Sevdiğinizi Söyleyin !
Muaz İbni Cebel (ra)'den rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav), Muaz'ın elini tutmuş ve şöyle buyurmuştur:
"Ey Muaz, Allah'a yemin ederim ki ben seni gerçekten seviyorum. Sonra da ey Muaz sana her namazın sonunda: ‘Allah'ım! Seni anmak, sana şükretmek ve sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et!' duasını hiç bırakmamanı tavsiye ediyorum."
(Ebû Davud, Vitr 26; Nesâî, Sehv 60)
İnsan, ilişkileriyle var olan ve hayatını bu ilişkiler çerçevesinde anlamlandıran bir varlık. İnsanın sosyal çevresiyle bağının niteliği ve kalitesi, İslam'ın bireysel planda nihaî hedefi olan dünya ve ahiret saadetinin anahtarı konumundadır. Bu anlamda bir Müslüman'dan beklenen, hayatın içinde, insanların arasında ve sorumluluklarının bilincinde olarak hayatını sürdürebilmektir.
Tek başına iyi olmak, tek başına âbid, alim, arif... olmak övünülecek özellikler arasında yer almaz. Buna karşılık, hayata anlam katarak yalnızlığın insanı içine gömdüğü dipsiz kuyulardan çıkaran birliktelikler teşvik edilir. "Allah için" sevebilmenin kazandırdığı güçle tekâmül ufkuna birlikte kanat açabileceği dostları / yakınlarını - en azından sadece insan oldukları için - sevmenin, sıradan alışkanlıklar başta olmak üzere davranışların tümüne rengini vermesi beklenir.
Dostlarımıza duyduğumuz sevgi, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden ayırt etmemize yardımcı olmak yerine gözümüzü adeta körleştiren, kazandığımız kalpleri kaybetme güvensizliği içinde bizi adaletten, yanlışın düzelticisi, eksiğin tamamlayıcısı hayırlı dostlar olmaktan uzaklaştırıp duyarlılığımızı dumura uğratan hastalıklı bir sevgi olmamalı. İkili ilişkilere, riyakarlık, güvensizlik ve cesaretsizliğin damgasını vurduğu günümüzde çok da anlaşılabilir gelmese de bu sevgi, karşılık beklemeksizin sadece sevilenin daha mahir, daha erdemli, daha iyilerden olabilmesi için yüreği titretmeli. İnsanı, sadece seviyor olmaktan kaynaklanan sorumluluk duygusuyla besleyip kuşatmalı, affı ve merhameti yol azığı kılarak umuda taşımalı.
Sözü özü bir olan Rasûlullah'ın Yemen'e idareci olarak gönderdiği genç Muaz'la yaşadığı bu hikayeden sevdiklerimize karşı sorumluluklarımızın nereden başladığını öğrenebiliriz. "Bir kimse din kardeşini sevdiği zaman kendisini sevdiğini ona bildirsin." (Ebû Davud, Edeb 112-113) tavsiyesinin ilk uygulayıcısı olan Hz. Peygamberin bu sünneti unutalıdan beri aile yaşantımızdan tutun, iş hayatımızda istihdam ettiğimiz insanlara varıncaya kadar yakın çevremizdekilere "şımarıp gevşemeye başlarlar" evhamıyla davranır olduk. Gevşemeyi önlemek isterken, korkunun olduğu yerde sevgi fidanının büyüyemeyeceğini acı da olsa öğrendik. Bu defa da bir başka yanlışın kucağına sığmaya çalıştık: sadece kelimelerde yaşayan, insanı "oldurmayan" duygu (!)ların deniz köpüğü kıvamına tutunma yanlışının...
Sevdiklerimize karşı sorumluluğumuz, duygularımızın ifade edilmesinden başlar demiştik. Sevginin ifadesinde tılsımlı bir yön vardır; içten söylenmiş bir sözcük, görünenin arkasında saklı duranı anlama gücünü ve savunmacı olmayan, tarafsız bir yaklaşımla kendini sağlıklı değerlendirebilme becerisini ortaya çıkarır. Yapıcı her eleştiriyi kişiselleştirme yanlışına düşmekten bizi korur.
Bu hadis-i şerifle, iki kişi arasındaki sevgi ve muhabbeti, dostluk bağını güçlendirecek somut reçeteler sunan Hz. Peygamber, sevginin ifadesi, isimle hitap, sıcak ve samimi dostluk ortamlarında elinden tutma... örneklemelerini göstermekle kalmıyor bütün bunların samimi niyetlerle yapılmasının insanın zihin ve gönül dünyasında hangi hassas noktayı uyarabileceğini düşünmemize de kapı aralıyor. Başkasına yapacağımız ya da bize yapılan tavsiye ve yönlendirmelere nasıl bir yöntemle yaklaşacağımız konusunda ufkumuzu aydınlatıyor.
Seven, sevdiğinin hayrını istemeli. Birbirleriyle bildiklerini paylaşmak, karşısındakine her durumda işe yarayacak tavsiyelerde bulunmak, kulluk çizgisinde yapılan işi - amel - destekleyici manevi açılımlara vesile olabilmek de Allah için birbirini seven kişilerin atlamamaları gereken bir sorumluluktur. Her anımızda ve her işimizde Allah'ın yardımına ihtiyacımız olduğunu, bunun "kul" oluşumuzdan kaynaklandığını hatırlamak ve hatırlatmak da bu sorumluluğun bir parçası olmalı.
Hayırlı amelin, az da olsa sürekli olarak yapılan olduğunun bilinciyle düşündüğümüzde hadisimizde geçen duaya ve böyle duaları bize hatırlatan dostlara / dostluklara ne kadar ihtiyacımız olduğunu bu kez daha derinden anlıyoruz.
Sevgili kardeşlerim sevdiğimizi bir insanın yüzüne karşı söylemek zor olabilir belki amma ah bide söylemek varya cok güzel olur amma söylemek zor ise ozaman hiç değilse mimikleriyle göstersin der büyüklerimiz.
Sevelim birbirimizi Kardeşlerim değişik üstün yanlarımızı görelim ve takdir edelim bizde yok ise var olanı kutlayalım azmedelim bizde kutlu olalım, samimi sevgiler bir gün bizi mahşerde zor anlardan kurtaracaktır.
Sevdiğinizi Söyleyin !
- deniz
- Posts: 449
- Joined: 06 Dec 2007, 13:33
- Kan Grubu: A (+)
Re: Sevdiğinizi Söyleyin !
Sevdiğinizi Söyleyin! peki (biz söz dinleriz)




...Eğer bir mü'minin kalbin kırdıysan,
Hâkk'a eylediğin secde değildir.
Hâkk'a eylediğin secde değildir.
- Duru
- Posts: 439
- Joined: 19 Apr 2008, 16:22
Re: Sevdiğinizi Söyleyin !
Amin..(:
Peki Sevmediğimiz zamanda söyleyelim mi
Gerçi müslüman olan birini sevmemek gibi bir lüxe sahipde değiliz..ama bazen gıcık olduğumuz birileri olabiliyo ben ozamanda yüzlerine karşı söylemeyi çok istiyorum
ama kırılarlar yada doğru olmaz die içime atıyorum
yazı çok güzeldi..buna binaen ihvanım olduğunuz için hepinizi çok seviyorum (:
Peki Sevmediğimiz zamanda söyleyelim mi



yazı çok güzeldi..buna binaen ihvanım olduğunuz için hepinizi çok seviyorum (:
[align=right]İçsen bu sudan, bir daha, dostum; susamazsın...
Bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın! [/align]
Bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın! [/align]
-
- Posts: 280
- Joined: 01 Sep 2007, 17:58
- Kan Grubu: A (+)
Sevdiğinizi Söyleyin !
“Muhammed (s.a.v.) Allah'ın Rasûlü'dür. Onunla beraber olan (mü'min)ler, kâfirlere karşı çok şiddetli, kendi aralarında ise çok şefkatlidirler…” Fetih sûresi, 29
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Hiç şüphesiz Allah Teâlâ kıyâmet günü: "Nerede benim rızâm için birbirlerini sevenler? Gölgemden başka gölgenin bulunmadığı bugün onları, kendi arşımın gölgesinde gölgelendireceğim" buyurur. Müslim, Birr 37. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 53
Ebû Kerîme Mikdâd İbni Ma'dîkerib radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Din kardeşini seven kişi, ona sevdiğini bildirsin!" Ebû Dâvûd, Edeb 113 ; Tirmizî, Zühd 54
Enes İbni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in huzurunda bir adam vardı. Bir başka şahıs ona uğrayıp geçti.
(Arkasından, Hz. Peygamber'in huzurundaki kimse): - Ey Allahın Resûlü! Ben bu kişiyi gerçekten seviyorum, dedi.
Peygamber aleyhissalâtü ve's-selâm: - "Peki, sevdiğini ona bildirdin mi?" buyurdu.
Adam: - Hayır, dedi.
Hz. Peygamber: - "Ona bildir", buyurdu.
Adam derhal kalkıp o şahsın arkasından yetişti ve: - Ben seni Allah için seviyorum, dedi.
O da: - Beni kendisi için sevdiğin Allah da seni sevsin, karşılığını verdi. Ebû Dâvûd, Edeb 113
Bir müslüman bir başka müslümanı Allah için sevdiği zaman, onu kendisine bildirmesi, Hz. Peygamber'in tavsiye ettiği bir muâşeret kuralıdır.
Burada, Hz. Peygamber'in "Sevdiğini ona bildir" tavsiyesi üzerine, sahâbînin hemen kalkıp sevdiği şahsın peşinden koşması, yani Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in tavsiyesine anında uyması, "Daha sonra bildiririm" gibi bir düşünceye kapılmaması dikkat çekicidir. Sahâbe-i kirâmın sünnet karşısındaki genel tavrı bu idi. Onlar Hz. Peygamber'in tavsiyelerine hemen uyarlardı. Sünnete tereddüt göstermeden uymak, onların erişilemez meziyyetlerinin başında gelirdi. Allah hepsinden râzı olsun.
“Müslüman olduğumuz için birbirinize buğuz etmeyin. Buğuz etmek, kızmak demektir. Birbirine kızmayınız, kızgınlığınızı sürdürmeyin, nefretli, düşmanca tavırla birbirinize böyle muamele yapmayınız. İnsan kızar, buğuz eder, ama duyguları kontrol etmek lazım. İnsanın, içinden gelen her duygunun hemen icabını yapması gerekmez. İnsan kendisini tutabilen mahluktur. Hayvan tutamaz, kuş, tavuk, kedi tutamaz kendisini. Kedinin karşısında parmaklarını oynatırsanız, dayanamaz. Önce gözünü açar, sonra kulaklarını diker, sonra da dayanamaz atlar. İnsiyaki olarak onu yapar, ama insanoğlunun bir meziyeti var; duygularına hakim olabilmek, kendisini kontrol edebilmek, tutabilmek…”
“Bir kardeşimizde bir kusur görülebilir. Kusurunu da dobra dobra söylemeli ama, severek söylemeli. Boynuna sarılmalı, yanağını öpmeli, elini omzuna atmalı: “Ben sende şöyle bir kusur görüyorum. Bu bana, kusur gibi geliyor. Yoksa benim bilmediğim bir tarafımı var işin filan diyerek ondaki bu işi düzeltmeli. Kusursa düzeltmeli, değil ise bu iş bitmeli…. Bir taraf kusurlu olabilir, öbür tarafın kuşkusu yerinde olabilir. Herkes kusurunu anlamış oluyor. Dobra dobra söylemiş oluyor, arkasından söylememiş oluyor. “Kardeşlerim benim şu kusuruma takılmışlar demek ki” diye o da inşaallah kendisini düzeltecek duruma geliyor.” buyurmuşlar. (Yüce Allah (c.c.) makamlarını yüksek eylesin ve şefeatlerine erdirsin. âmin.)
Ebû Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: Hiç şüphesiz Allah Teâlâ kıyâmet günü: "Nerede benim rızâm için birbirlerini sevenler? Gölgemden başka gölgenin bulunmadığı bugün onları, kendi arşımın gölgesinde gölgelendireceğim" buyurur. Müslim, Birr 37. Ayrıca bk. Tirmizî, Zühd 53
Ebû Kerîme Mikdâd İbni Ma'dîkerib radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre Nebi sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: "Din kardeşini seven kişi, ona sevdiğini bildirsin!" Ebû Dâvûd, Edeb 113 ; Tirmizî, Zühd 54
Enes İbni Mâlik radıyallahu anh şöyle dedi: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in huzurunda bir adam vardı. Bir başka şahıs ona uğrayıp geçti.
(Arkasından, Hz. Peygamber'in huzurundaki kimse): - Ey Allahın Resûlü! Ben bu kişiyi gerçekten seviyorum, dedi.
Peygamber aleyhissalâtü ve's-selâm: - "Peki, sevdiğini ona bildirdin mi?" buyurdu.
Adam: - Hayır, dedi.
Hz. Peygamber: - "Ona bildir", buyurdu.
Adam derhal kalkıp o şahsın arkasından yetişti ve: - Ben seni Allah için seviyorum, dedi.
O da: - Beni kendisi için sevdiğin Allah da seni sevsin, karşılığını verdi. Ebû Dâvûd, Edeb 113
Bir müslüman bir başka müslümanı Allah için sevdiği zaman, onu kendisine bildirmesi, Hz. Peygamber'in tavsiye ettiği bir muâşeret kuralıdır.
Burada, Hz. Peygamber'in "Sevdiğini ona bildir" tavsiyesi üzerine, sahâbînin hemen kalkıp sevdiği şahsın peşinden koşması, yani Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'in tavsiyesine anında uyması, "Daha sonra bildiririm" gibi bir düşünceye kapılmaması dikkat çekicidir. Sahâbe-i kirâmın sünnet karşısındaki genel tavrı bu idi. Onlar Hz. Peygamber'in tavsiyelerine hemen uyarlardı. Sünnete tereddüt göstermeden uymak, onların erişilemez meziyyetlerinin başında gelirdi. Allah hepsinden râzı olsun.
Zannedersem kendisini sevdiğimizi ancak kendisindeki sevmediğimiz halini ona anlatmakta fayda olur. Hocamız M.Es'ad Coşan (Rh.A.), cennetmekân sohbetlerinde :umeyme wrote:Amin..(:
Peki Sevmediğimiz zaman da söyleyelim miGerçi müslüman olan birini sevmemek gibi bir lüxe sahip de değiliz.. Ama bazen gıcık olduğumuz birileri olabiliyor, ben o zaman da yüzlerine karşı söylemeyi çok istiyorum
ama kırılırlar ya da doğru olmaz diye içime atıyorum
![]()
“Müslüman olduğumuz için birbirinize buğuz etmeyin. Buğuz etmek, kızmak demektir. Birbirine kızmayınız, kızgınlığınızı sürdürmeyin, nefretli, düşmanca tavırla birbirinize böyle muamele yapmayınız. İnsan kızar, buğuz eder, ama duyguları kontrol etmek lazım. İnsanın, içinden gelen her duygunun hemen icabını yapması gerekmez. İnsan kendisini tutabilen mahluktur. Hayvan tutamaz, kuş, tavuk, kedi tutamaz kendisini. Kedinin karşısında parmaklarını oynatırsanız, dayanamaz. Önce gözünü açar, sonra kulaklarını diker, sonra da dayanamaz atlar. İnsiyaki olarak onu yapar, ama insanoğlunun bir meziyeti var; duygularına hakim olabilmek, kendisini kontrol edebilmek, tutabilmek…”
“Bir kardeşimizde bir kusur görülebilir. Kusurunu da dobra dobra söylemeli ama, severek söylemeli. Boynuna sarılmalı, yanağını öpmeli, elini omzuna atmalı: “Ben sende şöyle bir kusur görüyorum. Bu bana, kusur gibi geliyor. Yoksa benim bilmediğim bir tarafımı var işin filan diyerek ondaki bu işi düzeltmeli. Kusursa düzeltmeli, değil ise bu iş bitmeli…. Bir taraf kusurlu olabilir, öbür tarafın kuşkusu yerinde olabilir. Herkes kusurunu anlamış oluyor. Dobra dobra söylemiş oluyor, arkasından söylememiş oluyor. “Kardeşlerim benim şu kusuruma takılmışlar demek ki” diye o da inşaallah kendisini düzeltecek duruma geliyor.” buyurmuşlar. (Yüce Allah (c.c.) makamlarını yüksek eylesin ve şefeatlerine erdirsin. âmin.)
"Biz herkese hüsn-ü zan eder, kimsenin aleyhinde bulunmayı sevmeyiz. Rahmetli babamdan aldığım ders şudur ki: Oğlum "herkes iyi, ben yaman, herkes buğday, ben saman" de ve öylece kabul et." Mehmed Zâhid KOTKU (Rh.A.)
-
- Posts: 1556
- Joined: 28 Jul 2007, 15:32
- Kan Grubu: AB (+)
Re: Sevdiğinizi Söyleyin !
"Sevdiğiniz insanı mertçe, erkekçe sevin! Sevmediğini de erkekçe söyleyin! Bakalım ne cevap verecek? Hesaplaşın bitsin iş ya!"
http://www.gucduvani.com/muzik/mec1.wma[/ses]
Vay, yüz bin vay kim dildardan ayrılmışam
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
Fitne–çeşm ü sahir u hunhardan ayrılmışam
Bülbül-i şûride em gülzârdan ayrılmışam
Kimse bilmez kim ne nisbet yârdan ayrılmışam!
- Duru
- Posts: 439
- Joined: 19 Apr 2008, 16:22
Re: Sevdiğinizi Söyleyin !
Asım Bey Abicim açıklamanız için çok teşekkürederim,
Abdullatif Kardeşim;ses dosyası için teşekkürler
Zaten fırsatını bulduğum zaman kaçırmam söylerim çünkü içime attığım zaman bana dert oluyo
Ama herkesede herşey söylenmiyoki..Hemen sen kendine bak demeye başlıyorlar yada hiç bilmediğiniz çirkin yüzlerini görmenize vesile oluyorlar..
Bundan kısa bir zaman önce birine (nedenini belirterek) gıcık olduğumu söyledim,bide aslada kimseyı kırma taraftarı olan biri değilimdir..en kırıcı olmayan uslubumu kullanırım genelde,bide bu kişi çok naif görünen biriydi
sonra ne mi oldu
resmen kin kustu yaa,yani çok kızdı
halbuki ben çok sakin bi şekilde yazmıştım
bide bu kişi bizim ihvanımızdı
şimdi çok şükür arayı düzelttik kardeşim gelip benden özürdiledi(bunuda not düşmeden geçmek istemedim şimdi gelir okur filan yeniden sorun yaşamak istemiyorum asla
)
heh bide münafıklık alemeti filan..,aman Allah korusun! Böyle olmaktan Rabbime sığınırım
ama bana sorun çıkaracağını bildiğim yani laftan anlamayan biriyse O'nunla muhatap olmam! iyi geçinmeye geçinmeye çalışırım ( bu umarım ikiyüzlülük olmuyodur)
Abdullatif Kardeşim;ses dosyası için teşekkürler
Zaten fırsatını bulduğum zaman kaçırmam söylerim çünkü içime attığım zaman bana dert oluyo

Ama herkesede herşey söylenmiyoki..Hemen sen kendine bak demeye başlıyorlar yada hiç bilmediğiniz çirkin yüzlerini görmenize vesile oluyorlar..
Bundan kısa bir zaman önce birine (nedenini belirterek) gıcık olduğumu söyledim,bide aslada kimseyı kırma taraftarı olan biri değilimdir..en kırıcı olmayan uslubumu kullanırım genelde,bide bu kişi çok naif görünen biriydi
sonra ne mi oldu





heh bide münafıklık alemeti filan..,aman Allah korusun! Böyle olmaktan Rabbime sığınırım
ama bana sorun çıkaracağını bildiğim yani laftan anlamayan biriyse O'nunla muhatap olmam! iyi geçinmeye geçinmeye çalışırım ( bu umarım ikiyüzlülük olmuyodur)
[align=right]İçsen bu sudan, bir daha, dostum; susamazsın...
Bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın! [/align]
Bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın! [/align]
-
- Posts: 318
- Joined: 30 Nov 2007, 23:53
- Kan Grubu: B (+)
Re: Sevdiğinizi Söyleyin !
abi şu ses ses dosyası alıyor bu fakiri başka dünyalara götürüyor bırakıyor 

-
- Posts: 754
- Joined: 30 Apr 2008, 20:06
- Kan Grubu: A (+)
- Contact:
Re: Sevdiğinizi Söyleyin !
Kimde var o mütevazilik beri gelsin.
Kardeşim ben seni sevmiyorum.
Sevmezsen sevme ben de seni sevmiyorm hıh..
Kardeşim ben seni sevmiyorum.
Sevmezsen sevme ben de seni sevmiyorm hıh..

Kendi bahçesinde dal olamayanın biri
Girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor.
Girmiş bahçeme ağaçlık taslıyor.
- Duru
- Posts: 439
- Joined: 19 Apr 2008, 16:22
Re: Sevdiğinizi Söyleyin !
Biri beni mi çağırdı (:mahinur wrote:Kimde var o mütevazilik beri gelsin.
Kardeşim ben seni sevmiyorum.
Sevmezsen sevme ben de seni sevmiyorm hıh..
Ben çok küçükken amcamın bana şaka (yani sanıyorumki öyledir

Kimseyi karşılık bekleyerek sevmiyoruzki zaten (:
[align=right]İçsen bu sudan, bir daha, dostum; susamazsın...
Bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın! [/align]
Bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın! [/align]