Portakal, Misk ve Kur'an

Bu, (öyle bir) kitaptır ki, onda hiç şüphe yoktur. O muttakilere doğru yolu gösterendir.
Post Reply
User avatar
Musefmansuffe
Posts: 27
Joined: 08 Aug 2007, 20:52
Location: Sükûtun kıyısı...

Portakal, Misk ve Kur'an

Post by Musefmansuffe »

Sıcacık, insanı rahatlatan turuncu bir rengi vardır. Parlak kabuğu ve yuvarlak şekliyle gerçek bir güneşi andırır. İçi keseciklerle dolu beyaz kabukla kaplı, etli, sulu, tatlı bir meyvedir. En önemlisi de Allah ona özel kokulu bir yağ vermiştir. Nerede onu soysan, kabuklarını çıkarsan bulunduğu yeri, her fıtratın hoşlanacağı bir koku kaplar. Evet, tadı gibi kokusu da güzel olan portakaldan bahsediyoruz...

Hayatın her aşaması için örnek olan ve bütün mahlûkattan misâller veren, mahlûkatın lisânından en iyi anlayan beşer olan Peygamber-i zîşan Efendimiz (s.a.v.) bize portakaldan misâller vererek, portakal ile Kur'ân okuyan mü'min arasında çok mânâlı ve hoş bir ilişki kuruyor ve buyuruyor ki:"Kur'ân okuyan mü'minin misâli portakal gibidir. Kokusu güzel tadı hoştur. Kur'ân okumayan mü'minin misâli hurma gibidir. Tadı hoştur fakat kokusu yoktur." 1

Günlük hayatımızda ne kadar Kur'ân okuyoruz, O nu ne kadar anlıyoruz acaba? Bu hadîsi okuduğumda portakala olan ilgimin arttığını itiraf etmeliyim. Zira bu hadis bana hep, Kur'ân okumadaki eksikliğimi hatırlatmış ve Kur'ân okuma şevkimi arttırmıştır. Özellikle de insanın kendi hânesinde daha fazla zaman geçirdiği ve ibâdetlerine zaman ayırabileceği kış aylarında, yazın rehâvetinden kurtulup, kışın îkaz edici, insanı kendine getirici soğuklarında Kur'ân'a olan iştiyâkım bu hadîsin feyziyle ziyâdeleşir.

Önce, abdestli olmak, temizlenmek, takke ve misvak sünnetlerini kullanmak gibi ön hazırlıkları vardır Kur'ân okumanın. Sonra "Bismillâh" ile mümkünse anlayarak tane tane okumaya başlarsınız "Oku da bitsin!" demeden. Zirâ O, Âlemlerin Rabbi olan Allah'ın kitâbıdır. Bedîüzzaman Hazretlerinin buyurduğu gibi:"İslâmiyet âlem-i manevîsinin güneşi, temeli, hendesesi ve avâlim-i uhreviyenin mukaddes haritası"dır.
"İsm-i Âzam'dan ve her ismin âzamlık mertebesinden gelmiştir o. "Hem bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah'ın kelâmı"dır. "Hem büttün mevcudatın İlâhı unvanıyla Allah'ın fermânı"dır. "Hem semâvât ve arzın Hâlıkı haysiyetiyle bir hitap"tır Kur'ân. "Hem Rubûbiyet-i mutlaka cihetinde bir mükâleme"dir. "Hem saltanat-ı âmme-i Sübhâniye hesâbına bir hutbe-i ezeliye"dir. 2

İşte Kur'an, kendisini anlayana, kendisi ile yaşayana ve kendisini yaşatana her cihetle rahmet olur. Onu okuyan bir misk gibi güzel, manevî râyihalar yayar. Resûl-i Kibriya Efendimiz (s.a.v.) bu mesele ile ilgili her mü'mine şu tembihte bulunuyor: "Kur'ân'ı öğrenin ve onu okuyun! Kur'ân-ı Kerîm'in, onu öğrenip okuyan ve onunla amel eden kimse için durumunu, içi ağzına kadar misk dolu bir kutuya benzetebiliriz. Bu her tarafa koku neşreder. Kur'ân'ı öğrendiği halde, ezberinde olmasına rağmen okumayıp yatan kimse de ağzı sıkıca bağlanmış, hiç koku neşretmeyen misk kabı gibidir." 3

Gelin kendimize bir program yapalım. Günlük hayatımızda okuyacağımız ve anlamaya çalışacağımız bir miktar Kur'ân olsun hep! Kur'ân saatlerimiz, Kur'ân günlerimiz olsun! Hem okuyalım, hem mânâsını bilelim hem de tefsirini mütâlaa edelim. Birkaç satır da olsa, ama her gün düzenli ve ciddiyetle...

Başta kendi nefsimiz olmak üzere, bütün Müslümanların kendilerini portakal benzeri ve dışı rahmet râyihaları ile kokan, gittikleri yerlere ferahlık ve rahmet getiren birer misk dolu kutucuklar haline getirmeleri duâsıyla...

Kaynaklar:
1. Buhârî, Et'ime 30, Müslim, Müsafirin 243; Ebû Dâvud, Edeb 19, 4329; Tirmizî, Edeb 79; Nesâî, Îman 32;
2. Bedîüzzaman Said Nursî, Zülfikar, Osmanlıca nüsha, 25. Söz, s.6
3. Tirmizî, Sevâbu'l-Kur'ân 2, 2879. H


(Lütfen imla kurallarına dikkat ediniz ve yazının tamamını site standartları dışında renklendirmeyiniz. Bknz: Forum Kuralları, Madde 4.1)
Toprakta gezen gölgeme toprak çekilince,
Günler şu heyûlâyı da er geç silecektir.
Rahmetle anılmak, ebediyet budur amma;
Sessiz yaşadım; kim, beni, nereden bilecektir...
seyir

Re: Portakal, Misk ve Kur'an

Post by seyir »

Allah(cc) razı olsun kardeşim.
Kuran ehli deyince, konuyla ilgili M.Zahid Kotku(rha) efendimizin bir Hadisi Şerif sohbeti geldi aklıma. "Ehl-i Kur'an-ın bedenini toprak yemez/çürütmez" konulu bir Hadisi Şerif idi. tam metnini şu an hatırlayamadım/temin edemiyorum af buyurun.
Bu Hadisin yaşanmışlığıyla ilgili bir olaya şahit olmuş Hocamız(rha). Süleymaniye Camii ndeki bir tadilattan ötürü kabristandaki bazı kabirlerin yerlerini değiştireceklermiş. Bu kabirlerden biriside yine büyüklerimizden Mustafa Feyzi(rha) Efendi nin kabri imiş (M.Zahid Kotku(rha) hocamızın şeyhi).. Bu faaliyet gerçekleşirken Hocamızında orada bulunmalarını dilemişler ve çağırmışlar. Hocamız gitmiş ve kabirlerin taşınma işleri başlamış. Mustafa Feyzi(rha) Efendinin kabri taşınırken Merhumun bedeninin bazı yerleri açılmış/görünmüş. Aradan yıllar geçmesine rağmen Mübareğin bedeni sanki yeni defnolunmuş gibi, canlı gibi dipdiri duruyormuş. Hocamız ve oradakiler buna şahit olmuşlar.
Aklıma gelmişken yazmadan edemedim. M.Zahid Kotku(rha) hocamız ve Abdulaziz Bekkine(rha) hocamız cuma günleri beraber, Şeyhleri Mustafa Feyzi(rha) hazretleri hangi camide vaaz veriyo diye aramaya koyulurlarmış. Uğradıkları camiden içeri girip bakmazlarmış, kapı aralığından şöyle bi koklarlarmış şeyhlerinin kokusu burada var mı diye. Böyle arayıp böyle bulurlarmış Mübarekler Şeyhlerini. Allah(cc) cümlesinin şefaatlerine nail eylesin.
Post Reply

Return to “Kuran”