Günahlar

Post Reply
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Günahlar

Post by Halil Necati »

GÜNAHLAR

Günahlar iki kısımdır: Birisi zahirî görünen günahlar; diğeri de batini, iç günahlar, ki bunlar görünmez, fakat bilinir.

Zahirî günahlar, malûmdur; içki içmek, kumar oynamak, sirkat (hırsızlık), haksız yere katil, iftiralar, ana-babaya âsi olmak, faizcilik, yetim malı yemek gibi tam yüz yirmi beş adet kebâir (büyük günah) vardır ki, bunlar Günah Kitabı adlı eserde ayrı ayrı yazılmıştır. Tekrarına lüzum yoktur zannederim. Günah-ı segâir denilen ufak günahlarla birlikte beş yüzü geçmektedir. Bu günahlar, kulun Hakk?ın rızasını kazanmasına en büyük mânilerdir. Kul bu günahlarla kirli bulunduğu müddetçe, Hàlıkına takarrübe imkân yoktur.

Bir de bâtınî, görünmez günahlar vardır ki, onlar bu görünen günahlardan çok daha fenadır. Zahiri günahlardan tevbe ile kurtulanlar çoktur. Fakat bâtını, görünmez günahlardan tevbe çok az kimseye nasib olmaktadır.

Bir de görünen pislikler vardır ki, bunlarla huzur-ı İlâhî?ye durulmaz. Her halde yıkamak ve temizlemek lâzımdır. Sidik vesâir pisliklerle mülevves olan esvaplar gibi ki, bunları mutlaka yıkamak lâzımdır. Bunlarla namaz kılmak caiz olmaz. Bunlar da iki kısımdır: Necaset-i galîza denilen sidik ve büyük pislikler gibi ki, bunlar el, avuç içi kadar vücudda veya çamaşırda olursa, o namazı yeniden kılmak lâzımdır. Necaset-i hafife ise vücudun veya çamaşırın dörtte birinden azına, bulaşmış olursa muaftır, derler. Fakat, ehlullah bunların damlasından bile sakınmışlardır.

Birtakım günahlar daha vardır ki, bunlardan kurtulmak da çok zordur; çünkü, cibillî yâni yaradılışında mevcuddur. Ancak hakikî ve ciddî bir sa?y ü gayretle değiştirilmesi kabildir. Meselâ, adî ve yabanî ağaçları aşıladığımız zaman, ondan ne güzel meyveler alınmakta olduğu, görülen ve bilinen şeylerdir. Hattâ hayvanlar da aşılanınca, onlardan da pek güzel nesiller alınmakta olduğunu görüyoruz

Bu nefs-i emmâre ki, şeytanın iğvasına, aldatmasına aldanan bir nefistir. Yedi başı vardır. Bunlar da şunlardır: Şehvet, gazab, kibir, hased, buhl, hırs ve riyadır.

Şehvetin ancak riyazetle, hayvanlar gibi yemeyip, aza kanaat etmek suretiyle başı kesilir.

Gazabın başı hilm ile kesilir.

Kibrin başı tevazu ile, hasedin başı da itikad-ı tam ile yok edilir. Mülk Allah?ındır; bütün mülk O?nundur, dilediğine istediği gibi verir; isinden, yaptıklarından sorulmaz. Mülkünde istediği gibi tasarruf eder, kimseyi işine karıştırmaz.

Bahillik ile hırsın başları da kanaatla kesilip, işin sonunda kazandıklarını başkalarının yiyeceği ve kendisinin de toprağın altında bunun cezasını çekeceğini unutmamasıdır.

İşte bu sayılan ve daha sayılacak olan kötü ve çirkin huylar da, meyve ağaçlan ve hayvanların aşılanmaları gibi kişi riyazetlerle aşılanır ve zikrullah ile beslenerek kâmil ve olgun bir müslüman olması mümkündür. Yalnız aşıcının usta olması şarttır; yoksa sonra ağacı kurutur, insanların da kemâle ulaşması, kâmil ve olgun bir üstada bağlıdır. Ağaç ve hayvanlar kendi kendine aşılanmadığı gibi, insanoğlunun da öyle kendi kendine olgunlaşması hayalden ibaret olur.

Binâenaleyh, insan hem müslüman olarak ve hem de en şerefli bir mahlûk olarak yaratılmıştır. O güzel insanı, cennete ve cemâlullahı müşahedeye lâyık olan bahtiyarı, hem cehennemlik, hem de insanlığın en çirkini olarak bu dünyadan ayrılmaya sebep olan bu nefs-i emmâre ile mücadele farz-ı ayın değil midir? Bu güzel insan niçin cehennemlik olsun, yazık değil mi?

Öyleyse ey aziz kardeş, aklını başına al da, para toplamaya, mal sahibi olmaya haris olma. Dünyanın geçici şeref ve saltanatına aldanıp da âhiretin ebedî saltanatından mahrum olmak, hiç insan olana lâyık mıdır?

İşte nefs-i emmârenin beşinci sıfatı, huyu, ahlâkı bu beş yüz kadar olan günahlardan kaçmasıdır. Tabiî bu günahlar necaset-i manevîye denilen pisliklerdir. Bunlarla ne insanlık olur ve ne de müslümanlık. Hakikî insan ve hakikî müslüman olmak istiyorsan, muhakkak bu günahlardan uzak kalmalısın. Beşeriyet itibariyle bazı hatâlara düşülürse, hemen tevbe-istiğfar edip, nedamet ve pişmanlıklarla bir daha o fenalığı yapmamaya çalışmalıdır. Fakat insanda insanlık azmi ve hakikî müslümanlık sevgi ve arzusu olmadıkça, yağmurdan kaçıp doluya tutulan zavallılar gibi, bir günahtan kaçarken, daha büyük bir günaha düşülmesi muhakkak gibidir.

Bakınız Seriyyü?s-Sakati Hazretleri ne diyor: ?Nefsim tam otuz veya kırk senedir yağlı bir yemek istiyordu, ona katiyyen vermedim?. (Minhâcü?r-Râgıbîn, s. 32) ve yine aynı kitapta, bir adamı havada oturur görmüşler de: ?Sen bu mertebeye nasıl vâsıl oldun?? diye sormuşlar. O da ?Ben nefs ü hevâmı terk eyledim. Allah Teàlâ da bana havayı musahhar eyledi? demiş.

İbrahim el-Havâs Hazretleri der ki: ?Her kim şehvetinin arzu ettiği şeyi terk eder de, bunun sevincini kalbinde bulmazsa, o kişi yalancıdır?. Çünkü şehvetinin istediğini hakikatte terk eden, muhakkak kalbinde bir zevk ve safa bulacaktır ki, bu safa ve bu zevk manevîdir. Dünya zevk ve safâlarıyla ölçülemez. Onun için hepimizin çok dikkatli olması muhakkak lâzımdır.

?Her gelen gitse gerektir?, diyorlar. Gideceğimiz bu hayatı, bu nefisleri ve sayısız nimetleri bizlere meccânen veren Allah Teàlâ?dır. Eğer aldığımız nefeslere para vermek lâzım gelse, vay halimize!.. Binâenaleyh, çok iyi düşün, kâfirlerin sözlerine aldanıp da dinden, imandan çıkma. Şeytanların, nefislerin dostu olacağına, meleklerin ve Hâlık?ının dostu ol da, dünyada ve âhirette saadet ve selâmete nail olasın.


BÜYÜK GÜNAHLAR

1. Küfürdür. Bu günah ki, mezmum sıfatların en şerlisi olarak bildirilmektedir. Tarife dikkat ediniz, isimlerin kıymeti ikinci derecededir. Kim olursa olsun, ta?zimi vâcib olan bir şeyi tahkir ve tahkiri vâcib olanı ta?zim eden kâfirdir. Meselâ namazı tahkir, orucu tahkir, kitab-ı ilâhiyye?yi tahkir ederler. Bu gibi İslâmî düsturlara çağ dışı demek acaba ne mânâ ifade eder? Bunlar mürted olmaz da, kimler mürted olur, bilmem.

2. Zina. Zina edenlerin, bekâr iseler yüzer değnek meydan dayağı, evli iseler recmleri, yâni taşlanarak öldürülmeleri lâzımdır. Bu da şâyan-ı dikkattir.

Bu günahları işlerken yalnız günahkârdır. Fakat çeşitli bahanelerle, ?Neden günahmış? derse, bu sefer de kâfir olur. Ne kadar dikkat lâzım.

Bir de insanları zinaya yaklaştıran, sürükleyen günahlar vardır ki, kadınlarla sohbeti lâubaliliğe götürmek, konuşmak, koklaşmak, öpüşmek, oynaşmak, gülüşmek, şakalaşmak, hep büyük günahlara sürükler, götürür; haberin bile olmaz.

?Ben böyle fenalık yapmam? deme. Bu ufak günahlar bizim gönüllerimizi karartır, sonra da öldürür. Sen arslandan kaçar gibi günahlardan kaç. Muhakkak günahlar canları değil, ruhları öldürür ve bunu da anlamak bizler için çok müşküldür. Çünkü hepimiz hastayız, vesselam...

3. Lûtîlik, yâni livâtadır. Devam edenlerin katledilmeleri lâzımdır. Çünkü çok çirkin bir harekettir..

4. Şarap (içki) içmektir. Her ne kadar az olsa da, haramdır.

5. Günah işleyenlerle daimî olarak beraber bulunmaktır. Çünkü ahlâklar sâridir, sonra o günahlara siz de ortak olur ve işlersiniz.

6. Hırsızlıktır.

7. Haksız yere adam öldürmektir. Bunların yerleri tâ cehennemin dibidir. Allah Teàlâ?nın halkettiği insanı değil, hiçbir canlıyı haksız yere öldürmeye kimsenin hakkı yoktur. Hele bugün, camiden çıkan bir müslümanı öldürene ne dersiniz? Müslüman böyle bir şey yapabilir mi?..

8. Haram olduğuna inanarak ekşimiş hurma suyunu içmek,

9. Namuslu kadın ve erkeğe, ?Yâ zânî!? veya ?zâniye? demek,

10. Eğer başka şahit yoksa, şahitlik yapmamak,

11. Yalan yere şehadet etmek,

12. Yalan yere yemin etmek,

13. Nisab miktarı bir şeyi gasbetmek,

14. Harb yerinden kaçmak,

15. Faiz yemek,

16. Yetim malı yemek,

17. Rüşvet yemek,

18. Valideyne (anaya ve babaya) âsi olmak,

19. Akrabalardan ayrılmak,

20. Rasûlüllah?a bilerek yalan isnat etmek,

21. Ramazanda kasten oruç bozmak, helâl derse kâfir olur.

22. Ölçüsünü eksik yapmak,

23. Namazı kasten vaktinden evvel kılmak,

24. Namazı vaktinden kasten geçirmek,

25. Orucu özürsüz vaktinden sonraya bırakmak,

26. Zekâtı terk etmek ve özürsüz tehir etmek,

27. Hacca gücü varken terk etmek,

28. Müslümanı zulmen (haksız yere) dövmek,

29. Ashâb-ı kiramdan birine sövmek; Hazret-i Ebû Bekir?e, Ömer?e ve Âişe radıyallahü anhâya sövmek ise küfürdür.

30. Ulemâyı, hafızları gıybet ve zemmetmek,

31. Nâsm ayıbını, zâlimlerin yanında söylemek,

32. Karısını ve mahremini fâsıklar yanında bulup da halleri üzere bırakmak.

33. Karısıyla veya mahremiyle diğer erkekler arasında vasıta olmak,

34. Muktedir iken emr-i ma?rufu, nehy-i ani?l-münkeri terk etmek,

35. Sihri öğrenmek ve öğretmek veya sihirle amel etmek. İtikàdî küfürdür.

36. Mushaftan okuyacak kadar öğrendikten sonra unutmak,

37. Hayvanı boş yere veya ateşte yakarak öldürmek; ister büyük ve ister küçük olsun! Ya insanları öldürenler...

38. Hanımın nefsini erkeğine bilâ özür teslimden kaçınması,

39. Allah?ın rahmetinden ümidini kesmek,

40. Allah?ın mekrinden, azabından ve gadabından emin olmak,

41. Zaruretsiz ölü hayvanın etini yemek,

42. Hınzır eti yemek,

43. Nemime, söz nakletmek,

44. Kumar oynamak,

45. Zulmetmek,

46. Hâkimin adaletsizliği,

47. Yol kesmek,

48. Zihar, karısını anasına benzetmek,

49. Küçük günahlara devam etmek,

50. Günahlara yardımcı olmak,

51. İnsanlar için (şarkı, gazel gibi şeyleri) teganni etmek,

52. Avret yerini açmak,

53. Bahillik, vâcib olan borçları ödememek,

54. Hazret-i Ali (kerremallahü veçhe) Efendi-miz?i, Hazret-i Ebû Bekir ve Hazret-i Ömer (radıyallahü anhümâ) üzerine tafdîl etmek,

55. Nefsini kati veya âzasından bir yeri kesmek,

56. Sidikten sakınmamak,

57. Sadakayı başa kakmak,

58. Kaderi tekzib etmek,

59. Komşusuna karşı fesad yapmak,

60. İşlerini kendine isnat etmek,

61. Müneccimleri, kâhinleri tasdik etmek,

62. Nesebi temiz olan bir kimseye ta?n etmek,

63. Mahlûk için hayvan kesmek,

64. Kibir için esvabı uzun yapmak,

65. Çocuğunu dalâlete sevk etmek,

66. Kötü yol ve çığır açmak,

67. Silâhla bir müslümanı korkutmak,

68. Mücadele ve niza etmek,

69. Kölesinin zekerini kesmek,

70. Köle ve cariyesinin azalarından bir yerini kesmek,

71. Kölesine takatinin dışında iş vermek, kullanmak,

72. Allah?ın nimetlerini verenlere teşekkür etmemek,

73. İhtiyacından fazla suyunu nâstan saklamak,

74. Harem-i Şerifte günah işlemek,

75. Başkalarının sözünü izin almadan dinlemek,

76. İnsanların ayıplarını aramak,

77. Tavla ve dama oynamak,

78. Yedi taşla oynamak,

79. Haramlığı sabit olan her oyunu oynamak,

80. Müslümanın müslümana kâfir demesi,

81. Birkaç hanımı olan kimselerin hanımları arasında adalet yapmaması,

82. Âdet edinerek menisini eliyle çıkartmak,

83. Hayızlı ve lohusa olan zevcesine yakın olmak,

84. Eşyanın ve gıdaların pahalılığına sevinmek,

85. Esrar içmek,

86. Hayvanların gerek fercine, gerekse gerisine ve yabancı kadınların arkalarına geçmek,

87. İlmiyle âmil olmamak,

88. Satın alırken yahut yerken taamı ayıplamak, ?İyi değil bu? demek,

89. Günah olmayan davetlere gitmemek,

90. Zikir esnasında raks etmek,

91. Dünyayı sevmek,

92. Güzel yüzlü gençlere şehvetle bakmak,

93. Başkasının evine delikten bakmak,

94. Başkasının evine izinsiz girmek,

95. Gıybet etmek,

96. İsraf yapmak,

97. Bid?at işlemek,

98. Hıyanetlik etmek,

99. Zâlim emirlere sadakat göstermek,

100. Allah?dan gayrıya secde etmek,

101. Şükr?ü terk etmek,

102. Nâsı kusurlarından nâşi ayıplamak,

103. Cumayı terk etmek,

104. Emaneti yerine vermemek,

105. Sözünde durmamak,

106. İstihza etmek, hakir görmek,

107. Sultan kapılarına gitmek,

108. Dünya, şöhret ve nâsın teveccühünü arzu ederek din ilmi öğrenmek.

109. Şer?i öğrendikten sonra dünyaya dalmak,

110. Koca ile karısının arasını açarcasına fitne ve fesat çıkarmak,

111. Zâlimin yüzüne gülmek ve onunla dostluk yapmak,

112. Müslüman kardeşine (uyandığında) şer işlemeyi murad ederek uyumak,

113. Kardeşinin gıybetini yapan olduğu halde susmak,

114. Müslüman kardeşinin başına çirkin, ayıplı bir iş gelince sevinmek,

115. Başkasının karısına hediye göndermek,

116. Yabancı bir kadınla yalnız bir arada bulunmak,

117. Allah Teàlâ?nın büyük gördüğünü küçük görmek, küçük gördüğünü de büyük görmek,

118. Görmediğini ?gördüm? demek, duymadığını ?duydum? demek,

119. Kadının erkeğe, erkeğin kadına benzemesi,

120. Allah Teàlâ?nın isminin gayrisiyle yemin etmek,

121. İşçinin ücretini vermemek, veya tehir etmek,

122. İki kişinin arasını açmaya çalışmak,

123. Müslüman kardeşine ?mürâi? demek,

124. Küçük çocuklarını dövüp vakitsiz memeden kesmek,

125. Lâyık olmadığı halde kendini iyi göstermek.


KÜÇÜK GÜNAHLAR

1. Bakması caiz olmayan kimselere bakmak; şahitlik müstesna. Her göz kıyamet gününde ağlayacaktır, yalnız haramlardan gözlerini yumanlar, Allah yolunda uykusuz kalan gözler, Allah korkusundan nâşi ağlayıp gözlerinden az da olsa su çıkaranlar hariç. Gözler, şeytanın zehirli oklarından zehirli bir oktur. Her kim bu bakmayı Allah korkusundan nâşi terk ederse, onun imanı kuvvetlenir. İmanın tadını kalbinde bulur.

2. Şehvetsiz yabancı kadını öpmek; genç delikanlı da böyledir.

3. Şehveti teskin için meniyi el ile getirmek,

4. Başkasının avret yerini şehvetsiz tutmak ve değmek; kadın ve erkek birdir.

5. Yabancı bir kadınla yalnız kalmak; ihtiyar dahi olsa, velev ki, süt ana ve süt kardeş dahi olsa,

6. Hayvanlara bile olsa lanet etmek,

7. Zaruret olmadıkça yalan söylemek kebâirdendir.

8. Müslümanları şiirle hicvetmek,

9. Kastı olmadan nâsın evlerinin içine bakmak,

10. Üç günden fazla bir müslümanla özürsüz küsmek,

Nefs-i Emmâre / 53

11. Hakikatim bilmediği şeyde muhasama (hasımlaşmak) ve muhakemeye kıyam etmek,

12. Şeriat hakkına riayet etmeksizin başkası ile muhasama.

13. İsteği ile gülmek,

14. Dünya nimetleri için ağlamak; bazısına göre kebâirdendir.

15. Yürürken tekebbür etmek,

16. Erkeklerin ipekli elbise giymeleri,

17. Fâsık ile az bir müddet oturmak; devamlı olursa günah-ı kebîre olur.

18. Kerahet vakitlerinde namaz kılmak; cenaze namazı dahi böyledir,

19. Bayram günleri (Ramazan bayramının birinci ve Kurban bayramının dört günü) oruç tutmak,

20. Mescidlere necaset sokmak, necasetti olması muhtemel çocuk ve deli sokmak,

21. Necaseti esvabına ve bedenine bulaştırmak,

22. Kıbleye yüzünü veya arkasını çevirerek bevl etmek,

23. Kıbleye ön ya da ardını dönerek def-i hacet etmek,

24. İnsanların görmediği yerde bile avret mahallini açmak,

25. Zaruretsiz, boşuna avret yerini açmak,

26. Orucunu bozmadan niyetlenip ertesi günün orucuna eklemek,

27. Keffaret yapmadan muzaheret (erkeğin karısının herhangi bir uzvunu nikâhı haram olanlardan birininkine benzetmek) ettiği hanımına yakın olmak ve öpmek,

28. Bir kadının yalnız sefere çıkması,

29. Almayacağı malın kıymetini arttırmak için fiyatına zam yapmak,

30. İhtikâr yapmak,

31. Başkasının pazarlık ettiği mala sahip çıkıp pazarlığa kalkmak,

32. Alışveriş olduktan sonra bozmaya çalışmak,

33. Başkasının talip olduğu ve velisinin vereceğine dair söz verdiği kızı veya kadını istemeye kalkmak,

34. Parasına tamamen aldatarak, bedeviye mal satmak,

35. Köylünün malını şehre girmeden, elinden ucuza almaya çalışmak,

36. Hayvanın sütünü sağmadan memelerini sütlü gösterip pahalıya satmak gayesiyle pazara çıkarmak,

37. Cuma ezanından sonra alışveriş veya herhangi bir iş yapmak,

38. Cariyeleri henüz bulûğa erişmemiş evlâtlarından ayırarak satmak,

39. Ayıplı malının ayıbını saklayarak satmak,

40. Zaruretsiz köpek kullanmak,

41. Parasız satranç oyunu oynamak ve namaz vakitlerini geçirmek,

42. Müslümana şarap satmak,

43. Müslümanın şarap alması,

44. Evinde veya haricinde şarap saklamak,

45. Bir lokma kadar az dahi olsa bir şey çalmak,

46. Kur?an okumak, hadis okumak ve zikrullah yapmak için ücret şart koşmak,

47. Özürsüz ayakta bevletmek ve sidik kabını odasında saklamak,

48. Gusülhane ve hamamda yerde bulunan deliklere küçük su dökmek,

49. Yollara ve evlerin kenarlarına, ağaçların altlarına ufak abdest yapmak,

50. Güzel giyinmeden, laubalice ve esvabını omuzlarına alarak namaz kılmak,

51. Cünüp iken ezan okumak veya kamet getirmek,

52. Cünüp veya hayızlı iken camiye girmek veya geçmek,

53. Namaz kılarken sağ elini sağ böğrüne, sol elini sol böğrüne koyarak namaz kılmak,

54. Namazda elbisesini ihram gibi bağlamak,

55. Namaz kılarken göğsünden maada, başını ve gözünü kıbleden çevirmek,

56. Namaza aykırı bir vaziyette velâkin namazı ifsat etmeyen hareketlerde bulunmak,

57. Camilerde mûtekiften (itikâfa giren) başkasının konuşması ve alışveriş yapması.

Mescidde oturmazdan evvel tahiyyetü?l-mescid namazı kılmak, kayıbını aramamak, bağırmamak, ses çıkarmamak, yer kavgası yapmamak, dünya sözleri konuşmamak, insanları çiğneyip ileri geçmemek, tükürmemek, parmak çıtlatmamak, Hakk?ı çok zikredip gaflet etmemek, ceza dayağı vurmamak, namaz kılanın önünden geçmemek mescidlerin adâbındandır.

58. Mescidlerde sanat, ticaret vesaire. kazanç gibi ibadet olmayan şeyleri işlemek,

59. Oruçlunun hanımının baldırlarını ve koltuklarını okşaması,

60. Oruçlunun nefsinden emin olduğu halde hanımını öpmesi,

61. Zekâtını, malının kötüsünden vermek,

62. Hayvanı keserken eziyet etmek,

63. Suyun üstüne çıkan kendiliğinden ölmüş balığı yemek,

64. Kokmuş etleri, balığı ve yemekleri yemek,

65. Etin içindeki (bevl mahalli ve saire gibi) bezeleri yemek,

66. Eti yenen hayvanın hayalarını, fercini, zekerim, dübürünü ve kanını yemek,

67. Fiyatlar yükselmedikçe narh vurmak,

68. Velisinin izni olmadan mükellef bir kadını nikâh etmek. Ailevi huzursuzluk doğar.

70. Tuhûr (yâni temizlik) halinde zevcesini birden fazla boşamak,

71. Özürsüz karısını yemin ile tatlik (boşama)

72. Zevcesini hayız halinde iken boşamak,

73. Kadını temiz halinde iken cima edip sonra boşamak,

74. Talâk-ı ric?î ile zevcesini boşadıktan sonra iddet içersinde karısına fiil ile müracaat etmek (söz ile olmalıdır).

75. İnsanlar arasında yellenmek, sadâ ile koku çıkarmak,

76. Zevcesi ile dört ay müddetle muamele-i cinsiyede bulunmamak üzere yemin etmek,

77. Evlâtları arasındaki adalete riayet etmemek,

78. Hâkimlerin hasımlar hakkında müsavata riayet etmemesi,

79. Sultanın ve kazancında haram galip olduğunu bildiği kimsenin ihsanını kabul etmek,

80. Malında haramı galip olduğu bilinen kimsenin yemeğini yemek,

81. Gasp olunan araziden hâsıl olduğu bilinen mahsulü yemek,

82. Haram malı galip olanın dâvetine gitmek,,

83. Gasp olunan araziye abdest almak ve namaz kılmak için dahi olsa girmek,

84. Başkasının arazisine izinsiz girmek,

85. Hayvanın kuyruk, kulak, burun gibi bazı azalarını bütün bütün kesmek,

86. Harpte esir alınan kâfirle müslümanlıktan dönen mürtedi tevbeye ve müslümanlığa davet etmeden öldürmek,

87. Mürtedde olan yâni İslâmiyetten rücû eden kadını öldürmek,

88. Namazda okunan secde âyetinin secdesini namazdan sonraya bırakmak,

89. Secde-i tilâvetleri mutlaka terk etmek,

90. Namazda muayyen bir sûreyi okumak, bilerek sûrelerin arasını bir sûre atlayarak okumak,

91. Cenazeyi kolları arasında götürmek. Çocuk olursa beis yoktur.

92. Zaruretsiz iki kişiyi bir kabre koymak,

93. Cenazeyi mescidin içine sokarak namazını kılmak,

94. Suretlere karşı veya üzerinde suretler bulunan halılar üstünde namaz kılmak,

95. Kendinin veya imamın önünde suret bulunduğu halde namaza durmak,

96. Dişleri altın ile kaplamak, İmam Muhammed?e göre mazeret halinde cevaz vardır.

97. Altın ve gümüş kaplar kullanmak,

98. Erkeklerin veya kadınların birbirlerinin ağzını, yüzünü, başını veya başka azalarım öpmeleri,

99. İki erkeğin bir döşekte yatması,

100. Kölelerin boynuna zincir ve saire gibi alâmet takmak,

101. Ehl-i fesada ve kâfirlere silâh satmak, Kur? an satmak, şer?î kitap satmak,

102. Kâfirlere, zındıklara, mürtecilere önce selâm vermek,

103. Erkekliği olmayan köleyi kullanmak,

104. Böyle kölelerle ticaret yapmak,

105. Erkekliği giderilmiş köleyi temellük etmek (mal edinmek),

106. Erkek çocuklara, büyüklerin giymesi haram olan ipekli elbiseleri giydirmek,

107. Kişinin kendi kendine türkü söyleyip teganni etmesi (Bir kavle göre böylelerinin şehadeti bile kabul olunmaz),

108. ibadete başladıktan sonra şer?i özür yokken ibadeti bozmak,

109. Aklı eren veya uyuyan kimselerin yanında zevcesiyle muamele-i cinsiyede bulunmak,

110. Ta?zime müstehak olmayan emirleri karşılamak için çıkmak,

111. Ezanı duyduktan sonra özürsüz ağırdan almak, kamet olsun diye beklemek,

112. Doyduktan sonra yemek (Misafir ve oruçlu için caizdir),

113. Acıkmadan, zahmetsiz yemek ve içmek,

114. Âlimlerden ve âdil, zâhid sultanlardan gayrisinin elini öpmek,

115. Sadece el ve baş ile selâm vermek, karşılaştığı kimseye selâm vermeden söze başlamak da caiz değildir.

116 Kur?ân-ı Kerîm okuyan kimsenin babasından ve hocasından başkaları için ayağa kalkması,

117. Mücerret vehim ve şek sebebiyle Allah Teàlâ Hazretleri?ne mü?minlere sû-i zanda bulunmak,

118. Hased etmek, bazılarına göre kebâirdendir.

119. Kibir taslamak kebâirdir, takva iddiasıyla başkasına üstünlük taslamak,

120. Ucûb kebâirdir. Kendini beğenmek, verilen nimetlerle büyüklenmek, vereni unutmak olan ucûb yetmiş senelik ibadeti mahveder. Yaptığı sâlih amelleri büyütmek, üstün göstermek, kendisinin şerefiyle övünmek, kendisini kurtulanlardan görmek, takva cihetinden kendini kemâlde görmek, başkalarını eksik görmek ve yine kendisini lâyık olmadığı rütbelerde görmek de ucûbdür. Bu hal, tevfîkat-ı ilâhiyyenin gelmesine mânidir. Lâmba var amma cereyan yok, değirmen var, lâkin su yok, ve sâire...

121. Çalgı dinlemek, çalgı meclisinde oturmak ve bunlarla telezzüz etmek,

122. Cünüb olan kimsenin özürsüz mescidde oturması,

123. Bir müslümanın ayıbı zikredilirken veya gıybet edilirken susmak,

124. Ölüm ve hastalık gibi musibetler anında sesli ağlamak,

125. Musibet isabet ettiği zaman yüzünü-başmı dövmek,

126. Bir kimsenin kendisini istemeyen kavme imam olması,

127. Hutbe esnasında konuşmak, teşbih çekmek, salât-ı şerife getirmek veya emr-i ma?ruf nehy-i ani?l-münker yapmak,

128. Mescidde safları çiğneyerek geçmek,

129. Cami-i şerifin gerek üstüne ve gerekse etrafına necaset ve pislik atmak,

130. Sokaklara ve insanların gelip geçtikleri yerlere necaset, hayvan leşleri ve iğrenilecek şeyleri atmak,

131. Yedi yaşım geçen oğluyla bir yatakta yatıp uyumak, . ,

132. Cünüp, hayız ve lohusalık hallerinde Kur?ân-ı Ker?îm okumak,

133. Boş, faidesiz sözlerle vakit geçirmek,

134. Bâtıl olan sözlere dalmak,

135. Lüzum yokken fazla söz söylemek,

136. Medih ve senâda ifrat etmek, fazla ileri gitmek,

137. Sözün derinliklerine inmek, başkalarına üstünlük taslamak için fesahat ve belagata özenerek söz söylemek,

138. Kaba ve fena halleri açık ibarelerle söylemek,

139. Ölülere veya dirilere sövmek,

140. Kendi kendine ya da anlaşılmaz sözlerle mecnunâne konuşmak,

141. Lâtife ve şakada ifrat etmek, ileri gitmek,

142. Sırrı ifşa etmek, söylenmesi istenmeyen gizli halleri ve sözleri söylemek,

143. Va?dinde durmamak,

144. Gazab (Din ve şeriata dokunan şeylerin gayrisinde gazab) etmek,

145. Aile fertlerinin namus, iffet ve ırzları hakkında hamiyetsizlik göstermek,

146. Zekâtını tehir etmek,

147. Özr-i şer?îsiz cemaati terk etmek,

148. Sokaklarda durup konuşmak, yolu meşgul etmek, alışveriş yapmak,

149. Mezhebinde taassub ederek hevâ ve hevesine uymak suretiyle diğer mezheplerin sahiplerine ta?n eden yolda söz söylemek,

150. Müslümanların zımmîlere ?yâ kâfir, yâ müşrik? demesi,

151. Cenâb-ı Hakk?a ?Arş-ı azîminde oturman hakkı için? diye dua etmek,

152. Enbiyâ evliya ve Kabe hakkı için diye dua etmek,

153. Haccı özr-i şer?îsiz kendisine farz olduğu seneden sonraya tehir etmek,

154. Müdâhene (Mâ?siyet ve menhiyyat görüldüğünde men?ine muktedir olan kimsenin, o menhiyyatı men etmeyip sükût etmesi, emr-i dinde za?fiyet ve fütur göstermesi, hakkı söylemekten çekinmesi) etmek,

155. Bir adamın kendisini hayırlı ve duâlı ve başkasını küçük ve hakir görüp onunla istihza etmesi, maskaralığa alması ve tevbe ettiği ayıbını hatırlatarak onu utandırması.

Mehmed Zahid Kotku K.S.
Nefsin terbiyesi
Leyla Hanne
Posts: 1395
Joined: 22 Nov 2007, 21:24

Re: Günahlar

Post by Leyla Hanne »

Çok yararlı bir eser Nefs Terbiyesi.... Hemde ben okudukça üzülüyorum bakıyorum günahlara, yollara, terbiyeye.... İnşallah Rabbim nefsimizi terbiye etmeyi, küçük büyük her günahtan sakınmayı nasip eder. Allah razı olsun. :)
User avatar
abdullahkull
Posts: 36
Joined: 11 Jan 2008, 16:26
Kan Grubu: 0 (-)
Contact:

Re: Günahlar

Post by abdullahkull »

İki Kurtuluş Yolu

Bu ve emsali on iki huydan kurtulabilmek için iki yol vardır:

Birincisi, Kadirîler’de ve diğer tarikatlarda olduğu gibi riyazet yoludur. Bu yol hem çok zor, hem de çok uzundur. Bazen insanın ömrü bile yetmez ve olgunlaşmadan âhirete göçer.

İkincisi ise, zikrullah yoludur, tesbih lâzım gelirse düşman ordusu arkasına indirilen hava kuvvetleri gibi, orduyu muhasara edip, teslim almaktır. Bu da ancak zikre devam ile elde edilebilir. Bugün ise bu iki yolun talipleri de yok denecek kadar azdır. Ve bugünkü insan doğusundaki huyu ne ise, öylece gider. Zira halvetlerde görülen ders ve telkinler oradan çıkıncaya kadar. Çıktıktan sonra yine eski tas eski hamam; lâyıkıyla yeme, içmesine riayet pek azdır.

Binâenaleyh insanların tekemmülü hayvanlara hiç benzemez. Meselâ avcı, köpeğini ve atmaca denilen büyük kuşu terbiye ettikten sonra o hal onlarda kalır. Fakat insan daimî surette, nefis, şeytan, şehvet, aile hayatı, çocukların istikbali dâvaları, din ve ahlâk düşmanlarıyla her zaman karşı karşıya olmak... vesaire gibi şeylerle karşı karşıya kalmakta olduğundan bozulmaya mahkûmdur. Bozulmamak için de halvette gördüğü riyazet ve dersleri, her ne pahasına olursa olsun bırakmamak gerekir. Bıraktığı takdirde yükseklerden düşen cisimlerin haline döner. Onun için matlûb, halvete girmek değil, halvet halini muhafazadır. Bu da herkese nasip olmaz zannederim.

Bazen halvetlerin de, o kaideye riayet etmeyenler için zararlı olduğu görülmektedir. Evvelâ, kendini beğenme hassası doğar, ben bu kadar halvet gördüm, diye övünür durur.

İkincisi ise evvelkinden daha acıdır. Çünkü onun çirkin hareketleri herkesin nefretini mucip olmakla birçok kimselerin de tarikatlar aleyhine sû-i zanlara düşmelerine sebep olur.

Binâenaleyh tarikat sahiplerinin çok uyanık olmaları ve halkın hüsn-i zannını mucip hallere riayetkar olmaları şâyan-ı tavsiyedir. Bayezid-i Bistamî, Abdülkadir Geylânî, İmam Rufai, Hasan Şâzelî ve emsali zatlar bulmak bugün mümkün müdür?

Bayezid-i Bistamî’nin otuz iki senelik riyazetini, Abdülkadir Geylânî’nin yirmi beş senelik çöl hayatını yaşayabilecek bir bahtiyar daha var mıdır, bilmem!

Nakşibend Mehmed Bahaeddin Hazretleri’ne gelince, onun sülûku ise bambaşka. Yolları temizlemek, hayvanları tedavi etmek, fukara ve miskinlere bakmak acaba kolay bir şey mi?

Hele son pirimiz Halid-i Bağdadî Hazretleri’nin, Delh şehrindeki Gulâm Abdullah ismi ile maruf şeyh efendinin terbiyesine girmeleri hemen her insaf sahibinin aklını durduracak kadar mühimdir. İlmine erişmek imkânı olmayan Halid-i Bağdadî Hazretleri’nin Delh’teki hanegâhta yaptığı ağır hizmetini yazmaya ne elimiz, söylemeye ne de dilimiz varır.

Sen ve ben bugün, bunların ayağının tozu bile olmadığımız halde çalımımızdan yanımıza varılmıyor.

Bu kadar çalışmanın gayesi Cenâb-ı Hakk’ın hidâyetine mazhar olmaktır ki, fiyatı elbette pahalı olacaktır. Onun için bir taraftan ibâdet ve riyâzatlarla birlikte Hak Teàlâ Hazretleri’ne can ü gönülden yalvarıp ağlayarak hidâyet istemek ve bu hidâyetin de devamını dileyerek Kur’ân-ı Azîmüşşan’daki dualara ve Cenâb-ı Peygamber Efendimizin tavsiye buyurdukları dualara devam etmek lâzımdır. Bir yandan da dilden ve gönülden istiğfar çekmenizi ve bizim için de dualarınızı eksik etmemenizi rica ile sözlerimize son veririz.

Kusurlarımız varsa onların da bağışlanmasını ve tashihini rica ederiz.

Mehmed Zahid Kotku (r.a)
Ciğerleri yakan bu düşünce, uykumu kaçırdı her gün,
ki, kimin âğûşuna düştün, rü'yâda kimi gördün? Hâdimu'l-fukarâ (MZK)
Post Reply

Return to “Fıkıh”