Erbakan Hoca... Şaşkın, biraz da öfkeli: “Böyle şey mi olur, kardeşim!.. Bu çağda cep telefonuyla bağlantı kurulmuş bir helikopter, bunca saattir bulunamaz mı? Demek ki, düşman oraya inse yirmi dört saat, otuz dört saat haber alınamayacak. Adamlar her şeyi istedikleri gibi yapacak!..”
•
Baz istasyonlarının arasındaki mesafe uzunmuş... Düşen helikopterin eni 1, boyu 30 kilometre olan bir alanda olduğunu tespit edebilmiş bizim devlet... Hava şartları kötü, arazi şartları zorlu imiş...
•
“Devlet seferber olmuş!..” Öyle diyorlar.
Bölgedeki Alperenlerden telefonlar geliyor... Tepki büyük: “Bizim köyde bir adam kaybolur da nasıl aranırsa, öyle aranıyor helikopter!..”
-Peki ama Başbakan geldi oraya... Etkisi olmadı mı?..
“Hayır, zararı bile oldu!.. Başbakan gelince, asker daha da yavaşladı!..”
•
Parti merkezine bu tür “tepkiler” ulaşıyor... Yönetim bu tepkilerin çok azını yansıtıyor dışarıya... Kapalı kapılar ardında söyledikleri müthiş oysa: “Her şey en ince ayrıntısına kadar ortaya çıkar. Bir ihmal varsa, en küçük bir ihmal varsa hiçbir kurum hesabını veremez bunun!..”
•
Acziyet, çaresizlik, öfke, üzüntü...
Bu duyguların çatıştığı anlarda... Muhsin Yazıcıoğlu, “Üşüyorum” adlı şiirini okuyor... “Acı” içinde inleyen “Anneciğinin” görüntüsü ekranda...
Ses Muhsin Başkan’ın:
Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır
Uzak, çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda
Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgâr gibi, süzülüyorum
Kekik kokulu koyaklardan aşarak
Güvercinler ülkesinde dolaşıyor
Bir çeşme başı arıyorum
Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp
Mis gibi nane kokuları arasında
Ruhumu dinlemek istiyorum
Zikre dalmış her şey
Güne gülümserken papatyalar
Dualar gibi yükselir ümitlerim
Güneşle kol kola kırlarda koşarak
Siz peygamber çiçekleri toplarken
Ben çeşme başında uzanmak istiyorum
Huzur dolu içimde
Ben sonsuzluğu düşünüyorum
Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum
Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşimi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum..
•
Beton çok soğuk üşüyorum!..
Şiir bittiğinde... Dedim ki içimden; ağla Türkiye!..
Muhsin Başkan’ın gidişine değil, kendine ağla!..
Sen “Adam” kıymeti bilmedin!.. Sen; “Muhsin Yazıcıoğlu iyi adam ama lider değil” dedin... “Lider olsaydı şimdiye kadar çoktaaan parayı bulurdu!..” Böyle dedin!..
Bunu ağzınla söylemedinse de “tercihlerinle” belli ettin!..
•
“Parasız adamdan lider mi olur?..” Evet olmaz!..
Yazıcıoğlu, “finans kaynakları kirli” politika dünyasının adamı değildi... Taviz verilemez prensipleri vardı, sabitleri vardı... “Biçimsiz tekliflere” sonuna kadar kapalıydı!..
•
Bir gün “Paranız yok, pulunuz yok, siyaset sizin neyinize” yollu takıldım da...
“Ne yapayım kardeş yetim hakkı mı yiyeyim!..” dedi...
“Çalıp çalıp döner mi dağıtayım!..”
“Dağıtıp dağıtıp yüzde yedi oy mu alayım!..”
“Amerika ile, İsrail’le gizli pazarlıklar mı yapayım!..”
•
Böyle adamlar, yatakta ölmez!.. Koltukta da ölmez!
O böyle olmanın bu dünyadaki “bedelini” ömür boyu “üşüyerek” ödeyen... Ve bu dünyada çektiği çilelerin mükâfatını da İnşallah “Ebedi saadet”le alacak olan...
Adam!.. Büyük adam!..

[Abdüllatif]

http://www.youtube.com/watch?v=3RfLqYzjFu4

http://www.vtunnel.com/index.php/101011 ... ea81316680

[Abdüllatif]

YAZICIOĞLU'NUN HELİKOPTERİ BULUNDU. ŞAHİNKAYASI DENİLEN MEVKİDE HELİKOPTERİN ENKAZINA ULAŞILDI.

Bu bölge kazadan hemen sonra ilk belirlenen yere çok yakın... Enkaz bölgesine 1 saatten önce ulaşılması beklenmiyor... Helikopter ile bölgeye gitmek mümkün görünmüyor. Bu nedenle kara yoluyla gidiliyor...

Yazıcıoğlu ile helikopterdeki diğer kişilerin durumu henüz bilinmiyor...

2 GÜNDÜR BEKLENEN HABERİ İÇİŞLERİ BAKANI BEŞİR ATALAY AÇIKLADI... ATALAY, ENKAZ BÖLGESİNE GİDİYOR... Ekipler bölgeye sevk edildi.

[Abdüllatif]

Helikopterde olup, takım elbiseli turuncu gömlekli dedikleri şahıs:

[mahinur]

İnna lillahi ve inna ieyhi raciun!

Allah'ım Rahmetinle muamele et!

[cahid]

Allah rahmet eyleyip cennetiyle müşerref eylesin!