Teravih Namazının Günlere Göre Faziletleri
1. gecesi kılan insan anasından doğduğu gün gibi tertemiz olur.günahtan eser kalmaz, kul ve hayvan hakkı hariç..
2. gecesi ana babası imanla ölmüşse Allah onları Affeder.
3. gecesi Bir melek ona nida edip ‘amelin Allah katında makbul oldu,geçmiş günahların bağışlandı ’müjdesini verir.
4. gecesi kılan Kuran-ı kerim, İncil, tevrat, Zebur okumuş gibi olur.
5. gecesi kılana Kabe’de Mescid-i nebi ve Aksa’da kılınan namazlar gibi sevap kazanır.
6. gece kılana Beytül-mamuru tavaf etmiş sevabı>verilir. taşlar ve ağaçlar onun için istiğfar eder.
7. gece kılana Hz.Musa’nın Firavun ve Hamman’a karşı yaptığı mücadelede Hz.Musa’ya yardım etmiş sevabı verilir.
8. gecesi kılana İbrahim halilullah’a verilen sevap verilir.
9. gecesi kılana Allah habip olur. Yani Allah o kulunu sever.
10. gecesi kılan dünyanın ve ahiretin hayırlı rızkları ile merzuk kılınır.
11. öldüğü gün anasından babasından doğduğu gün ki gibi günahsız olur.
12. mahşer yerine yüzü ayın 14 gibi parlak mutlu gelir.
13. kıyamet günü Arasat meydanında korkulardan emin olur.
14. bütün melekler kıldığı namaza şahadet ederler, o kimse kıyamet günü hesaptan kurtulur.
15. Arş ve kürsiyi hamil olan melekler salat ederler.
16. gecesi kılana cehennemden azâd olduğuna dair berat verilir ve cennete gider.
17. gecesi kılana Enbiya Aleyhisselam’a verilen sevaptan verilir.
18. gecesi kılana bir melek ‘ey Allah’ın sevgili kulu Allah senden,anandan ve babandan razı oldu.’der.
19. gecesi kılana Firdevs-i ala derecesi verilir.
20. gecesi kılana şehitler ve Salihler mertebesi verilir.
21. gecesi kılana cennette nurdan bir köşk hazırlanır ve ahirette verilir.
22. gecesi kılan kıyamet günü üzüntü ve sıkıntıdan azad edilmişlerden olur.
23. gecesi kılama cennette bir şehir bina edilir ve onun ismi verilir.
24. gecesi kılan kişinin o gece 25 duası kabul olunur.
25.gecesi kılandan kabir azabı kaldırılır, kabir azabı görmez.
26. gecesi kılana 40 yıl ibadet etmiş sevabı verilir.
27. Bu gece umulur ki Kadir gecesidir.80 yıl ibadet etmiş gibi olur. Sırat köprüsünden yıldırım gibi geçer.
28. gecesi cennet-i ala da bin derece verilir.
29. gecesi kılana bin defa hac edip bin haccı kabul olmuş sevabı alır.
30. gecesi kılan kula Allah c.c. ‘Ey kulum,cennetime gir,cennet meyvalarından ye, selsebil ırmağında yıkan, Kevser ırmağından su iç, ben senin Allah’ınım sende benim kulumsun.’diye hitap eder…
Bu bilginin kaynağını maalesef bilmiyorum. O kadar güzel ki kaynağını bilmememe rağmen dayanamayıp paylaştım
Teravih Namazının Faziletleri
- mehmetemin
- Posts: 677
- Joined: 02 Nov 2007, 16:45
- Kan Grubu: 0 (+)
Re: Teravih Namazının Faziletleri
ama kaynak önemli ,bunu dua olarak algılayıp amin diyelim rabbim gölümüzden geçenleri verecektir inşaallah..
- nisanur
- Posts: 518
- Joined: 13 Nov 2007, 18:10
Re: Teravih Namazının Faziletleri
Benimde posta kutuma gelmişti kaynağı olmadığı için paylasmadım.Ayrıca bilgilerde var konuya dair ve dili sade olmadığı için anlama zorluğu çekiyorum .Knuda gecen yazının HZ. Ali bin Ebu Talip den rivayet olunduguna dair bir bilgiye ulaştım ,
Her kim inanarak 30 gece teravih kılsa Allah (cc) o kula şeksiz şüphesiz ihsan eder. (İmam-ı Gazali)
Ali (r.a.): '' Ömer (r.a.) teravihi (cemaatle kılma sünnetini sürdürmeyi) ancak benden duymuş olduğu bir hadisten almıştır.'' deyince, orada bulunanlar: '' Ey müminlerin emiri! O hadis nedir?'' dediler.
O zaman şöyle anlattı: '' Ben Rasulullah (s.a.v.)'i şöyle buyururken işittim:
'' Muhakkak Arş'ın etrafında -u Teala' ya ait bir mahal vardır ki o ' Kutsal avlu' diye adlandırılmaktadır.
Nurdan olan bu mekanda, sayılarını ancak -u Teala'nın bilebileceği kadar çok melekler bulunmaktadır ki onlar bir an bile gevşeklik etmeden -u Teala'ya sürekli ibadet etmektedirler.
Ramazan ayının geceleri olduğunda, yeryüzüne inmek ve ademoğulları ile birlikte teravih namazı kılmak için Rablerinden izin isterler.
Böylece onlar her gece dünyaya inerler.
Artık onlara dokunan ya da onların dokunduğu kimselerin her biri öyle bir saadetle mesud olur ki onun ardından bir daha ebediyyen bedbaht olmaz.
Kaynak: (Ebu'l-Leys es- Semerkandi, Tenbihü'l-gafilin,sh:268)
Rivayete olunduğuna göre: '' Teravih namazı kılan cennete girer ve Ömer ibni Hattab (r.a.)'a verilmiş olanın bir misli kendisine verilir.
Nitekim -u Teala ona cennette üç şehir vermiştir ki, hepsi de dünya ve içindekilerden otuz kat daha geniştir.''
Kaynak: (Ahmed ibni Hicazi, Tuhfetü'l-ihvan, sh: 118)
Haberde şöyle gelmiştir: '' Melek, orucu -u Teala'ya yükselttiğinde, -u Teala: '' Kulum sana ikram ve ta'zimde bulundumu?'' diye sorar.
Oruç da: '' Evet Ya Rabbi! Beni, kendince en değerli olan yere yerleştirdi, namaz ve teravih sofrasına koydu, bana hizmete koyuldu, gözlerini haramdan, kulağını da boş şeylerden korudu.'' diye cevap verir.
Bunun üzerine -u Teala: '' İşte bugün Ben de onu o güçlü padişah (olan Zatım)ın nezdinde dosdoğru bir makama yerleştireceğim'' buyurur.
Kaynak: (Abdurrahman es- Safuri, Nüzhetü'l-mecalis,1/146)
NEmutlu bu ayı idrak edebilene ..
Her kim inanarak 30 gece teravih kılsa Allah (cc) o kula şeksiz şüphesiz ihsan eder. (İmam-ı Gazali)
Ali (r.a.): '' Ömer (r.a.) teravihi (cemaatle kılma sünnetini sürdürmeyi) ancak benden duymuş olduğu bir hadisten almıştır.'' deyince, orada bulunanlar: '' Ey müminlerin emiri! O hadis nedir?'' dediler.
O zaman şöyle anlattı: '' Ben Rasulullah (s.a.v.)'i şöyle buyururken işittim:
'' Muhakkak Arş'ın etrafında -u Teala' ya ait bir mahal vardır ki o ' Kutsal avlu' diye adlandırılmaktadır.
Nurdan olan bu mekanda, sayılarını ancak -u Teala'nın bilebileceği kadar çok melekler bulunmaktadır ki onlar bir an bile gevşeklik etmeden -u Teala'ya sürekli ibadet etmektedirler.
Ramazan ayının geceleri olduğunda, yeryüzüne inmek ve ademoğulları ile birlikte teravih namazı kılmak için Rablerinden izin isterler.
Böylece onlar her gece dünyaya inerler.
Artık onlara dokunan ya da onların dokunduğu kimselerin her biri öyle bir saadetle mesud olur ki onun ardından bir daha ebediyyen bedbaht olmaz.
Kaynak: (Ebu'l-Leys es- Semerkandi, Tenbihü'l-gafilin,sh:268)
Rivayete olunduğuna göre: '' Teravih namazı kılan cennete girer ve Ömer ibni Hattab (r.a.)'a verilmiş olanın bir misli kendisine verilir.
Nitekim -u Teala ona cennette üç şehir vermiştir ki, hepsi de dünya ve içindekilerden otuz kat daha geniştir.''
Kaynak: (Ahmed ibni Hicazi, Tuhfetü'l-ihvan, sh: 118)
Haberde şöyle gelmiştir: '' Melek, orucu -u Teala'ya yükselttiğinde, -u Teala: '' Kulum sana ikram ve ta'zimde bulundumu?'' diye sorar.
Oruç da: '' Evet Ya Rabbi! Beni, kendince en değerli olan yere yerleştirdi, namaz ve teravih sofrasına koydu, bana hizmete koyuldu, gözlerini haramdan, kulağını da boş şeylerden korudu.'' diye cevap verir.
Bunun üzerine -u Teala: '' İşte bugün Ben de onu o güçlü padişah (olan Zatım)ın nezdinde dosdoğru bir makama yerleştireceğim'' buyurur.
Kaynak: (Abdurrahman es- Safuri, Nüzhetü'l-mecalis,1/146)
NEmutlu bu ayı idrak edebilene ..
Dinle neyden duy neler söyler sana
Sızlanır hep ayrılıklardan yana
Kestiler sazlık içinden der beni
Dinler ağlar hem kadın hem er beni...
Sızlanır hep ayrılıklardan yana
Kestiler sazlık içinden der beni
Dinler ağlar hem kadın hem er beni...
Re: Teravih Namazının Faziletleri
Kaynağını bende araştırdım ama bulamadım.Bir sitede ''İmam Gazali teravih namazının fazileti hakkında şöyle buyurmuştur: “Hazreti Ali (Radıyallahü Anh)'den rivayet edilmiştir ki:” diye başlamış fakat ben İmam-ı Gazali'nin eserlerinden faydalanan, bildiğini ümit ettiğim birisine sordum ''bilmiyorum böyle bir bilgi okumadık'' dedi.Bilen bir kardeşimiz varsa paylaşırsa sevinirim.
- mehmetemin
- Posts: 677
- Joined: 02 Nov 2007, 16:45
- Kan Grubu: 0 (+)
Re: Teravih Namazının Faziletleri
AKRA fm sitesinde yer alan ilmi inceleme ve daha sahih kaynaklardan derlenmiş tervaih namazının faziletini anlatan yazı.
Ramazana Mahsus Bir İbadet: Teravih
Sözlükte rahatlatmak, dinlendirmek anlamlarına gelen tervîha kelimesinin çoğulu olan teravih, dinî bir kavram olarak, Ramazan ayında, yatsı namazı ile vitir namazı arasında kılman nafile namaza verilen isimdir. Namazın her dört rekatinin sonunda bir miktar oturulup dinlenmek müstehaptır; ki buna tervîha denilmiştir. Daha sonra bu kelimenin çoğulu olan teravih, kılınan bu namaza isim olmuştur.
Teravih namazı yirmi rekat olup, erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir. Hz, Peygamber, "Kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Ramazan namazını (teravih) kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır" buyurmuşlardır. Nafile namazların tek başına kılınması daha faziletli olduğu halde, teravih namazının cemaatle kılınması sünnettir. Hz. Peygamber, teravih namazını iki defa cemaatle ashaba kıldırmış, ancak daha sonra farz olur düşüncesiyle cemaatle kıldırmaktan vazgeçmiştir. Hz. Ömer halife olunca, halkın dağınık bir şekilde teravih namazı kıldıklarını görüp, tekrar cemaatle kılınmasının daha hoş olacağım düşünmüş ve ashapla istişare ederek bu namazın yeniden cemaatle kılınmasını başlatmıştır. Halkın bir vecd içinde bu namazı kıldıklarını görünce, "ne güzel bir âdet oldu" diyerek sevincini belirtmiştir. Hz. Ali de, "Ömer, mescitlerimizi teravihin feyziyle nurlandırdığı gibi, Allah da Ömer'in kabrini öyle nurlandırsın" duası ile memnuniyetini açığa vurmuştur.
O dönemden günümüze kadar, büyük bir iştiyakla devam eden bu sevimli ibadet, toplumumuzda her kesimin ilgisini çekmektedir. Teravih namazı büyük bir huşu ve huzur içerisinde ifa edilirken, birliği, dayanışmayı ve uzlaşmayı da beraberinde getirmektedir. Ancak son yıllarda bu ibadetle ilgili özellikle rekatları konusunda, vatandaşlarımızın aklında istifhamlar oluşturulmak istenmektedir.
Hz. Peygamber'in kıldırmış olduğu teravih namazlarının kaç rekat olduğu konusunda bir rivayet bulunmamaktadır. Bu konuda Hz. Ömer'in teravihi cemaatle kılınmasını başlatmasıyla ilgili haberlerden ve Hz. Aişe'nin, Hz. Peygamber'in Ramazan ayındaki gece namazlarıyla ilgili hadisinden hareketle bir sonuca ulaşılmaya çalışılmaktadır. Bu konudaki haberler şöyle değerlendirilebilir:
Hz. Aişe'den, Rasulullah'ın Ramazandaki gece namazından sorulduğunda, Hz. Aişe, "Rasulullah ne Ramazanda, ne de Ramazandan başka gecelerde on bir rekat üzerine ziyade etmiş değildir" karşılığını vermiştir. Başka bir rivayette bu sayı on üç olarak zikredilmektedir. Öncelikle bu hadisin, teravih namazı hakkında olduğu konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Diğer taraftan Hz. Aişe'nin, Allah'ın elçisinin Ramazan ayında ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir veya on Üç rekat namaz kıldığını belirtmesi, onun devamlı olarak kıldığı bir gece namazının bulunduğunu göstermektedir. Zaten Kur'an-ı Kerimde de, "Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. Umulur ki Rabbin, seni Övgüye değer bir makama gönderir" buyurulmaktadır. Bundan da anlaşılmaktadır ki, bu soru, Ramazan ayında Hz. Peygamberin diğer ibadetlerinde olduğu gibi, gece namazlarında da bir değişiklik, artış olup olmadığını Öğrenmek amacıyla sorulmuştur; teravih namazı ile ilişkisi yoktur. Hz. Aişe'den rivayet edilen, "Rasulullah (s.a.s) Ramazan ayında, diğer aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi Ramazanın son on gününde ise çok daha şiddetli bir gayret gösterirdi. Son on günde, geceyi ihya eder, ailesini de uyandırırdı, izârını da bağlardı" sözü, bu görüşümüzü desteklemektedir. Diğer yandan, bu rivayetin teravihin meşru kılınmasından önce mi yoksa sonra mı olduğu da belli değildir.
Hz. Ömer zamanındaki cemaatle kılınan teravih namazlarının rekatları konusunda iki rivayet vardır: yirmi rekat, on bir rekat. Hz. Ömer' in dönemiyle ilgili farklı rivayetler; ünlü hadis bilgini Nevevî ve Buhârî şârihi Bedreddin Aynî tarafından, "Hz. Ömer'in on bir rekat emri, döneminde ilk kılman teravih gecelerine aitti. Sonra teravih yirmi rekat olarak yerleşmişti. Şimdiye kadar devam eden de budur şeklinde yorumlanmıştır.
Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinden başlayarak, günümüze kadar teravih namazı yirmi rekat olarak kılınmıştır. Sahabeden kimse buna itiraz etmemiş ve âlimler tarafından da bu şekilde kabul edilmiştir. Günümüzde de, başta ülkemiz olmak üzere pek çok İslâm ülkesinde teravih namazı cemaatle 20 rekat olarak kılınmaktadır. Allah'ın rahmetinin taştığı, mağfiret ayı Ramazan'da, kadını-erkeği, çocuğu-genci ve yaşlısıyla halkımızın, tam bir kaynaşma, sevgi, saygı, huzur ve sükun içerisinde camilerimizi doldurarak, büyük bir vecd ve iştiyak ile ifa ettiği bu ibadetin, tartışma konusu yapılarak toplumumuzda dine karşı şüphe uyandırmak ve toplumumuzu sebepsiz yere bir fikir kargaşasına sürüklemek, iyi niyetli hiç kimseye bîr şey kazandırmaz. Bununla birlikte şunu da ifade etmek gerekir ki, teravih namazı nafile bir ibadet olduğundan, farz gibi telakki edilmesi de doğru değildir. Bu nedenle, yorgunluk, meşguliyet ve benzeri sebeplerle, teravih namazının evde 8, 10, 12, 14, 16 veya 18 rekat kılınması halinde de sünnet yerine getirilmiş olur. Ancak cemaate İştirak etmeye çalışmak daha iyidir.
Teravih namazını iki rekatte bir selam vererek ve dört rek'atin sonunda biraz dinlenerek kılınması müstehabdır. Bu dinlenmelerde tehlîl (lâ ilahe illallah) ve salavat ile meşgul olunması uygundur.
Teravih namazım kıldıran imam, okuyuşu uzatarak cemaati bıktırıp dağıtmamak; çabuk kıldırarak namaza noksanlık getirmemelidir. Teravih namazında da diğer namazlarda olduğu gibi, kıraatin gereği gibi yapılmasına ve tâ'dil-i erkâna riayet edilmesine özen gösterilmelidir.
Ramazana Mahsus Bir İbadet: Teravih
Sözlükte rahatlatmak, dinlendirmek anlamlarına gelen tervîha kelimesinin çoğulu olan teravih, dinî bir kavram olarak, Ramazan ayında, yatsı namazı ile vitir namazı arasında kılman nafile namaza verilen isimdir. Namazın her dört rekatinin sonunda bir miktar oturulup dinlenmek müstehaptır; ki buna tervîha denilmiştir. Daha sonra bu kelimenin çoğulu olan teravih, kılınan bu namaza isim olmuştur.
Teravih namazı yirmi rekat olup, erkek ve kadınlar için sünnet-i müekkededir. Hz, Peygamber, "Kim inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek Ramazan namazını (teravih) kılarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır" buyurmuşlardır. Nafile namazların tek başına kılınması daha faziletli olduğu halde, teravih namazının cemaatle kılınması sünnettir. Hz. Peygamber, teravih namazını iki defa cemaatle ashaba kıldırmış, ancak daha sonra farz olur düşüncesiyle cemaatle kıldırmaktan vazgeçmiştir. Hz. Ömer halife olunca, halkın dağınık bir şekilde teravih namazı kıldıklarını görüp, tekrar cemaatle kılınmasının daha hoş olacağım düşünmüş ve ashapla istişare ederek bu namazın yeniden cemaatle kılınmasını başlatmıştır. Halkın bir vecd içinde bu namazı kıldıklarını görünce, "ne güzel bir âdet oldu" diyerek sevincini belirtmiştir. Hz. Ali de, "Ömer, mescitlerimizi teravihin feyziyle nurlandırdığı gibi, Allah da Ömer'in kabrini öyle nurlandırsın" duası ile memnuniyetini açığa vurmuştur.
O dönemden günümüze kadar, büyük bir iştiyakla devam eden bu sevimli ibadet, toplumumuzda her kesimin ilgisini çekmektedir. Teravih namazı büyük bir huşu ve huzur içerisinde ifa edilirken, birliği, dayanışmayı ve uzlaşmayı da beraberinde getirmektedir. Ancak son yıllarda bu ibadetle ilgili özellikle rekatları konusunda, vatandaşlarımızın aklında istifhamlar oluşturulmak istenmektedir.
Hz. Peygamber'in kıldırmış olduğu teravih namazlarının kaç rekat olduğu konusunda bir rivayet bulunmamaktadır. Bu konuda Hz. Ömer'in teravihi cemaatle kılınmasını başlatmasıyla ilgili haberlerden ve Hz. Aişe'nin, Hz. Peygamber'in Ramazan ayındaki gece namazlarıyla ilgili hadisinden hareketle bir sonuca ulaşılmaya çalışılmaktadır. Bu konudaki haberler şöyle değerlendirilebilir:
Hz. Aişe'den, Rasulullah'ın Ramazandaki gece namazından sorulduğunda, Hz. Aişe, "Rasulullah ne Ramazanda, ne de Ramazandan başka gecelerde on bir rekat üzerine ziyade etmiş değildir" karşılığını vermiştir. Başka bir rivayette bu sayı on üç olarak zikredilmektedir. Öncelikle bu hadisin, teravih namazı hakkında olduğu konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Diğer taraftan Hz. Aişe'nin, Allah'ın elçisinin Ramazan ayında ve Ramazan dışındaki gecelerde on bir veya on Üç rekat namaz kıldığını belirtmesi, onun devamlı olarak kıldığı bir gece namazının bulunduğunu göstermektedir. Zaten Kur'an-ı Kerimde de, "Gecenin bir kısmında uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak üzere namaz kıl. Umulur ki Rabbin, seni Övgüye değer bir makama gönderir" buyurulmaktadır. Bundan da anlaşılmaktadır ki, bu soru, Ramazan ayında Hz. Peygamberin diğer ibadetlerinde olduğu gibi, gece namazlarında da bir değişiklik, artış olup olmadığını Öğrenmek amacıyla sorulmuştur; teravih namazı ile ilişkisi yoktur. Hz. Aişe'den rivayet edilen, "Rasulullah (s.a.s) Ramazan ayında, diğer aylarda görülmeyen bir gayrete girerdi Ramazanın son on gününde ise çok daha şiddetli bir gayret gösterirdi. Son on günde, geceyi ihya eder, ailesini de uyandırırdı, izârını da bağlardı" sözü, bu görüşümüzü desteklemektedir. Diğer yandan, bu rivayetin teravihin meşru kılınmasından önce mi yoksa sonra mı olduğu da belli değildir.
Hz. Ömer zamanındaki cemaatle kılınan teravih namazlarının rekatları konusunda iki rivayet vardır: yirmi rekat, on bir rekat. Hz. Ömer' in dönemiyle ilgili farklı rivayetler; ünlü hadis bilgini Nevevî ve Buhârî şârihi Bedreddin Aynî tarafından, "Hz. Ömer'in on bir rekat emri, döneminde ilk kılman teravih gecelerine aitti. Sonra teravih yirmi rekat olarak yerleşmişti. Şimdiye kadar devam eden de budur şeklinde yorumlanmıştır.
Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dönemlerinden başlayarak, günümüze kadar teravih namazı yirmi rekat olarak kılınmıştır. Sahabeden kimse buna itiraz etmemiş ve âlimler tarafından da bu şekilde kabul edilmiştir. Günümüzde de, başta ülkemiz olmak üzere pek çok İslâm ülkesinde teravih namazı cemaatle 20 rekat olarak kılınmaktadır. Allah'ın rahmetinin taştığı, mağfiret ayı Ramazan'da, kadını-erkeği, çocuğu-genci ve yaşlısıyla halkımızın, tam bir kaynaşma, sevgi, saygı, huzur ve sükun içerisinde camilerimizi doldurarak, büyük bir vecd ve iştiyak ile ifa ettiği bu ibadetin, tartışma konusu yapılarak toplumumuzda dine karşı şüphe uyandırmak ve toplumumuzu sebepsiz yere bir fikir kargaşasına sürüklemek, iyi niyetli hiç kimseye bîr şey kazandırmaz. Bununla birlikte şunu da ifade etmek gerekir ki, teravih namazı nafile bir ibadet olduğundan, farz gibi telakki edilmesi de doğru değildir. Bu nedenle, yorgunluk, meşguliyet ve benzeri sebeplerle, teravih namazının evde 8, 10, 12, 14, 16 veya 18 rekat kılınması halinde de sünnet yerine getirilmiş olur. Ancak cemaate İştirak etmeye çalışmak daha iyidir.
Teravih namazını iki rekatte bir selam vererek ve dört rek'atin sonunda biraz dinlenerek kılınması müstehabdır. Bu dinlenmelerde tehlîl (lâ ilahe illallah) ve salavat ile meşgul olunması uygundur.
Teravih namazım kıldıran imam, okuyuşu uzatarak cemaati bıktırıp dağıtmamak; çabuk kıldırarak namaza noksanlık getirmemelidir. Teravih namazında da diğer namazlarda olduğu gibi, kıraatin gereği gibi yapılmasına ve tâ'dil-i erkâna riayet edilmesine özen gösterilmelidir.