Estağfirullah
Posted: 15 Feb 2008, 17:11
İnşaallah bu yazıyı bölüm bolüm aktamaya çalışacağım.
Gerek Hakk'a karşı gerekse halka karşı pişmanlık duyduğumuzda, günahlarımızdan mahcubiyet hissetiğimizde,özümüze lâyık olmayan bir işe bulaştığımızda,hatta "düştüğümüzde", kendi liyâkatimizden fazlası ikram edildiğinde, ama her mevkide ve makamda... Estağfirullah.
Esasınsda tevbe,kalpteki pişmalıktan ibarettir. İçindeki o kalbî sızıyı hissetmeyenin, hangi lafız kullanılırsa kullanılsın velev ki "estağfirullah" olsun hiçbir şey ifade etmez,havada uçuşan birkaç günlük canlılar gibi, şöyle bir gözükür kaybolur. Belki Allah Teala böyle samimiyetsiz tevbeleri kayda bile almaz. Meleklerine sildiri. Aksi takdirde böylesi "istiğfar ve tevbeler" aleyhimize birer delil teşkil edecektir.
Kulun uyanık ve agâh olduğunun işareti gözyaşı ile terennüm edilen istiğfarlardır.
Yukarıda da arz ettğimiz gibi her makamın bir estağfirullah 'ı vardır. Allah Teala'nın kullarında görmek istediği mükemmel ahlakı insana aşk ile meşk ettirme yolu olan tasavvuf ve tarikatlardır. Bu yolların farklı farklı olmasının ,insan meşreplarinin farklılıklarından kaynaklandığını bilmemiz gerekir. Her tarikatın evradında bulunan ve hiç değişmeyen 3 temel vird vardır.
Hamdele, salvele ve istiğfar yani estağfirullah.Hatta tarikata mensup olmayı yada bu yola girmeyi ifade eden "biad ve intisab" tabirlerinin yerine çoğu zaman tevbe temek, inabet ve istiğfar etmek tabirleri kullanıla gelmiştir.Büyüklerden nakl ederler ki; Cenab-ı Hakk, Musa A.s buyurmuş ki:Firavun kırk elli sene " Ben Allah'ım!" diye feryad edip durdu.Bir kerre "La ilahe illallah" diyerek rücu' edip tevbe etseydi,izzet ve celalim hakkı için onu affederdim.
Gerek Hakk'a karşı gerekse halka karşı pişmanlık duyduğumuzda, günahlarımızdan mahcubiyet hissetiğimizde,özümüze lâyık olmayan bir işe bulaştığımızda,hatta "düştüğümüzde", kendi liyâkatimizden fazlası ikram edildiğinde, ama her mevkide ve makamda... Estağfirullah.
Esasınsda tevbe,kalpteki pişmalıktan ibarettir. İçindeki o kalbî sızıyı hissetmeyenin, hangi lafız kullanılırsa kullanılsın velev ki "estağfirullah" olsun hiçbir şey ifade etmez,havada uçuşan birkaç günlük canlılar gibi, şöyle bir gözükür kaybolur. Belki Allah Teala böyle samimiyetsiz tevbeleri kayda bile almaz. Meleklerine sildiri. Aksi takdirde böylesi "istiğfar ve tevbeler" aleyhimize birer delil teşkil edecektir.
Kulun uyanık ve agâh olduğunun işareti gözyaşı ile terennüm edilen istiğfarlardır.
Yukarıda da arz ettğimiz gibi her makamın bir estağfirullah 'ı vardır. Allah Teala'nın kullarında görmek istediği mükemmel ahlakı insana aşk ile meşk ettirme yolu olan tasavvuf ve tarikatlardır. Bu yolların farklı farklı olmasının ,insan meşreplarinin farklılıklarından kaynaklandığını bilmemiz gerekir. Her tarikatın evradında bulunan ve hiç değişmeyen 3 temel vird vardır.
Hamdele, salvele ve istiğfar yani estağfirullah.Hatta tarikata mensup olmayı yada bu yola girmeyi ifade eden "biad ve intisab" tabirlerinin yerine çoğu zaman tevbe temek, inabet ve istiğfar etmek tabirleri kullanıla gelmiştir.Büyüklerden nakl ederler ki; Cenab-ı Hakk, Musa A.s buyurmuş ki:Firavun kırk elli sene " Ben Allah'ım!" diye feryad edip durdu.Bir kerre "La ilahe illallah" diyerek rücu' edip tevbe etseydi,izzet ve celalim hakkı için onu affederdim.