Hocamızdan Y.Dil Öğrenmenin Önemi Hakkındaki Sohbetleri

M. Es'ad Efendi hakkında bilgiler, hatıralar, vs.
Post Reply
erhan3471
Posts: 72
Joined: 15 Nov 2007, 13:07
Kan Grubu: A (+)

Hocamızdan Y.Dil Öğrenmenin Önemi Hakkındaki Sohbetleri

Post by erhan3471 »

23 ) Y. DİL :

MÜSTAKBEL DİL ÖĞRENİMİ ÇALIŞMALARI YAPILMALI :

Müstakbel dil öğrenimi çalışmaları yapılmalı , Arapça ve Türk lehçeleri çok iyi öğretilmelidir.

LİSAN BİLMEK ÖNEMLİ :

Lisan bilmek çok önemli. Siz İngilizce biliyorsunuz , ben bilmiyorum. Böyle konuşanlara bakıyorum , ne dedi diyorum , anlamıyorum. Lisan bilmemek zor , lisan bilmek de çok güzel bir şey.Hepimiz kaliteli , kalifiye yetişmek zorundayız , zorundasınız !

Yâni , kendi mesleğinizde mütehassıs olacaksınız , yabancı dil bileceksiniz...

Dış ilişkilerimizin geliştirilmesi esnasında karşılaştığımız en büyük güçlük lisan sahasında olmaktadır. Bizler Müslüman olarak , bir yandan dini ve kültürel ihtiyaçlarımızı karşılamak , diğer yandan da İslam ülkeleriyle olan kültürel , siyasi , ticari ve ekonomik temaslarda kullanmak üzere önce mutlaka iyi derecede Arapça öğrenmeli , konuşma ve yazma yeteneği kazanmağa çalışmalıyız.

Çevre komşuları başta olmak üzere tüm dünya devletleriyle ilişkilerimizi geliştirmeğe , onların dil ve kültürlerini inceleyip çok iyi öğrenmeye çalışmalıyız.

Türk lehçelerini , Kıril Alfabesini , yabancı dilleri , Arapçayı , Farsçayı öğrenecek ,
bilgisayar kullanmayı bileceksiniz ; dostu düşmanı yakından takip edecek , birbirlerinizle kenetlenecek bünyan-ı marsus ( kale duvarı gibi ) olacaksınız ; hele hele rabbani ve muttaki alimlere , hakiki mürşitlere sağlam ve samimi bir şekilde bağlanıp itaat ve inkıyad edeceksiniz.

En son bilimsel yayınları takip etmenizi istiyoruz , yabancı dil öğrenmenizi istiyoruz ; temenni ediyoruz. Az uyuyup çok çalışın , ilmi çalışmalara önem , bilgin ve uzmanlara kulak verin.

FATİH SULTAN MEHMED HAN KAÇ TANE YABANCI LİSAN BİLİYORDU ? :

Fatih Sultan Mehmed Han kaç tane yabancı lisan biliyordu ? Türkçe , Arapça , Rumca , Bulgarca , Latince vs. vs.

Çalıştı , düşündü , plan yaptı , proje yaptı. Fatih Sultan Mehmed Han –cennet mekân , aleyhir- rahmeti vel- gufrân -- sekiz lisan bilirmiş .

Rumca bilirmiş , Latince bilirmiş , Arapça , Farsça bilirmiş , Türkçe bilirmiş vs.
Sekiz lisan bilirmiş . Delikanlı padişahı gördün mü , yirmi iki yaşındaki padişah...

İSLAM’I NEŞRETMEK İÇİN :

Ayrıca İslam’ı neşr ve tebliğ etmek , düşmanı yakından izlemek , oralar da vaki yenilikleri ve gelişmeleri takip etmek için mutlaka bir gayrimüslim dili ( İngilizce , Fransızca , Almanca , İtalyanca , Rumca… v.s. ) öğrenmeli , o dille yazılmış kitap ve makaleler okumalı ve gerekirse yazabilmeliyiz .
HİÇ OLMAZSA ÖNCE YAYGIN OLAN DİLLERLE :

Efendim , diğer ülkelerin insanlarına İslam’ı anlatmakta bir zorlukla karşılaşılıyor mu ?

Aramızda en büyük engeli ben lisan olarak görüyorum.

Meselâ Avustralya da cuma namazını Goldkostta bir camide kılalım dedik. Orada cemaatte başka ülkelerden Müslümanlar da vardır diye , bir kardeşimiz hutbeyi İngilizce olarak okudu.

O kadar akıcı, o kadar tatlı ; bizim heyecanla zevkle dinlediğimiz , cemaati coşturan üslupta çok güzel bir hutbe okudu.

Buradan şunu anlıyoruz ki dünya da başka milletlerin konuştuğu dillerle çalışmalar yaptığımız zaman faydalı olacaktır.

Hiç olmazsa önce yaygın olan dillerle.

KENDİNİZİ İYİ YETİŞTİRİN :

Kendinizi çok iyi yetiştirin , her dersi merak ve dikkatle okuyun , sınıfı geçmek için değil , dünyayı tanımak , aydın ve güçlü olmak için şevkle öğrenin.

Her bir kardeşimizi yüksek okul mezunu , mütehassıs , doktor yapmamız gerekiyor.

Çok ve devamlı okumalı , mesleki literatürü , ilmi gelişmeleri yakından , ilmi mecmualar , yeni etüd ve makaleler seviyesinde takip etmeliyiz.

Son derece bilgili olmak zorundayız ! Görgülü , kültürlü , tecrübeli olmak zorundayız !

BİZDE ON DİLDEN ANLAMAZSA BİR KİMSE , ONU ADAMDAN SAYMAYIZ :

Şimdi birisi bu sabah bize söyledi ki , gayrimüslimler konuşuyorlarmış kendi aralarında ;

" Bizde on dilden anlamazsa bir kimse , onu adamdan saymayız ! " diyorlarmış.
Yâni , az – ç ok bilecek... İngilizce , Fransızca , Almanca , İtalyanca , Arapça , Farsça , Türkçe...

Ona biz sayı olarak bile çıkartamıyoruz ama , ben şahsen diyorum ki :
Şu bizim Türkiye'nin etrafındaki komşular kimler ?

Rusya , Romanya , Bulgaristan , Yunanistan... Arap ülkeleri ; Suriye , Irak... Fars ; İran... Ondan sonra Ermenistan , Gürcistan , Kafkas ülkeleri ve Türk diyalektleri...

BİR SEYAHAT KİTABI KADAR :

Bunların hepsiyle az - çok ilgilenmemiz lâzım ! Aşağı - yukarı bir seyahat kitabı kadar , yanımızda bir şey olması lâzım... Her birinde az - çok maksadımızı anlatacak kadar dilini , yazısını , vesâiresini öğrenmemiz lâzım... Çevremize dikkat etmemiz gerekir.

Her şeyi önceden hazırlamak ; yumurta kapıya geldikten sonra ,
" Nerede yumurtlayacağım ? " diye folluk arayan tavuk gibi olmamak lâzım...

A ) İNGİLİZCE / ALMANCA :

İngilizce öğreneceğiz , Almanca öğreneceğiz , yazacağız , anlatacağız , anlatacağız , anlatacağız...

Arapça ve İngilizce öğrenmenin zaruriliğini hissettim .

İNGİLİZCE BİLEN HOCALAR OLSUN , CİHANI FETHEDERİZ :

Bizim tanınmış çok meşhur zenginlerden bir kaç kişiye , işte gidemiyoruz çoktandır... Babam , " Gidelim ! " dedi. " Peki babacığım." dedim. Bir gün gittik , orada konuşuldu.

Kendilerine yazı yazılmış , Güney Afrika Cumhuriyetinden :
" Efendim , Türkiye den iki tane İngilizce bilen din adamı istiyoruz. " diye.

Bunlar da araştırmışlar ; Türkiye de İngilizce bilen , onlara faydalı olabilecek din adamı bulamamışlar ! 55 Milyonluk Türkiye de , Darül Hilâfet-i Aliyyenin bakıyyesi olan Türkiye de , % 99 u Müslüman olan Türkiye de İngilizce bilen bir hoca bulamamışlar...

HOCALARDA AZ DEĞİLDİR YANİ :

Hocalar da az değildir yâni , Türkiye de ; fakat , İngilizce ben dahi konuşamam...

KONUŞMAK BAŞKA :

Ben , güya Profesörüm , imtihanlardan geçtik. Bir değil iki batı dilini de alnımızın akıyla geçtik... Terleyerek , hak ederek geçtik ama , konuşmak başka !

Meselâ , ben şimdi Türkçeyi konuşuyorum ; İngilizceyi de böyle konuşabilmeli bir hoca !

Yâni ayeti hadisi anlatabilmeli .

İNGİLİZCE BİLEN HOCALAR OLSUN , CİHANI FETHEDERİZ :

İngilizce bilen hocalar olsun , cihanı fethederiz !

Kimisini Brezilyaya göndeririz , kimisini Avustralya ya göndeririz , kimisini Birmanya ya göndeririz , kimisini Nepale göndeririz ; dünyaya hakim oluruz !
İngilizce bilen hocalara ihtiyaç var.

İslam’a hizmet için biz daha geniş hazırlanmak zorundayız.
Onun için bizim vakfımızın hamle yapması , yeni masraf kapıları açması gerekiyor.
İngilizce bilen din adamına ihtiyacımız var. İngilizce bilen hocalar olsun cihanı fethederiz.
Bunun için masraf yapmamız lâzım... Önemli bir iş olarak , bunu görüyorum. Dinî derin bilgileri verdikten sonra , onları anlatabilecek lisanla da kardeşlerimizi
techiz etmemiz lâzım !

BU KADAR KOLAY DÜNYA HAKİMİYETİ :

Bu kadar kolay , dünya hakimiyetini kurmak... Dünya imparatorluğu kurmak , bu kadar kolay muhterem kardeşlerim !

İNGİLİZCE KURSLARINA BAŞLADIK :

Onun için biz , Asfa dersanemiz de İngilizce kurslarına başladık yavaş yavaş...
Yâni , öğretmeyi öğrenelim diye. İngilizce kurslarına başladık ama , yeterli değil.

YATILI LİSAN OKULLARI AÇACAĞIZ :

Benim niyetim şehirlerden uzakta , havadar , manzaralı , çamlık , ovalık , yeşillik yerlerde yatılı lisan okulları açacağız ve gürül gürül lisan öğreteceğiz. Oraya gelen bir kişi 6 ay ,
8 ay , bir sene konsantre olarak İngilizce görecek. Kaliteli hocaların elinde , bülbül gibi İngilizce konuşacak... Eline kalemi aldığı zaman, İngilizce yazacak ... Ve biz o kardeşimizi , istediğimiz yere göndereceğiz , istenilen yere göndereceğiz. Böylece İslam’ın yayılmasına yardımcı olacağız.

Masrafı arttıracağız , bir masraf kapısı daha açacağız ; lisan kursları açacağız.
Bizim Yalova daki Lâle dere semtinde mi olur , efendim başka bir semt mi bulacağız
Antalya mı olur , bizim Çanakkale mi olur , sizin Ada pazarının Karadeniz sahilindeki çamlıkları mı olur ? Lisan okulları açacağız ve gürül gürül lisan öğreteceğiz.

İNGİLİZCEYİ İSLÂMLAŞTIRACAĞIZ :

İngilizceyi İslâmlaştıracağız , İngiliz dilini Müslümanlaştıracağız...
İngilizceyi İslâmlaştıracağız , İslam’ı dünyanın her yerine yayacağız...

Rahmetli İsmail Farukînin böyle bir şeyi var , " Bilginin İslâmîleştirilmesi " diye bir sözü var. Yâni , God filân demek yok. Niye God diyeceksin , bizim sözümüz var ; orda Allah diyeceksin. " In God " demiyeceksin , " In Allah " diyeceksin , diyeceksen.

" In Allah , we trust ? " diyeceksin meselâ , diyeceksen... Nasıl bizim Türkçeye girmişse bir çok kelimeler , İngilizceye de İslam’ın kelimeleri girecek. İngilizceyi İslamlaştıracağız. “ In Good yerine In Allah ” diyeceğiz. Ashab-ı Suffe sistemini çalıştıracağız. İslam’ı dünyanın her yerine yayacağız.

B ) ORTA ASYA DİLLERİ :

KAZAKÇA , TÜRKMENCE , ÖZBEKÇE / ORTA ASYA DİLLERİNİ ÖĞRENİN :

Orta Asya daki kardeşlerimiz “ Türkiye bizim ağabeyimizdir , Türkiye den yardım istiyoruz ” diyorlar. Oralarla ilgili çalışmalar, bizim çalışmalarımıza eklenmelidir.
Türk lehçelerini öğrenmeye başlayın.

TÜRK LEHÇELERİNİ ÖĞRENİN :

Bendeniz acizane , Sosyetler Birliğindeki Müslüman kardeşlerimizin kullandıkları
Kiril Alfabesini çalışmaya , öğrenmeye başladım bile !

Okullara Türk dili lehçeleri dersi koymalı , dış Türklerin durumların genç nesillerimize
iyi tanıtmalıyız. Biz geçtiğimiz yaz da , kardeşlerimize dedik ki , " Türk lehçelerini öğrenmeye başlayın ! Kazakça öğrenin , Türkmence öğrenin , Özbekçe öğrenin ! " dedik. Bazı kardeşlerimiz bu çalışmaları yaptılar ; üç aylık , beş aylık kurslara gittiler ve bu çalışmaları bitirdiler...

HOCA KARDEŞLERİMİZ KAZAKÇAYI ÖĞRENSİN :

Hoca kardeşlerimizden bir kısmının meselâ , Kazakçayı öğrenmesi lâzım !

TÜRKMENCE / ÖZBEKÇE :

Bir kısmının meselâ , Türkmenceyi öğrenmesi lâzım , Özbekçeyi öğrenmesi lâzım !
Ufak farkları vardır ; o kitapları alması lâzım , okuması lâzım...

NEREDE HİZMET GÖRECEKSENİZ ORANIN LİSANINI ÖĞRENİN :

Nerede hizmet görecekse , nerede çalışma yapacaksa ; oranın lisanını , kültürünü
öğrenme çalışmaları yapması gerekiyor , benim acizâne kanaatime göre. Arapça öğreneceksiniz... Türk lehçelerini öğreneceksiniz... Allah razı olsun , içinizde bazı kardeşlerimiz var , kurslara gittiler , biliyorum ; Türk lehçelerini vs. leri öğrendiler.

TÜRKÇEMİZ İSLÂMLAŞMIŞTIR :

Türkçemiz İslâmlaşmıştır. Açın , Orta Asya da İslâm’dan önceki Türkçe yi, bir de
şimdikine bakın ; tamamen değişmiştir...

" Ol ulu hazrete vardı." ne demek ? O huzur-u İlâhîye , azametli ulu dergâha vardı demek.

Burada hazreti büyük yazmış neşreden , bunu bilmiyor ; hazret Allah sanıyor ,
ondan büyük yazmış.

Hazret , huzur demek... O ulu huzura vardı , huzur - u İlâhiye vardı demek.

Açın Pehleviceyi , ondan sonra İslâm’dan sonraki Farsçaya bakın ; Farsça , İslâmlaşmış Pehlevice dir , tamamen değişmiştir.

ORTA ASYA CUMHURİYETLERİ İÇİN HAZIRLANIN :

Hudutlar kalkıyor , gelip gitme imkânları artıyor ; biz , bu kardeşlerimize hizmet götürmekle yükümlü duruma düşüyoruz. Manevî sorumluluğumuzun sahası açılıyor
hizmet sahamız açılıyor.

Bu yeni gelişmeler bizi Balkanlara karşı , Yugoslavya ya , Bulgaristana , Yunanistana , Romanyaya , Orta Asyaya karşı , Kafkasyaya karşı , Orta Doğu ülkelerine karşı , Güney Doğu Asyaya karşı bir takım vazifelere itiyor.

Orta Asya cumhuriyetlerini gezmesi lâzım gelecek... Tüccar kardeşlerimizin gitmesi gelmesi gerekecek... O müstakbel münasebetler için , şimdiden hazırlanmalıyız.

Bizim bir zaman sonra , Yugoslavyaya gitmeye başlamamız lâzım gelecek...

Bir zaman sonra Kafkasyaya gitmesi lâzım gelecek hoca kardeşlerimizin. Şimdiden işte , tek tük ziyaretler oluyor.



C ) BALKAN DİLLERİ / RUSÇA :

Bu kardeşlerime tabii , önce lisan öğrenmelerini tavsiye ederim .
Yâni , oranın mahalli lisanını iyi öğrenmeyi tavsiye ederim.
Ondan sonra , oralara gitmelerini ve oralarda faaliyet de bulunmalarını tavsiye ederim.

Ben hatırlıyorum , İlâhiyat Fakültesinde Profesörken , Rus Sefaretinden bize yemek daveti , kokteyl daveti vs. gelirdi ; ama , biz oraya gitmeye çekinirdik.

Yâni , adımız Rus Sefaretine gitmiş hocaya , profesöre çıkar diye , gidemezdik.
Bu kadar bir endişe vardı. Ben sonradan anlıyorum , ne kadar yanlış hareket ettiğimizi...

Bizim Rusya’yı tanımamız lâzımdı , Rusçayı öğrenmemiz lâzımdı. Rusyada ki Türkleri araştırmamız lâzımdı. Onların dillerini edebiyat fakültelerin de öğrencilerimize öğretmemiz lâzımdı...Balkanlardaki Balkan dillerini öğrenmemiz lâzımdı... Türkiye’nin dışındaki bizden olan insanları aslâ ihmal etmememiz gerekirdi. Mümkünse gitmemiz gelmemiz gerekirdi... Bunları yapmamışız.

D ) ARAPÇANIN ÖNEMİ :

Kur'an-ı Kerimde Allah-u Teâlâ Hazretleri buyuruyor ki :

( Ve ezvâcühû ümmehâtühüm ) " Ey mü'minler , Rasûlüllahın hanımları sizin annelerinizdir." diyor. Annelik sıfatını kim vermiş ? Kur'an - ı Kerim vermiş , Allah vermiş .

Oradan bizim Prof. Hamidullah Bey , -- Allah razı olsun , takvâ ehli bir insan -- diyor ki :

HER MÜSLÜMANA ANA DİLİNİ BİLMESİ VACİBDİR :

" Her Müslümana ana dilini bilmesi vacibdir . "

Millet zannediyor ki , ana dili Urduca veya İngilizce veya Fransızca veya Boşnakça , Arnavutça , Makedonca filân... Hayır , ana dilimiz Arapça !

Çünkü Hazret-i Aişe anamız o dili konuşuyordu , Hazret-i Hafsa anamız o dili konuşuyordu ; o dili öğrenmemiz lâzım ! Anamızın dili , ana dilimiz yâni ; güzel bir mânâ yakalamış orda...

Ana dil lâzım değil mi ? Arapça öğrenmemişiz , mânayı bilmiyoruz , ayetten bir şey anlamıyoruz. Hazret - i Aişe anamız ne ? Bizim validemiz.

( Ve e zvâcühû ümmehâtühüm ) Peygamber Efendimizin hanımları bizim annelerimiz.

O halde Arapça bizim neyimiz ? Ana dilimiz. Hepiniz ana dilinizi bilmeyen çocuklarsınız. Onun için ana dilinizi biraz öğrenin ! Onlar bizim annemiz , onların konuştuğu dil de bizim ana dilimiz. Hem Türkçe veya Kürtçe veya Çerkezce... hem de Arapça...

Her Müslümanın ana dili Arapçadır. Buradan da ana dilini öğrenmesi lâzım geldiğine dair bir mânâ çıkıyor.


AYETİN MANASINI BİLMİYOR :

Nikâh kıyılacağı zaman , cenaze ile ilgili ayet okunuyor.

Evlilik bahis konusu olan törende , boşanma ile ilgili ayet okunuyor.

Neden ? Ayetin mânâsını bilmiyor okuyan...

Yâni yerine , makamına , mekânına uygun söylemiyor. Arapça bilmez benim
Müslüman kardeşlerim.

Kırk yıllık Müslümandır , altmış yıllık Müslümandır , yetmiş yıllık Müslümandır ;
Arapça bilmez , okuduğu ayetlerin mânâsını bilmez.

Allah’ın karşısına geçiyor , " Allahu ekber ! " diyor , namaza duruyor, bir şeyler konuşuyor , söylediğinden haberi yok !

Ne dedin sen Rabbine , o ne cevap verdi ?

Bilmem…Küçükken anam babam beni mahalle mektebine gönderdiği zaman , yaz tatilinde bir şeyler öğrenmiştim , onu okuyorum. Olmaz böyle şey... Hiç olmaz demek değil de , Kur'an-ı Kerimi bilmeden okusa bile sevap alır da, güzeli olmaz.

ARAPÇAYI DİĞER TAHSİLLERDEN ÖNCE ÖĞRENMELİ :

Batı dillerinden en az birini ve kendi kültürümüzün temeli olan Arapçayı , Farsçayı , Osmanlıcayı iyi öğrenmeğe girişmeliyiz.

İçe kapanık kalmayın , müteşebbis olun. Arapça ve yabancı bir diğer dil öğrenmeğe
çok önem verin.

Her şeyden evvel , İngilizceden , Fransızcadan , Almancadan , diğer batı dillerinden ,
diğer tahsillerden önce herkes güzelce Arapça öğrenmeli !

Zaten , bizim medeniyetimizin , mâzimizin , tarihimizin temel direklerinden birisi , köklerimizin ana köklerinden birisi , Arap diliyle açılan o engin hazinedir.

Onları bilmek için , o kitapları , o bilgileri kazanmak için mutlaka Arapça öğrenmek
lâzım geliyor.

Onun için , bizim de böyle Arapçayı öğrenmemiz lâzım ve su gibi Arapça konuşabilmemiz lâzım !

Arapçayı güzel konuşur insanlar haline geleceğiz. Talebelerimizi öyle yetiştireceğiz.

KOŞULARIMIZIN BİR KISMI ARAP :

Ayrıca komşularımızın bir kısmı Arap olduğundan , özel olarak bu sebeple de
Arapça öğrenmemiz lâzım !



KEŞKE HEPİMİZ BÖYLE YAPSAK :

Arkadaşımız diyor ki :

" Alman asıllı , Müslüman olmuş bir kimse ama , çok güzel Arapça biliyor.
Böyle muhtelif ülkelerde konferanslar vermeğe gidiyormuş."

Ben de dedim ki : "-- Evet bu mübarekler , İslâm’a ilgi duyup Müslüman olanlar, İslam’ı kökünden tam anlamak için , doğru anlamak için , hemen Arapça öğrenemeye kalkışırlar. Ve kendi ülkelerinde neşredilmiş İslâm la ilgili kitaplara itimat etmezler. ' Bunlar belki gayrimüslimler tarafından hazırlanmıştır. Belki gerçekleri aksettirmiyor dur , belki kasıtlıdır. Belki kötüleyici mahiyette garazkârâne yazılmış tır.' diye itimat etmezler.

Kendileri giderler Arap ülkelerine... ' Mâdem Müslüman olduk , İslam’ı derinden tanımak
için gidelim , Arapça öğrenelim ! ' derler. Mısırda okurlar , başka bir İslâm ülkesin de okurlar , Arapçayı güzelce öğrenirler , Kur'an-ı Kerime çok çalışırlar." Bu doğru bir yoldur.

Bizim de keşke hepimiz böyle yapsak. Biz tabii elhamdülillâh , anneden babadan Müslümanız , doğuştan Müslümanız.

Fakat bunun bir tehlikesi var. Doğuştan Müslüman olduğumuz için İslâmla kendimizi âşina , dost , tanışık bildiğimizden, İslam’ı merak edip de derinlemesine çalışmaya gitmiyor pek çok kimse...

Halbuki " Mâdem ben Müslümanım , o halde İslam’ı tam öğrenmeliyim.
Mâdem Kur'an - ı Kerim Allah’ın kelâmı , Kur'an-ı Kerimi ben çok iyi çalışmalıyım demeli...

ARAPÇA ÖĞRENMEK YAYGINLAŞMIŞ DEĞİL :

İngilizce öğreniyorlar , Almanca , Fransızca öğreniyorlar , bir dil yetmiyor bir kaç dil öğreniyorlar ; her şeyi öğreniyorlar da , Arapçayı öğrenip Kur'an-ı bellemek husususunda bir aşk ve şevk ve gayret yaygınlaşmış değil , makbul değil...

ÖĞRENENLER DE MAKBUL TUTULMUYOR :

Neymiş bu ? Hafız... Hafız gel , otur , oku !
Tamam , al şu zarfın içindeki paranı , hadi yallah !.. Belki , " Hafız buraya gel ! " dedi mi karşıda ki kızıyor , zor tutuyor kendisini... Hakaret etmiş gibi oluyor.

Halbuki hafız eskiden nasıldı yâni... Hafızlamak deniliyor makbul olmayan bir şey olarak. Hafızlığın şân ü şerefi , kadr ü kıymeti bilinmez duruma gelmiştir.

İSLAM KARDEŞLİĞİ LAFTA KALMASIN :

Ben konuşmalarım da , hacılara , " halini sevip beğendiğiniz kişilerle konuşunuz , tanışın adreslerini yazın , Türk veya başkası ülkenize , evinize davet edin ki Müslümanlar birbirleriyle kaynaşsın İslam kardeşliği kuru lafta kalmasın " diye hararetle tavsiye ettim.
Tabii Arapça veya diğer bir lisan bilmenin önemi derhal ortaya çıkıyor.

Herkes mutlaka Arapça öğrenmeli ve çoluk çocuğunu bir kaç dil bilen kişiler
olarak yetiştirmeli.
GENÇ OLSAYDIM YUNANCA , BULGARCA ÖĞRENİRDİM :

Bu yakın çevremizdeki diller de önemli !

Yunanistan önemli , Bulgaristan önemli ! Saray Bosna'mız bizim canımız , başımızın tacı , gönlümüzde müstesna yeri var...

Kafkasya öyle. Çevremizdeki komşuların hepsiyle iyi ilişkilerimizi geliştirecek çalışmalar yapmaya gayret edelim !

Meselâ ben genç olsaydım aynı zamanda Yunanca öğrenmeye , Bulgarca öğrenemeye de kalkardım. Onlara da heves ederdim , Kafkas dillerine de heves ederdim .

Çünkü onlar da komşularımız. Bunun gibi Arapçayı da , zaten komşularımızın bir kısmı Arap olduğundan öğrenmemiz lâzım !

ARAPÇA İLE YAZILMIŞ ESERLER :

Tarihimizin içinde Arapçanın ve Arapça ile yazılmış eserlerin kütüphanelerimizde ve mâzimizde büyük yeri olduğundan Arapçayı da öğrenmeyi isterdim.

Elhamdülillâh , Allah bize nasib etti de , buradan Arapçasından okuyup , dilimizin döndüğünce anlatıyoruz. Çok şükürler olsun , mutluyuz , memnunuz.
Herkese de tavsiye ederiz böyle olmasını...

ARAPÇA BİLEN HOCA GETİRİN :

Arapça bilmiyoruz hocam...

Fener bahçe takımı futbolu iyi öğrenmek için Brezilyadan antrenör getiriyor mu ?
Getiriyor. Sen de dünyanın öteki ucundan seni Allah’ın iyi kulu yapmağa eğitecek antrenör getir, hoca getir , bilen insan getir. Her akşam gelin , şuraya kara tahtayı koyun , Arapçayı öğrenin ! Bir iki ayet öğrenin.

HOCALAR DA KABAHAT ÇOK :

Hocalarda da kabahat çok... Herkesin Arapça öğrenmesi lâzım , dinini öğrenmesi lâzım , sûreleri öğrenmesi lâzım !

Yeni nesillerimize çok iyi ve işlek Arapça öğretmeliyiz , kuvvetli bir iman şuuru aşılmalı, İslam dinini çok iyi tanımalarını ; başkalarına tanıtacak ve sevdirecek bilgi ve görgüleri kazanmalarını behemehal sağlamalıyız.

DİKKAT ARAPÇA ÖĞRENELİM DERKEN :

( Ve teallemû minel – arabiyyeh , mâ tu'ribûne bihî kitâballah )
" Arapçanın dil bilgisi kâidelerini , lisan kâidelerini , kelime , lügat bilgilerini iyice öğrenin.
Ama ne için ? Bununla Kur-an'ı Kerimi okuduğunuz zaman iyice anlamanıza yardımcı olacak miktarda öğrenin , ( sümmentehû ) sonra işi fazla aşırı götürmeyin ! "
Bu ne demek ? Yâni , Arapçayı öğreneceğim derken , " Şiirleri öğreneceğim , şarkıları öğreneceğim , türküleri öğreneceğim , o eski cahiliye devrinin böyle aşk maceralarını anlatan kasidelerini ezberleyeceğim..." filân demeyin !
HER İLMİN FAYDALI TARAFI :

Bu hadis-i şeriflerden anlıyoruz ki , her ilmin insana faydalı olan tarafını , Peygamber SAS Efendimiz tavsiye buyuruyor. Zararlı olan tarafına dalmaktan men ediyor.

Peygamber SAS Efendimiz , " Soy sop ilmini öğrenin de akrabalarınızı tanıyın , insanî vazife yapın ! Arapça öğrenin ama işi zevzekliğe , günaha daldırmadan , Kur'anı iyi anlamakta kullanın !

İlm-i nücûmu , yıldız ilmini öğrenin , ama işinize yarayacak , yönünüzü tâyin edecek şekilde kullanın ; sonra günah olan , haram olan , efsane olan , safsata olan tarafa dalmayın ! " diye ilmî olmayan taraflarını yasaklıyor.

E ) FARSÇA / F ) OSMANLICA :

Batı dillerinden en az birini ve kendi kültürümüzün temeli olan Arapçayı , Farsçayı , Osmanlıcayı iyi öğrenmeye girişmeliyiz.

G ) ÇİNCE :

Ben diyorum ki arkadaşlarıma :

" Aman bazılarınız çocuklarınızı Çin'le ilgili olarak yetiştirin ! "

Çok önemli... Çünkü dünya nüfusunun çok önemli bir kısmını teşkil ediyor ve hızla kalkınan bir devlet Çin... " Onun dilini , ben genç olsaydım , öğrenirdim ! " diyorum.

Arkadaşlarıma da tavsiye ederim. Çin bize uzak değil...
Post Reply

Return to “Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Rh.A”