Kayseri'den 8, Kırıkkale'den 1, Ankara'dan 3 kişiyle yola çıktık.
Saat 5:10'da İstanbul'a vardık. İlk durağımız Çilehane idi. 5:20'de namaza duruluyordu, yetişebilirdik. Ama yanlış bir sokağa dönmüşüz(benim yüzümden

), bir sonraki sokaktan dönmemiz gerekiyormuş. Namazı başka bir camide kıldık, evrad-ı şerife yetiştik.
Çilehane eskisi gibi değildi. Elbette bir manevi ortam vardı. Hocamız'ın ağabeyi Mithat Amcamızın orada olmasının bir güzelliği vardı; ama Necati Amca zamanlarındaki Çilehane daha mübarek, daha feyiz dolu idi. Necati Amca oradayken insan havadaki manevi kokuyu, Necati Amca'nın heybetini hissedebiliyordu. Garip kalmış bir Çilehaneydi diyebilirim.
Daha sonra kahvaltı için Çamlıca Tepesi'ne çıktık. Sabahın erken saatleri olduğu için oldukça tenha idi. Biz oradan ayrılırken kalabalık gruplar geliyorlardı. Tam zamanında hallettik yani.
Kahvaltı için Asım Abi -Allah razı olsun- herkes için kahvaltılık paket hazırlamış. Onları yedik.
Daha sonra Aziz Mahmûd-i Hüdâyî Hazretleri'ni ziyaret ettik. Türbe kapalıydı, dışarıdan okuduk.
Oradan Eyüp'e geçtik, Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri'ni ziyaret ettik. Burada Serkan Abi (seyir) de bize katıldı.
Camiyi de ziyaret edip Hocaefendimiz'in yanına çıktık. Hocamızın ziyaretinden sonra Küçük Hüseyin Efendi ve Necib Fazıl'ı da ziyaret ettik. Serkan Abi'nin getirdiği hurmaları yedik. Kabirlerden tekrar aşağı inerken Hocaefendimiz'e veda ziyareti yaptık.
Sonra Edirnekapı şehitliğine geçtik. Hacı Hasib Efendi ve Abdülaziz Efendileri ziyaret ettik.
Oradan Fatih'e geçtik, öğle namazını İskenderpaşa'da kıldık.
Namazdan sonra öğrenci kardeşlerimiz (benna) bizi çorba içmeye davet etmişlerdi, oraya gittik. Hizmet çok güzeldi. çorbalar daha güzeldi.

Çok memnun kaldık.
İkindi namazını da İskenderpaşa'da kılıp, Fatih Sultan Mehmed Hazretleri'ni ziyarete gittik. Oradan da Süleymaniye'ye.
Fatih Camii ve Süleymaniye tadilattaydı. Camiler kapalıydı, sadece namazlar için küçük yerler ayırmışlar, o kadar.
Kabirleri ziyaret ettik, dualarımızı ettik...
Akşam namazını da Sultan Ahmed Camii'nde kıldık. Sultan Ahmed civarı çok pis, çok ahlaksız. Camiye neredeyse almayacaklardı bizi müslümanız diye.

O kadar yani. Girişler çıkışlar. Arka tarafa dolandık, tenha bir kapı var mıdır diye, kapı kapalıydı.
Namazdan sonra Serkan Abi'yi ve İskenderpaşa'da bize katılan diğer bir kardeşimizi (Mustafa idi galiba) uygun bir yerde bıraktık. Serkan Abi'ye çok ısrar ettik evine götürelim diye ama ters tarafta dedi, falan dedi, filan dedi, kabul etmedi.
Dönüş yoluna çıktığımızda galiba 19:00 civarlarıydı. Yolda (Gebze miydi, Kocaeli miydi hatırlayamıyorum, uykuluydum da biraz) Ahmed Kardeşimiz (kinali2855) bizim hamamlarına götürdü. Bir hamam işletiyorlarmış. Yıkanmak isteyenler yıkandı. Daha sonra 3 tepsi peynirli su böreği yedik. Tadı damağımızda kaldı, çok güzeldi tadı. Allah razı olsun Ahmed Abi!
Biz, Ankara Ekibi, 03:00 sıralarında Sincan'a.
Çok güzel oldu. Yazılarını gördüğümüz insanların yüzlerini de gördük. Kayseri ekibini çok sevdik, inşaallah onlar da bizi sevmişlerdir. Organizasyonda idim, inşaallah memnun kalınmıştır. Haklarını helal etsinler. Arabadan inerken herkes uyuyordu, rahatsız etmek istemedim, hakkınız helal edin diyemedim arkaşlara.
Gezide en büyük eksikliğimiz Asım Abi'ydi. Son anda programının değişmesi sebebiyle bize katılamadı. En çok Asım Abi ile tanışacağım için heyecanlanıyordum. Ayrıca gezi organizasyonundaki jesti unutulacak türden değil. Allah razı olsun!..
Diğer bir eksiklik de, kabirlerde biraz daha fazla durabilirdik. Süleymaniye ve Eyüp'de biraz daha hasret giderebilirdik. Çok kısa da durmadık gerçi ama bir dahaki sefere daha uzun duralım inşaallah.
Fotoğraflardan seçme yaptım, yükledim, 10MB civarı tutuyor. İndirmek isteyen arkadaşlar için link:
http://www.fileden.com/files/2007/12/7/ ... ternet.rar