
Daha önce de dediğim gibi hocamızın sohbetlerinde herşey var. Ne ararsanız var, eksiksiz hiç bir şey yok. Hocamızın söylemeyi unuttuğu hiç bir şey yok...
Bu selam konusunda hocamızın sohbetinden yaptığım alıntıyı aşağıya ekliyorum:
(Ummù bi’s-selâmi ve ummù bi’t-teşmît.) Bu ikinci hadis-i şerif. Burada Peygamber SAS Efendimiz, ummù demek, “umûmî yapınız” demek. Genelleştiriniz… Çoğul sîgasıyla, “çok kişiye hitap edecek tarzda selam veriniz.”
Arapça’da selam verirken ne diyoruz biz? Es-selâmu aleyküm diyoruz. Bu hadise uygun diyoruz. Es-selâmu aleyküm demek, “size selam olsun” demek. Halbuki Arapların dili başka başka söylemeklere uygundur; es-selâmu aleyke desen, “sana selam olsun” demek olur. Türkçe’de de, “selam sana” dese insan, bir kişiye demiş oluyor. “Selam size” dediği zaman, bir çok kimseye demiş oluyor. Arapça’da da bu mümkündür. Karşındaki şahıs bir kişiyse es-selâmu aleyke diyebilirsin. İki kişiyse es-selâmu aleykümà dersiniz. Çok kimseyse es-selâmu aleyküm dersin; çok kadınsa es-selâmu aleykünne dersin. Böyle muhatabın sayısına ve cinsiyetine göre değişik söyleme imkanı vardır.
“—Peki bir kişiyse, es-selâmu aleyk mi diyecem; es-selâmu aleyküm mü diyeceğim?” Peygamber Efendimiz işte onu buyuruyor: “Çoğul olarak söyleyiniz, es-selâmu aleyküm deyiniz. Size selam olsun!” deyiniz; karşındaki bir kişi bile olsa çoğul olarak selam veriniz diyor Peygamber Efendimiz. 03.01.1982, İskenderpaşa Ramuz Sohbeti