13 Ocak 2008 Pazar
11:50 itibari ile resmi olmayan sonuçlar:
Not: aslıverda isimli kullanıcımızın, az önce eklediği ileti, hesaplamalara henüz dahil edilmemiştir. Bir sonraki tahmini hesaplamada dahil edilecektir.
Herşeye maydonoz olmayayım, katılamadığım bir kampanyaya mesaj yazmamayım dedim ama... Baktım yarışmacılardan ses yok.
Allah kardeşlerimizin gayretini arttırsın.. Kazanacakları şimdiden tebrik ediyorum.
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
Hülya Hanım ben sizi şimdiden tebrik edebilirim. Ben de yeni üye sayılırım ama maşallah sizdeki azim ve hız hiçbirimizde yok Ama son gün 40-50 copy-paste mesaj gönderip hediyeyi kazanmak için şike yapar mıyım bilemiyorum
“Engin deniz, taş atmakla bulanmaz. Gücenen bir arif, henüz sığ sudur...”
–Sadi-i Şirâzî
Arsadaki odun yığınının gizli bir köşesinde tek bir kıvılcım noktasıyız biz!” demiş ve şöyle sürdürmüştü sözlerini: Odunların üstüne, yıllar ve asırlardır yağmadık yağmur, düşmedik kar kalmadı. Onları küf basmış, pas yutmuş, rutubet bürümüş; üstelik Garp dünyasının bütün kanalizasyonları bu odunların üzerine akmıştır. İşte arsadaki böyle bir odun yığınının gizli bir köşesinde tek bir kıvılcım noktasıyız biz! Biz ki, onun gizli bir köşesinde tek ve son kıvılcım noktasıyız, onu nasıl yakar, tutuşturur, alevlerle sarabiliriz?
Söylenmesinin üzerinden yaklaşık 40 yıl geçmesine rağmen hararetinden hiç bir şey yitirmeyen bu ateşte pişmiş kelimelerin ışığında tarihe bakacak olursak, o odunların ait olduğu ormanı ve o ormanın hangi baltalarca kesilip odun halinde bir arsa köşesine atıldığını daha iyi anlarız.
Bugün ne mutlu bizlere ki, kıtalara gölge salan ‘Osmanlı ormanı’nın kesilip metruk bir arsaya atılmış son odun yığını içinde hangi bereketli duanın eseri olarak kaldığını bilemediğimiz o son kıvılcımın nasıl bir yangına dönüştüğüne şahit oluyor ve gelecek adına umutlanıyoruz. Lakin o yitirdiğimiz ‘orman’ nasıl bir şeydi, neye benziyordu? Ormanın ruhu üç kıtaya hangi sırlı yollardan dallarını uzatmış, gölgesinde 72 milleti bir insanlık bahçesi içinde hangi iksirle yaşatabilmişti? Osmanlı sevinci bir daha yaşanabilir, bir başka deyişle Osmanlı geri gelebilir miydi?
evet ihvanım uyanma vaktidir. Benim de ismim yok yetkili kardeşim. Bizi kabul buyurmadınız mı yoksa? Hayırlısı olsun hayırda yarışalım niyeti ile katılmıştık.
Ciğerleri yakan bu düşünce, uykumu kaçırdı her gün,
ki, kimin âğûşuna düştün, rü'yâda kimi gördün? Hâdimu'l-fukarâ (MZK)
Abdullah Bey, yukarıdaki liste epey eski, 17 Ocak tarihli. O tarihte yeni üyeler arasında en az 3 mesajı olanlar listelenmiş sanırım. Sizin o tarihte henüz 3 mesajınız olmadığı için adınız geçmiyordur. Yoksa yarışmaya katılmak için bir başvuru filan söz konusu değil.
“Engin deniz, taş atmakla bulanmaz. Gücenen bir arif, henüz sığ sudur...”
–Sadi-i Şirâzî
Nakşibendî wrote:Kampanya şartlarını sağlayan bütün üyelerimiz kampanyaya katılmış durumladar.
Ancak teknik bir aksaklıktan dolayı şu an için son durumu aktaramıyoruz.
En kısa zamanda son durum aktarılacaktır.
Ayrıca kampanya bitiminde resmi sonuçlar açıklanacaktır.