Tasavvufu Anlamak

Başta hocaefendilerimiz olmak üzere büyük zatların tasavvuf tanımları, tasavvufun inceliğine dair yazılar, vs...
Post Reply
Leyla Hanne
Posts: 1395
Joined: 22 Nov 2007, 21:24

Tasavvufu Anlamak

Post by Leyla Hanne »

Soru: Günümüzde tasavvuf yeterince anlaşılamamaktadır. Sizce, günümüzde tasavvufu nasıl anlamak gerekir?


Cevap: Tasavvuf günümüzde sevilen bir yol, ilgi duyulan bir yol; bu kesin... Herkes ilgi duyuyor. Tasavvufla ilgili bir kitap çok satış yapıyor. Tasavvufla ilgili bir toplantı çok kalabalıklar topluyor. Herkes ilgi duyuyor tasavvufa...

Ama, tasavvufun doğrusu var, eğrisi var... Neden?.. Çünkü, tarih boyunca, yüzyıllar boyunca gelen an'ane var... Bir de işin aslı var, özüne uygunluğu var... Şimdi eğer tasavvufu temsil eden insanlar bilgili olmazsa, an'aneye tabi olursa; her gelen bir milim kaydırsa çizgiyi, sonunda yüzyıllar sonra çizgi ters bir noktaya kadar dönmüş olabilir. O halde ne olacak?.. Tasavvufu uygulayan insan, aynı zamanda dinde bilgili insan olacak. Dinin ana kaynakları olan Kur'an-ı Kerim'i ve hadis-i şerifi en iyi bilen insan olacak ki, kendisinin kaymasını, sapmasını düzenleyebilsin.

Şimdi bizim büyük hocamız Gümüşhanevî Ahmed Ziyâüddin Efendi Hazretleri; Nakşî, Kadirî, Sühreverdî, Kübrevî, Çeştî tarikatini bünyesinde toplamış Halidiyye kolunun meşhur bir şahsiyeti... Batılıların ve Arapların yazdığı kaynak kitaplarda da ismi olan şahıs... Tekkeye ders kitabı olarak bir hadis kolleksiyonu hazırlamış; Râmûz el-Ehâdîs isimli, onu koymuş. Diyor ki: "Bu hadis kitabını okuyun!.. Bunu okuduğunuz, hazmettiğiniz zaman iyi bir müslüman olursunuz; bayağı da bir alim olursunuz."

Yâni, tasavvuf ama nereye dayalı?.. Hadis-i şerife dayalı... Nereye dayalı?.. Kur'an-ı Kerim'e dayalı... Böyle olunca tasavvuf, ana çizgide, cadde-i kübrâda yürümüş olur. Yanlış yollara, çıkmaz sokaklara sapmamış olur. Patikalara, çamurlu yerlere girmemiş olur. İlk safiyetini, ilk çıkış zamanındaki güzelliğini korumuş olur.

Her şahıs bilgisi olmadığı için, iyi yapıyorum diye bir şey eklediği zaman, din bozulur. Onun için bizim dinimizde esas olan, Sünnet-i Seniyye'ye uymaktır. Yâni, Peygamber Efendimiz'in yolunda yürümektir.

Sünnetin karşısında olan, yeni çıkan şeylere de bid'at derler. Bid'atler de yasaktır, haramdır, günahtır. Bid'ate sarılan insanın namazı kabul olmaz, orucu kabul olmaz, haccı, sadakası kabul olmaz diye hadis-i şerifler vardır. Bu tehditler bu ikazlar müslümanı ana çizgiden kaymamağa, sünnet-i seniyye yolunda yürümeğe sevketmiştir.

Onun için biz umumiyetle, Türkçe'de ne diyoruz?.. "Ehl-i sünnet vel cemaattenim!" Ana caddede yürüyorum, tefrikaya düşmüş bir grupta değilim ve sünnet-i seniyyeye sarılmışım. Bu doğrudur. Çünkü, Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimiz'in hadis-i şerifleri dinin iki önemli kaynağıdır. Buna sarıldığın zaman, tasavvuf güzel olur. Bu istikamette, bununla yürüdüğün zaman tasavvuf güzel olur. Bunun dışına çıktığın zaman, tasavvuf yolu kaymış olur. Yol, tasavvuftan kaymış olur. diyelim daha doğrusu... Yozlaşmış olur, yanlış olur. Ana çizgiye bağlı olma esasına riayet etmek lâzım!..

Kur'an-ı Kerim'e, hadis-i şerife, dinin kurallarına uygun olmak esasında yürümek lâzım!..

Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Rh.A
(6 Temmuz 1994 - Kızılcahamam TV 'nin röportajından)
Post Reply

Return to “Tasavvuf Yolu Nedir?”