ŞAİR MÜLAHAZALARI

Edebiyatımıza mal olmuş şiirler, şairler...

Moderator: VYZ

User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: ŞAİR MÜLAHAZALARI

Post by mehmetemin »

yahya kemal şiirlerinden ve kendinden söz ediyorduk,yahya kemal bir osmanlı şehri üsküplü.ve istanbul hayranı.anlatılır işte bir dönem milletvekilliği yaparken ankaranın nesini seversiniz sorusuna ,istanbula dönüşünü diye cevap vermiştir.istanbul üzerine şiiri

BİR BAŞKA TEPEDEN

Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.
Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!
Sade bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

Nice revnaklı şehirler görülür dünyada,
Lakin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.
Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yada
Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.


Yahya Kemal BEYATLI

güzel şiir meselesinde mehmet akifin yok dediğimizde tepki çekmiştik ama aksine yahya kemalinde çok sayıda güzel şiiri var.başyapıt şiirleri var.

ölümle ilgili birisi bir yazı yazasa bu kitabın içinde hemen bir şiirini bulursunuz .sessiz gemi.
hatta çok ilginç gelmişti bana ders kitapları veya bilimsel kitaplar ,içerik sayfası olur ve konular anlatılır.

miras hukuk kitabını aldım ,ilk sayfayı açtım,kitabın başına sessiz gemi şiirini koymuş yazar.çok benimsenmiş şiirleri var.

bayramla ilgili bir yazı yazılsa ,süleymaniyede bayram sabahı ,içindeki atıflar bile mükemmel ,özenle seçilmiş kelime kullanır yahya kemal.ilerde anlatacağız ,içine sinmeyen bir şiirindeki kelimeyi yıllar sonra değiştirmiştir.
User avatar
Duru
Posts: 439
Joined: 19 Apr 2008, 16:22

Re: ŞAİR MÜLAHAZALARI

Post by Duru »

Şehr-i İstanbul'a şiir yazmayan bir şair var mı acaba :)
[align=right]İçsen bu sudan, bir daha, dostum; susamazsın...
Bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın!
[/align]
Leyla Hanne
Posts: 1395
Joined: 22 Nov 2007, 21:24

Re: ŞAİR MÜLAHAZALARI

Post by Leyla Hanne »

Yazmayan şair yoktur belki, mesela Tevfik Fikrette istanbulu sevmediği, nefret ettiği için şiir yazmış.:)
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: ŞAİR MÜLAHAZALARI

Post by mehmetemin »

istanbul şiir yazmaya değer bir şehir.

yahya kemal in çok özenle kelime seçtiğine örnek vereceğiz demiştik.bunu yavuz bülent bakiler in kitabında okumuştum.rindlerin ölümü şiiri var.

Hafız'ın kabri olan bahçede bir gül varmış;
Yeniden her gün açarmış kanayan rengiyle.
Gece; bülbül ağaran vakte kadar ağlarmış
Eski Şiraz'ı hayal ettiren ahengiyle.

Ölüm asude bahar ülkesidir bir rinde;
Gönlü her yerde buhurdan gibi yıllarca tüter.
Ve serin serviler altında kalan kabrinde
Her seher bir gül açar;her gece bir bülbül öter.

ve serin servilen altında kısmının ilk şekli siyah serviler altında imiş.fakat yahya kemal içine sinmeyen bu kelimeyi yıllar sonra değiştirmiştir.

şiir yazılı ve sözlü gelenek olarak ta ikiye ayrılır.bir masa başında düşünür ,belki elinde sözlükler vb ,yazmak için uğraşılır.

diğeri sözlü gelenek bu türkiyede değil dünyada örneği olan ,spontane ,kendiliğinden söylenen şiir türleri.
bu çok zor bir tür işte ,bunu masa başında taklit etmeye kalkılırsa çok komik kötü taklitleri oluyor.
buna rağmen mesela bir ağıt türünde o acılı kişi bu ağıtı söylerken ,kafiye,hece ölçüsü ,dörtlük kurallarına uygun söyler.bu bir kulak aşinalığına dayanan bir birikim.
telbis
Posts: 35
Joined: 26 Oct 2007, 16:55

Re: ŞAİR MÜLAHAZALARI

Post by telbis »

Her dönemin kendine has bir şiir üslubu var ve hepsinin içinde de şahane örnekler mevcut. Önemli olanın okuduğumuz şiirde kendimizden bir şeyler bulabilmemiz olduğuna inanıyorum. Bu yüzden bir şairin şiirlerinin çoğunlugunu sevmesem de belki sadece bir dizesi onu yad etmeme sebep olabiliyor. Aynı sebepten ötürü şairden çok şiirin on planda tutulması daha evladır diye düşünüyorum.

Şu ana kadar bahsedilen şairler arasında Sezai Karakoç' un bende ayrı bir yeri olduğunu itiraf etmeliyim. Belki bu onunla tanışmış olmamdan da kaynaklanıyor olabilir. Kendisinin sadece şiirlerinin değil diğer eserlerinin de okunması ve üzerinde kafa yorulması gerektiği kanaatindeyim. Sezai bey bir şairden öte bir mütefekkirdir benim için. Oysa toplum onu Mona Roza şiiri üstüne üretilen efsanelerden ibaret sanıyor. Bu yüzden o şiiri kendisinin bile önüne geçmiş durumda.

Onun haricinde son mesajlarda öne çıkan Yahya Kemal' in şiirleri de pek güzeldir. Hele ki aruzla yazılmış olmalarından dolayı daha bir severim. Ahenklidirler çünkü. Ben de izninizle Rindlerin Akşamı' nı paylaşmak istiyorum.

dönülmez akşamın ufkundayız. vakit çok geç;
bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç!
cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
geçince başlayacak bitmeyen sükûnlu gece
guruba karşı bu son bahçelerde, keyfince,
ya şevk içinde harab ol, ya aşk içinde gönül!
ya lale açmalıdır göğsümüzde yahud gül.
nakş-ı berab
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: ŞAİR MÜLAHAZALARI

Post by mehmetemin »

şairlerimiz tabiki sadece şair değil,kimi senarist,hikayeci,romancı,siyasetçi, din adamı ,ideolog vb çeşitli uğraş alanları mevcuttur.

edebiyatçı ,edebi eserlerle, ilgileniyor,edebiyatı oluşturmuyor mesela.

sanatlar çok çeşitli akımlardan etkilenmişlerdir.sanat sanat içindir diyenle halk içindir diyen bir sanatçının eserleri arasında çok farka vardır.sanatı sanattan anlayan elit bir çevre için yapanlar ile geniş bir kesim için yapanların eserleri arasındada fark vardır.

mesela sezai karakoç sanatı daha ön planda tutarken necip fazıl daha halka yönelik eserler vermiştir.

mesela sezai karakoç un hızırla 40 saat şiirleri var ,normal biri okusa bu adam ne diyor yahu der.ama genelde necip fazıl şiirlerinde daha bir anlaşılırlık vardır.

halka yönelik yazacağım diye veya hep şiir yazacağım diye ,veya hicvedeceğim diye basit şeyler üretilmesi sanatın kalitesini düşürür.mesela abdürrahim karakoç tan bahsedildi.çok güzel şiir örnekleri olmasına rağmen bence bazen bu hataya düşüyor.

şimdi önemli bir düşünce adamı ziya gökalp in bir şiirine bakalım.

LİSAN

Güzel dil Türkçe bize,
Başka dil gece bize.
İstanbul konuşması
En sâf, en ince bize.

Lisanda sayılır öz
Herkesin bildiği söz;
Ma'nâsı anlaşılan
Lûgate atmadan göz.

Uydurma söz yapmayız,
Yapma yola sapmayız,
Türkçeleşmiş, Türkçedir;
Eski köke tapmayız.

Açık sözle kalmalı,
Fikre ışık salmalı;
Müterâdif sözlerden
Türkçesini almalı.

Yeni sözler gerekse,
Bunda da uy herkese,
Halkın söz yaratmada
Yollarını benimse.

Yap yaşayan Türkçeden,
Kimseyi incitmeden.
İstanbul'un Türkçesi
Zevkini olsun yeden.

Arapçaya meyletme,
İran'a da hiç gitme;
Tecvîdi halktan öğren,
Fasîhlerden işitme.

Gayrılı sözler emmeyiz,
Çocuk değil, memeyiz!
Birkaç dil yok Tûran'da,
Tek dilli bir kümeyiz.

Tûran'ın bir ili var
Ve yalnız bir dili var.
Başka dil var diyenin,
Başka bir emeli var.

Türklüğün vicdânı bir,
Dîni bir, vatanı bir;
Fakat hepsi ayrılır
Olmazsa lisânı bir.

ziya gökalp in fikri yapısı malm ,dilde sadeleşme,turancılık bunları savunuyordu,bunlara yönelik eserler veriyordu.okumuş ,yazmış ,kültürü bilgisi bir hayli bir düşünür.yazılı gelenekten geliyor.

birde aşık seyrani nin

Ne Hikmettir, Şu Dünyada

Ne hikmettir, şu dünyaya
Gelen ağlar giden ağlar
Soralım yoksula, baya
Aslı nedir neden ağlar

Ömrümün defterin dürdüm
Hâkipâye yüzüm sürdüm
Bir acayip kale gördüm
Burç ve baru, beden ağlar

Bir deveci yider deve
Yularından seve seve
Birbirinden ive ive
Deve ağlar, yiden ağlar

Seyrânî'ye acap n'olmuş
Deruni dert ile dolmuş
Kimi etmiş kimi bulmuş
Bulan ağlar, eden ağlar

Seyrani

aşık seyrani bir aşık 1800 lerde yaşamış,sözlü gelenekten geliyor ama bu şiirsellik mükemmel,birde bestelenmiştir ,çinuçen tanrıkorur galiba ,kendi sesinden mükemmel bir ilahi olarakta beğenilerekte dinleniyor.

ikinci şiirin dili çok sadedir.zorlamada değildir,tabidir.ziya gökalp in şiirinde ise halka daha iyi ulaşacağım diye şiirselliği sağlayamıyor mesela.
User avatar
mehmetemin
Posts: 677
Joined: 02 Nov 2007, 16:45
Kan Grubu: 0 (+)

Re: ŞAİR MÜLAHAZALARI

Post by mehmetemin »

üstat necip fazıl ın ismi çok geçti ama bahsetmedik.

büyük bir şair,yazar,fikir adamı hatta bir siyasetçi dir necip fazıl.hayatı ilginçliklerle doludur.istanbulda hali vakti yerinde bir ailede ,osmanlı ailesi yaşantısında bir konakta doğmuş.30 lu yaşlarına kadar yaşadığ hayatını daha sonra farklı şekilde şekillendirmiş.islami bir yaşam tarzının savunucusu olmuş.sonraları bu bütün eserlerine etki ederek milli manevi bir akımın türkiyedeki önemli teorisyenlerinden olmuş.bir dönem gençler üzerinde çok etkili olmuş.hayatının bazı dönemleri hapishanelerde geçmiş.bir mücadele ve dava adamı olarak nitelendirilmiş.türkçe ye vakıflığı takdir edilen çok önemli bir şair ve yazardır.

sanatsal yönü takdir edilse bile türkiyedeki siyasallaşma yüzünden genelde muhafzakar kesimin abide isimlerinden olmuş.karşı görüşlülerin abideleştirdiği nazım hikmet le kıyaslanmış,rekabet ettirilmiştir.

fakat dilinde sadelik de vardır.nezakette,sertlikte , hüzün de ,sevinçte,müjdede,karamsarlıkta,acıda,mutlulukta,çoşkunlukta ,bunları ifade edebilmeyi çok güzel başarmıştır.

ANNECİĞİM


Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!

Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!

Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!...



bu anneciğim şiiri çok duyguludur.hiç sakarya türküsünü yazan hidettli necip fazıldan eser yoktur mesela.
Post Reply

Return to “Şâirâne”