Özlem wrote:Bakın böyle olmaz. Neden onları Deccal ilan ettiğinizi ilmen açıklarsanız biz de ona göre 'he tamam' deriz. Böyle atıp tutmayın derim.
Şimdi iman belli, küfür belli de, bir de birileri çıkıyor, imanlıyı kandırmak için mü'min gibi önüne düşüyor, "Ben de mü'minim!" diyor, ondan sonra da onu yanlış yola çekiyor, ters yola çekiyor. En tehlikeli olanı bu...
Bu hususta Peygamber SAS Efendimiz'in bazı hadis-i şeriflerini size zikretmek istiyorum. Peygamber Efendimiz buyurmuş ki:
RE. 373/8 (Mâ beyne halku âdeme ilâ kıyâmis-sâati emrun ekbera mined-deccâl.)
"Hazret-i Adem AS Atamız'ın, ilk insanın yaratılışı zamanından, kıyametin kopacağı zamana kadar, insanlığın tarihi içinde Deccal'den daha büyük bir iş, konu olmamıştır." diye Peygamber Efendimiz bildiriyor.
...
Deccal kelimesi üzerinde biraz açıklama yapayım. Çünkü, "Adem AS'ın yaratılışından kıyamet kopuncaya kadar bütün insanlık tarihinde deccalden daha büyük bir belâ musibet, fitne yoktur." diyor. En büyük tehlike yâni. O halde bunu bütün müslümanların bilmesi lâzım. Deccalin kelime anlamı, hangi kökten geldiğini söylersek biraz daha iyi anlaşılır. Arapçada decele-yedcülû-declen fiilinden geliyor bu deccal kelimesi. Mubalağa-i ism-i fâil derler. Yâni decl fiilini çok yapan mânâsına. Ne demek decel?..
Decele-yedcülû-declen; yalan söylemek, böyle karşı tarafı aldatmak için yalan düzmek demek. Hatta asıl mânâsı da decele şey'e; bir şeyi örtmek, üstünü kaplamak demek. Onun için deveyi hastalıklardan korunsun diye katranla boyamaya da (decele cemele) deveyi katranladı mânâsına bu fiil kullanılır. Hatta katranın adı da Arapçada ed-dücel veya dücâle, katran demek yâni. Katran kelimesi de kullanılıyor. Bu da öyle, yâni yaralı yeri, deriyi veya ayak, el neresiyse katranladıkları yeri katran da örtüp kapladığı için, örtmesinden dolayı böyle isimlendirilmiş.
Decelel-hakka, hakkı örtüp, saklayıp, başka şeyi hakmış gibi göstermek, bâtılı hak gibi göstermek, şaşırtmak demek. Deccal de burdan çok yalancı demek olur.
Şarlatan doktora da deccal derler Araplar. Diploması yok, hakiki doktor değil... Ona da deccal derler. Yalancı yâni. El-mesihid-deccal, yalancı mesih demek diye, onun için öyle tercüme ettik.
Şimdi bu deccal ahir zamanın alâmetlerinden birisi, önemli bir olay ve ademoğlunun yaratılmasından kıyamet kopuncaya kadar insanlık tarihinin en önemli olayı olduğu için bunu bildirmek lâzım.
Prof. Dr. M. Es'ad Coşan Rh.A
11.06.1999 Cuma Sohbeti
Yani:
Decelel-hakka, hakkı örtüp, saklayıp, başka şeyi hakmış gibi göstermek, bâtılı hak gibi göstermek, şaşırtmak demek. Deccal de burdan çok yalancı demek olur.
Bu adamlar da yalan söylüyorlar, dinin ahkamını bozuyorlar. Bu yüzden küçük deccal oldukları kanaatindeyim.