Başbağlar Katliamı Üzerine

Türkiye gündemi, önemli haberler, duyurular, siyasi ve dini gelişmeler...
Post Reply
User avatar
Halil Necati
Posts: 618
Joined: 02 Nov 2007, 19:54

Başbağlar Katliamı Üzerine

Post by Halil Necati »

(10.Kasım.2009 tarihinden itibaren gündemi meşgul eden güncel bir meseleyle alakalı olduğu için kardeşlerimizle paylaşıyorum)

Başbağlar Katliamı Üzerine

Temmuz 1993

Prof. Dr. Mahmud Es'ad COŞAN (ks)


Elhamdülillah mübarek şehitlerin ve şanlı gazilerin torunlarıyız; bu muazzez vatan bize, onların emaneti ve yadigârı... Bu asil ve necip milletin değerli ve çilekeş fertleri de candan kardeşlerimiz... Bu vatanı –evvel Allah!– asla böldürtmez, bu milleti –Allah’ın izniyle– kimseye ezdirtmeyiz. Katiyen ürkek ve korkak değiliz. Sükûnet, sabır, vakar ve itidalimiz, Allah içindir; olanları iyi anlamak, asıl suçluyu iyi tespit etmek, oyuna ve provokasyona gelmemek, perde arkasında dönen dolapları öğrenmek için bekliyor, etrafı dikkat ve ibretle inceliyoruz. Anarşist ve teröristlerin, fitne ve fesatçıların hain ve katillerin, çirkef alçakların, pespaye şımarıkların, düzenbaz yaygaracıların, kurnaz sahtekârların hakkından ilgili mercîler, askerler, adalet ve emniyet mensupları gelsin, suçlu muhakeme olsun, ayan beyan ortaya çıksın, hak ettiği cezayı bulsun diye bekliyoruz. Âciz değil, hukuk konusunda titiziz. Adaletsizlik olmasın, kurunun yanında yaş da yanmasın, toptan öfke ve acele ile kalkılıp, topluluk psikolojisi ile bazı suçsuz, savunmasız kimselerin yanlışlıkla canı yakılmasın diye ihkâk-ı hak yoluna gitmiyor, hakkımızı aramakta ihtiyatlı davranıyoruz. Karşımızdaki edepsiz ve sorumsuz haydutların yaptığına anında misliyle karşılık vermiyor, deli divaneye uymuyor, seviyesizlerin derekesine inmiyoruz. Ama onlar iyi bilsinler ki milleti kışkırtmakla çok tehlikeli iş yapıyor, ateşle oynuyor; hem kendilerinin, hem de ülkenin, varlık, birlik, dirlik ve huzurunu mahvedecek haltlar karıştırıyorlar...



Bizi bilen ve tanıyan herkes şahitlik eder ki yıllardır şahsen ve cemaat olarak, milletimizin ve insanlığın huzur ve selameti, izzet ve saadeti için çırpınmaktayız. Türk, Kürt, Arap, Acem nice nice has ve halis dostlarımız; Sünnî, Alevî, şarklı, garplı nice ihvan ve ahbabımız var. Birbirimizi candan seviyor, geliyor, gidiyor, iş birliği, gönül birliği yapıyoruz. Bu kuru bir laf değil, âşikâr bir icraatla sabit! Yüzlerce kurum ve kuruluşumuzla, eğitim, dostluk, yardımlaşma, sağlık, ilim, kültür, sanat vakıflarımızla; çeşitli derneklerimizle, tarih kültür ve çevre güzelleştirme çalışmalarımızla, kitap, dergi, konferans ve sohbetlerimizle, hayrât ü hasenâtımızla, seviyeli ve kaliteli, temiz ve nezih sosyal ve kültürel faaliyetlerimizle gün gibi ortada...


Ama siz sağ gösterip sol vuruyorsunuz, yüze gülüp arkadan kuyu kazıyorsunuz, yıkıcı faaliyetler yapıyorsunuz, dışardan emir alıyor, içerde fitne çıkarıyorsunuz, halka hakaret ediyor, düşmanlıkları körüklüyor, yaraları kanatıyor, milleti birbirine düşürmek istiyorsunuz; ‘laiklik’ diyor, dine, şeriate saldırıyorsunuz; ‘fikir hürriyeti’ diyor, karşınızdakine söz ve fikir, inanç ve kanaat hürriyeti tanımıyorsunuz; meclisi, camiyi, ticarî müesseseyi taşlıyor; ezana, şeriate küfrediyorsunuz; ahlâkı dejenere etmeye, nesilleri çürütmeye, gençleri yoldan, kızları baştan çıkartmaya çalışıyorsunuz; her türlü yıkıcılığı, kışkırtıcılığı, saygısızlığı, edepsizliği, çirkefliği yapıyor, sonra da devrimciliğin, laikliğin arkasına kaçıp saklanıyorsunuz; devlet kurumlarının içine sızmış, basın yayına dal budak salmış, köşe başlarına çöreklenmiş, sırtınızı dış güçlere dayamış, cebinizi haram paralarla doldurmuş devleti çökertmeye, ülkeyi bölmeye çalışıyor ama gene de baskın çıkıp kabahatı karşınızdakine yüklüyor, “Laiklik elden gidiyor, bunlar rejimi yıkacak.” diye bağırıyorsunuz, köy basıyor veya basanla birlikte çalışıyor, destekliyor, savunuyor, masumları öldürtüyor, sonra da “Gericiler geliyor, gelirlerse sizi asacak, kesecek.” diye muhayyel ve müstakbel suçlar icat ediyor, iç ve dış dünyayı, saf halkı aldatmaya, olayları çarpıtmaya çalışıyorsunuz.


Ne yüzsüz, ne şirret adamlarsınız siz! Hukukta ‘suçların şahsiliği’ni hiç duymadınız mı? Birinin işlediği suçun kabahatini, başkaca ilgisiz, masum binlerce insana ve hele hele dine, imana, İslâm’a nasıl yükleyebilirsiniz? Daha muhakeme olmadan, birtakım kişi, kurum ve zümreleri nasıl ve ne hakla suçlayabilirsiniz? Sivas’ta şunlar öldürüldü diye Erzincan’da bunlardan intikam almaya nasıl vicdanınız elverir? Bunu nasıl mazur göstermeye çalışabilirsiniz?

Bıktım sizden, sizin fitne fesatlarınızdan; sakat ve çarpık zihniyetinizden, çifte standartlarınızdan, sahte hümanizminizden, kara fikirlerinizden ve taş vicdanlarınızdan, yıkıcı, yakıcı faaliyetlerinizden... Allah cezanızı versin. Ettiklerinizi kat kat burnunuzdan getirsin, âkıbetinizi ibret-i âlem eylesin!

Ağlama yaşlı ninem, dertli bacım! Şehitler ölmez, diri kalır, Rablerinin indinde ikramlarla rızıklanır; oradaki güzel mükâfatları ve yüce makamları görüp geride kalanlara müjdeler gönderirler. Ne mutlu onlara! Allah şefaatlerine nail etsin cümlemizi ve sizlere sabr-ı cemîl versin, ecr-i cezîl ihsan eylesin! Size yardımcı olmak, yaranızı sarmak, çocuklarınıza bakmak, yetiştirmek boynumuzun borcu!

Allah başka elem ve keder vermesin, başınız sağ olsun, milletimiz kıyamete kadar aziz ve payidar kalsın!

KADIN AİLE DERGİSİ BAŞMAKALELERİ
Post Reply

Return to “Türkiye”