Page 1 of 1

Sıradışı "Tasavvuf Bulmacası"

Posted: 05 Apr 2008, 18:33
by deniz
Çok severek okuduğum, aslında onun sözleriyle gizli gizli yetiştiğimiz, gizli mürşidimiz Hz. Yunus Emre ye aid bir beyiti yazıyorum. Acaba ne mana ya geldiğini araştıranımız oldumu ?

"Çıktım erik dalına anda yedim üzümü,
Bostan ıssı kakuyup der ne yersin kozumu?"


Kolay gelsin... :)

Re: Sıradışı "Tasavvuf Bulmacası"

Posted: 05 Apr 2008, 18:51
by Yusuf Esad
4 ayrı şerhi şöyle yayınlayabiliriz...
* Ruhumla hemhâl olup vahdet lezzetlerini tadıyordum ki, nefsim gelip bütün sırların hazinesi olan başıma sahip çıktı (kafamı karıştırdı). -- Şeyhzâde muhyiddin mehmed efendi

* Şeriat noktasında iken tarikatı elde etmeye yeltendim; mürşid-i kâmil gelip, hakikatlerimi çalamazsın, dedi. -- Niyazî-i mısrî

* İbadetlerimle ruhî zevkler sahibi olmaya çalışırken pîr gelip dört mertebeyi (şeriat, tarikat, hakikat, marifet) çaldırmayacağını söyledi. -- İsmail hakkı bursevî

* İlâhî âleme dalarak aşkı tanımaya çalıştım; allah dünya ile olan ilgimin hesabını sordu. -- İbrahim hâs

Re: Sıradışı "Tasavvuf Bulmacası"

Posted: 06 Apr 2008, 23:10
by mehmetemin
Gerçekten Yunus Emre'nin bu şiiri tamamıylada ilginçtirki; bu konuda arkadaşlarlada mütalaa etmiştik, ne demek istediğini ne yazık ki hiç bir zaman çözemeyeceğiz çünkü çok manalara çekilebilecek sözler demiştik...

Bizde burda Niyazı mısri görüşüne yakın bir sonuç çıkartmıştık, ama birinci şerhide okuyunca sanki oda olabilirmiş gibi geldi bana şimdi...

Re: Sıradışı "Tasavvuf Bulmacası"

Posted: 07 Apr 2008, 00:59
by deniz
Maşaallah , :idea:

Bizim de sorduğumuz soruya cevabımız, ihvanımıza katkımız kâbilinden kabul ediniz:

Beyit "yol gösterici bir mürşidin" önemine işret eder. Niyazi Mîsri'ye göre mürşidsiz, sadece zahiri ilimle hakîkate ulaşılamayacağı sembolik olarak anlatılmaktadır.

Böyle bir kişinin durumu, hangi meyvenin hangi ağaçta yetiştiğini bilmeyip, canı üzüm istediğinde erik ağacına çıkan veya ceviz ağacında erik arayan kişi gibidir.

Bir mürşide danışmadan kendiliğinden Allah'ın isimlerini (esmâ) zikir ile meşgul olan, nâfile oruç tutup halvete giren ve böylece hakîkat ilminden nasip almaya çalışan kişi, ( yanlış anlamaya mâhal vermemek için küçük bir not düşmek isterim, -hata varsa bana aiddir bu- yapılan ibadetlerden halvet yada nafilelerden fayda gelmez anlaşılmamalı , burda önem arz eden husus kişinin keşf keramet ve hakikatlere ermek için ayrıca caba sarf etmesine vurgu yapılmaktadır ) erik ağacında üzüm arayan kişi gibidir.

Bostan ıssı yani hakîkat ilmi bahçesinin sahibi olan mürşid-i kâmil : "sahibinden yani bizden habersiz bahçeye niçin hırsızlığa giriyorsun? diye azarlar.


bu açıklamalar bu bölümün içeriğine gitmedi ya :? :) hayırlısı..