Spor
Posted: 31 May 2009, 00:33
SPOR :
ÇALIŞTIRILAN BİR UZUV GELİŞİR :
Çalıştırılan bir uzuv gelişir , adale kuvvetlenir ; vücut çalışınca dinç kalır , güç kazanır .
Atalarımız " İşleyen demir ışıldar , işlemeyen pas tutar " buyurmuşlar .
Bu gerçek sebebiyle , çeşitli sporlar yapıyor , koşuyor , terliyor , fazla enerjileri harcıyor , biriken yağları atıyoruz.
Amerika da , Avustralya da yaşlı - genç tüm kuşakların , hayret edilecek kadar spora düşkün olduklarını gördüm. Biz sabahın alaca karanlığında camiye namaza yetişmeğe gayret ederken , onlar eşofmanlarını giymiş yol boyu koşuyor , spor yapıyorlardı .
MÜSLÜMAN SPORTMEN OLACAK :
Müslüman sıhhatli olacak , sportmen olacak , bahadır olacak , kahraman olacak , zengin olacak .
Müslüman , her bakımdan olduğu gibi ilim bakımından da kuvvetli olacak ve İslam’a faydalı olacak.
İdealinizde hakiki Müslüman’ı nasıl düşündüğünüzü bilmiyorum , ama hadis-i şerifler de böyle bildiriliyor .
SPOR TESİSLERİ KURMAMIZ GEREKTİĞİNİ GÖSTERİYOR :
Gençlerimizin sıhhatli bir vücuda sahib olması yönünde bir takım müesseseler kurmamız gerektiğini gösteriyor .
Şimdi biz sabahları jimnastik yapıyoruz. Bedenen sıhhatli olacağız.
Spora ve sıhhate çok önem verin !
KAT'İYYEN SIHHATİNİZİ TEHLİKEYE SOKACAK İŞLER YAPMAYIN :
Kat'iyyen sıhhatinizi tehlikeye sokacak işler yapmayın !
Sıhhatli Müslüman , kuvvetli Müslüman daha hayırlıdır .
Kuvvetli olmaya dikkat edin ! Hanımlar , çocuklar , hepsi sıhhatli olmalı...
BOĞA GÜREŞİ ve BOKS :
Benim sevmediğim sporlardan birisi boğa güreşi , bir tanesi de boks...
Burnuna bir vuruyor , burnunun direği kırılıyor. Kafasına bir vuruyor, kafası sarsılıyor , parkinson hastalığına tutuluyor, bilmem şöyle oluyor , böyle oluyor...
Böyle spor mu olur ? Sporun faydalı olması lâzım , sonucunun güzel olması lâzım !
YÜZME ve OK ATMANIN ( SİLAH ) ÖĞRENİLMESİ :
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem de bir hadis-i şeriflerin de : " Çocuklarınıza yazı yazmayı , suda yüzmeyi ve ok atmayı iyice öğretiniz " buyurmuş .
EVLADIN HAKKI :
( Ve en yuallimehul kitâbete ves sibâhate ver rimâyete ) Evlâdın hakkıdır , çocuğun babası şunları da öğretecek : ( Ves sibâhate ) Yüzmeyi öğretecek.
Sonra ( Ver rimâyete ) atıcılığı öğretin ! Çocuk nişancı olsun.
Atıcılık , ok zamanında ok atmaktı , mızrak zamanında mızrak atmaktı , cirit zamanında cirit atmaktı...
Peygamber Efendimiz hadîs-i şerifinde , " Evlatlarınıza yazmayı , yüzmeyi , ok atmayı , silah kullanmayı öğretin." Buyurmuştur .
YÜZMEYİ ÖĞRETİN NE DEMEK ? :
( Ves sibâhate ) Yüzmeyi öğretecek.
Çöllerde mi yüzecek ? Yüzmeyi öğretin ne demek ?
Peygamber Efendimizin mûcizâtından , ümmet-i Muhammedin denizler ötelerini fethedeceğini , denizlerde İslâm'ın bayrağının dalgalanacağını gösteren bir işaret .
Çocuklarınıza yüzmeyi de öğretin.
Şimdi düşünün dinimizin ne kadar ileri görüşlü olduğunu ve Peygamber Efendimizin bize ne kadar güzel tavsiyelerde bulunduğunu görün !
İLERİYE DÖNÜK :
Suudi Arabistan da yüzmeye ne ihtiyaç var ?
Ama " Çocuklarınıza yüzmeyi öğretin ! " diyor.
Yâni Endonezya olsa anlarız , binlerce adadan müteşekkil... Ama orada diyor ki :
" Çocuğunuza okuma yazma öğretin , yüzmeyi öğretin ! " İleriye dönük... Müslümanların nasıl böyle ileri görüşlü olduğunu , nasıl ileriye göre yetiştirildiklerini gösteriyor .
Denizde yüzmeyi öğrenmek , kayık , yelken... kullanmayı becermek , su altını tanımak , dağları , dereleri , ormanları , tarihi ve tabiî güzellikleri görmek , eş , dost , akraba ve hemşehrileri ziyaret etmek... elbette Müslümanların da hakkı... ama bu imkânlar onlar için bir hayli kısıtlı...
DENİZE ÖNEM VERMELİYİZ :
Denize önem vermiş . Biz de denize önem vermeliyiz.
Denizler dünyanın kaçta kaçını kaplıyormuş ? Beşte dördünü mü ?
Yani , büyük bir miktar , Rakamları unuttum ama , daha denizlerin servetleri yağmalanmamış durumda.
Denizlerin üstleri , dağlar , kıt’alarla kaplı ama kim bilir denizlerin altında ne servetler var ?
Kendi kıyılarımızın servetlerini kaptırıyoruz başkalarına . Gemiler batmış , dalgıçlar dalıyor , gemileri buluyorlar , içindekileri çıkarıyorlar , tarihî eser diye götürüyorlar .
Daha bizim denizcilikten haberimiz bile yok.
Bakın burada yüzme bir mecburi ders , her öğrenciye öğretiliyor, ikmale kalıyor , sınıfta kalıyor. Onun için bunları da öğreneceğiz , öğrenmemiz gereken bilgiler .
Bu bilgileri Allah rızası için öğrenince , bunlarda da sevap var.
Bunlar sevapsız değil yani , bunlarda da sevap var.
DENİZ SAVAŞLARININ SEVABI , KARA CİHADLARININ İKİ KATIDIR :
Dinimizde bir entrasan nokta daha var . Deniz şehitlerinin mükâfatı daha büyüktür .
Deniz savaşlarının sevabı , kara cihadlarının iki katıdır ; sevabı daha fazladır .
Deniz şehidinin mertebesi kara şehidinden daha üstündür.
Karada yapılan savaşta şehit olanla , denizde yapılan savaşta şehit olan arasında fark var ve denizde şehit olanın sevabı iki misli .
DENİZCİLİĞE ÖNEM VERMESİ :
Bu teşvik Müslümanların , denizlere açılması , denizciliğe önem vermesi , denizleri ihmal etmemesi , denizlerin tehlikelerinden korkmaması gerektiğini gösteren bir işaret . İki misli .
Bir atasözü var : “ Yatan arslandan , gezen tilki daha yeğdir ” derler .
Yani , hareketin , gezmenin , araştırmanın , çalışmanın mükâfatını görmüş oluyorlar .
Bilimsel araştırmanın mükâfatı çok büyük .
Keşke Müslümanlar denize çok önem verselerdi de kara kuvvetlerinden çok daha fazla ve çok daha güçlü deniz kuvvetleri olsaydı…
Denizciliğe dinimiz önem vermiş ama Müslümanlar işaretleri anlamamışlar .
Hadisi okuyunca hadisten işareti alınca ona göre sevabı daha çok olan şeye koşturması , gayret etmesi lazım .
GÜREŞ BİNİCİLİK ATICILIK :
Vücuda suni olarak çalıştırma hareketlerine " idman " ( = jimnastik ) veya " riyazet-ül-beden " adını veren atalarımız da çeşitli sporlara büyük önem vermiş , özellikle güreş , binicilik , atıcılık gibi dallarda sistemli çalışmışlar , müsabakalar düzenlemişler , mükafatlar vermişlerdir .
ATICILIĞIN ÖĞRENİLMESİ :
Sonra ( Ver rimâyete ) atıcılığı öğretin !
Çocuk nişancı olsun. Atıcılık , ok zamanında ok atmaktı , mızrak zamanında mızrak atmaktı , cirit zamanında cirit atmaktı...
ZAMANI GEÇTİ :
Tabii şimdi ciritin zamanı geçti , atın zamanı geçti , okun zaman geçti .
En sevdiğimiz Resulullaha uyup, dinimizin emirlerine göre , yani en çok sevap kazanılacak şey neyse , ona göre yapmağa çalışmamız lâzım. Bu bir ana fikir olarak hatırınızda olsun !
ATICILIĞI ve KUR'ANI ÖĞRENİN ! :
Peygamber Efendimiz bir başka hadis-i şerifte ; Ebû Sâid Hazretlerinden Deylemî'nin rivâyet ettiği hadis-i şerif : ( Teallemû ) " Öğrenin ! " Birinci de yakîni öğrenin , şeksiz inanmayı öğrenin demişti , burada yine öğrenin diyor .
NEYİ ÖĞRENECEĞİZ ? :
( Teallemür - remye vel - kur'ân ) " Atıcılığı , silah atıcılığını ve Kur'an - ı Kerimi öğrenin ! "
Bakın birisi Kur'an-ı Kerim öğrenmek , âhirete âit bir şey. Yâni insan Kur'anı öğrendi mi âhireti kurtulur. Tabii , Kur'an-ı Kerimin içindeki hükümler sadece âhirete âit değil , dünyaya âit hükümler de var .
Kur'an-ı Kerim de dünyaya âit işler de var. Yâni , " İçki içme , zina etme , hırsızlık yapma , cana kıyma ! " gibi E , Bunlar büyük günahlar diye sıralamış .
Zaten İslâm bunlardan korumak için gayret gösteriyor , emirleri bu . Ama Kur'an-ı Kerim de âhirete âit emirler de var , bilgiler de var. Kur'an-ı Kerimi öğrenmek dinî bir görev... Bunu öğrenin diyor.
Ama ondan önce Peygamber Efendimiz hadis-i şerifin de bir söz söylemiş ( Te'allemür - remye vel - kur'ân ) Kur'an - ı Kerimi öğrenmekten önce söylediği söz remy... Remy atmak , silah atmak demek...
Yâni " Kur'an ile beraber silah atmayı da öğrenin ! " buyuruyor.
Herkes Kur'an-ı Kerimi öğrenmek ister , her mü'min Kur'an-ı Kerimi öğrenmek ister. Bu onun ilk vazifesi , Peygamber Efendimizin çok tavsiye buyurduğu bir husus ama , ondan evvel " Atıcılığı öğrenin ! " diyor .
SİLAH ATMAYI ÖĞRENİN :
Bu da İslam’ın hem madde hem mânâ dini olduğunu , hem dünya hem âhiret dini olduğunu gösteren bir misâl...
Peygamber Efendimiz , " Silah atmayı da öğrenin ! " diyor.
Hattâ , " Çocuklarınıza da öğretin ! " diye de başka hadis-i şerifler var .
Demek ki silah atmayı da öğrenecek Müslüman .
NEDEN SİLAH ATMAK ? :
Pekiyi Peygamber SAS silah atmayı niye mü'minlere tavsiye buyuruyor ?
Çünkü cihad da atıcılık önemli bir rol oynar .
CİHAD NİÇİN VAR ? :
Pekiyi cihad niçin var olmuş , farz olmuş , niye cihad ediyor insanlar .
Yâni sülh- ü sukûn içinde yaşamak varken insanlar niye cihad ediyorlar ?
Tamam cihad etmeyelim kabul , biz sulhu seviyoruz .
( Ves - sulhu hayrun ) " Sulh anlaşma , barışma daha iyidir." Daimâ selâmet , sükûnet , kimseyi üzmemek , incitmemek esastır .
Pekiyi ya düşman saldırırsa ne yapacaksın ?
Senin ülkene düşman saldırdı. Niye askerlik var , niye Millî Savunma Bakanlığı var , niye ordumuz var , niye tarih boyunca hep olmuş ?
Niye her milletin iç âsayişini sağlamak için âsayiş kuvvetleri olmuş , dış emniyetini sağlamak için ordusu olmuş ? Bir tabiî ihtiyaç olduğu için...
Hattâ canlılar âlemine baktığımız zaman , onlar da bile kendilerini savunacak cihazlarla cihazlandıklarını görüyoruz.
Yâni her hayvanın yaşadığı ortamda kendi hayatını koruması ve kendisini savunması için Allah ona bir takım silahlar vermiş.
Kimisine pençe vermiş , kimisine iğne vermiş , kimisine boynuz vermiş , kimisine diş vermiş , kimisine kanat vermiş , kimisine zehir vermiş...
Bunların her birisi kendisini savunmak için birer silah...
CİHAD LAZIM :
Demek ki yaşamak için , hayatını savunmak ihtiyacı olduğundan , bu olacak .
Onun için cihadı kimse kötüleyemez . Cihad lâzım ! Neden ?
Yaşamak için ; hayatımızı , yurdumuzu , kendimizi savunmamız için...
Cihad için de Cihada hazırlanmak gerekiyor. Onun için de Cihadın her türlü alet ve edevâtını hazırlamakla beraber , o alet ve edevatın kullanılmasını da öğrenin diye , Efendimiz Kur'an-ı Kerimin öğrenilmesinden önce onu koymuş .
ÖNCE ATICILIK ÖĞRENİLECEK :
( Teallemür - remye vel- kur'ân ) " Atıcılığı öğrenin ve Kur'anı öğrenin ! " buyurmuş . Önce Kur'anı söylememiş , atıcılığı söylemiş .
Çünkü hürriyet olmayınca , düşman geldiği zaman , düşman saldırınca , insanın Kur'an okuması da mümkün olmuyor .
HANIMLARIMIZ SİLAH KULLANMAYI DA ÖĞRENECEKLER :
Tabiî bu atıcılık öğrenilecek , bu şart . Buna herkesin memnun ve müteşekkir olması lâzım.
Hanımlarımız Silah kullanmayı da öğrenecekler !
Silahı görünce , silah patladığı zaman , “ Ay , kulaklarım ! ” deyip , silahı yere atmayacak… Silah bir de yer de patlayıp , kendisini yaralamayacak… Alışkın olacak .
NEYİ ATACAĞIZ ? :
Tabiî atıcılığı öğrenecek , neyi atacağız meselesi geliyor.
İsrail de zavallı çocuklar taş atıyorlar veya ellerinde şişeler varsa içine biraz yakıt koyabilmişlerse onu atıyorlar. Ama öbür taraf çok daha güçlü silahlarla saldırıyor . Ne atacağız ?
İYİ SİLAHLAR YAPMAYI ÖĞRENCECEKSİN :
Yâni düşmanın silahı kadar silah edinmediği zaman bir Müslüman esaret altına düşüyor . Demek ki atacağız , atıcılığı öğreneceğiz , iyi silahlar yapmayı da öğreneceğiz.
Yâni silahın en iyisini yapmazsan , caydırıcı silahları yapamazsan , o zaman senin taş atmakla olan kahramanlığın sonuç vermiyor , zâlim zulmünü devam ettiriyor .
Demek ki atışı öğrenirken hem nişan alıp vurmayı öğrenmek , hem de atılacak şey nelerse onların yapılmasını da öğrenmek her halde bahis konusu oluyor .
Silah sanayi oluyor , silah sanayin de en iyi usullerin , teknolojinin öğrenilmesi , yenilerinin bulunması söz konusu oluyor.
Evet , " Atıcılığı öğrenin , atılacak şeylerin en güzelini yapmayı öğrenin ! En üstün silahları yapmayı , onları en iyi kullanmayı öğrenin ! Kur'an - ı Kerimi de öğrenin ! " diye Peygamber SAS emrediyor .
SPOR ve MÜCADELE SANATI :
YAKIN SAVUNMA SPORLARI :
Demek ki , çocuğumuza epeyce bilgiler vermemiz gerekiyormuş , spor da yaptırmamız gerekiyormuş .
Biraz mücadele sanatını da öğretmemiz gerekiyormuş .
Çünkü atıcılık biraz karşılıklı mücadele , silah kullanma demektir .
Karate , tekvando ve yakın savunma sporları dahil hepsini öğrenmeli .
Bizim hanımlarımızın koşması bile yoktur .
Savaş olsa bir yerden bir yere gidemez bile !
Tıkanır . Şurada merdivenlerden hızlı çıktığım zaman , ben bile tıkanıyorum .
İmamlığa geçtiğim zaman , ayetin sonuna kadar nefesimle tamamlayamıyorum.
Bu idmansızlıkla olmaz.
Ama , kadınımız da nefesinin açılması için , kilosunun atılması için , koşabilmesi için , şunun için bunun için yetiştirilmeli .
Evde hanım hanım duruyor ama , şimdi artık karete , tekvando , yakın savunma sporları dahil hepsini öğrenmeli .
Bunları öğretmek zorundayız , bedenen yetiştireceğiz .
Bedenen kabiliyetli olacaklar , fikren cesur olacaklar .
RİYAZET- ÜN- NEFS :
İslam da " riyazet- ül- beden " in yanı sıra öbür milletlerde pek yaygın olmayan bir de " riyazet- ün- nefs " yani Ruhu ve Nefsi terbiye ve ıslah çalışmaları vardır .
Bu da çeşitli sıkıntı , yokluk ve mahrumiyetleri özellikle ortaya koyup , onlara sabır ve tahammül ettirerek iradeyi güçlendirme , kötülükleri arzu eden nefsi dizginleme , hırs vesair kötü huyları frenleme egzersizleri ile yapılır .
ÇALIŞTIRILAN BİR UZUV GELİŞİR :
Çalıştırılan bir uzuv gelişir , adale kuvvetlenir ; vücut çalışınca dinç kalır , güç kazanır .
Atalarımız " İşleyen demir ışıldar , işlemeyen pas tutar " buyurmuşlar .
Bu gerçek sebebiyle , çeşitli sporlar yapıyor , koşuyor , terliyor , fazla enerjileri harcıyor , biriken yağları atıyoruz.
Amerika da , Avustralya da yaşlı - genç tüm kuşakların , hayret edilecek kadar spora düşkün olduklarını gördüm. Biz sabahın alaca karanlığında camiye namaza yetişmeğe gayret ederken , onlar eşofmanlarını giymiş yol boyu koşuyor , spor yapıyorlardı .
MÜSLÜMAN SPORTMEN OLACAK :
Müslüman sıhhatli olacak , sportmen olacak , bahadır olacak , kahraman olacak , zengin olacak .
Müslüman , her bakımdan olduğu gibi ilim bakımından da kuvvetli olacak ve İslam’a faydalı olacak.
İdealinizde hakiki Müslüman’ı nasıl düşündüğünüzü bilmiyorum , ama hadis-i şerifler de böyle bildiriliyor .
SPOR TESİSLERİ KURMAMIZ GEREKTİĞİNİ GÖSTERİYOR :
Gençlerimizin sıhhatli bir vücuda sahib olması yönünde bir takım müesseseler kurmamız gerektiğini gösteriyor .
Şimdi biz sabahları jimnastik yapıyoruz. Bedenen sıhhatli olacağız.
Spora ve sıhhate çok önem verin !
KAT'İYYEN SIHHATİNİZİ TEHLİKEYE SOKACAK İŞLER YAPMAYIN :
Kat'iyyen sıhhatinizi tehlikeye sokacak işler yapmayın !
Sıhhatli Müslüman , kuvvetli Müslüman daha hayırlıdır .
Kuvvetli olmaya dikkat edin ! Hanımlar , çocuklar , hepsi sıhhatli olmalı...
BOĞA GÜREŞİ ve BOKS :
Benim sevmediğim sporlardan birisi boğa güreşi , bir tanesi de boks...
Burnuna bir vuruyor , burnunun direği kırılıyor. Kafasına bir vuruyor, kafası sarsılıyor , parkinson hastalığına tutuluyor, bilmem şöyle oluyor , böyle oluyor...
Böyle spor mu olur ? Sporun faydalı olması lâzım , sonucunun güzel olması lâzım !
YÜZME ve OK ATMANIN ( SİLAH ) ÖĞRENİLMESİ :
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve alihi ve sellem de bir hadis-i şeriflerin de : " Çocuklarınıza yazı yazmayı , suda yüzmeyi ve ok atmayı iyice öğretiniz " buyurmuş .
EVLADIN HAKKI :
( Ve en yuallimehul kitâbete ves sibâhate ver rimâyete ) Evlâdın hakkıdır , çocuğun babası şunları da öğretecek : ( Ves sibâhate ) Yüzmeyi öğretecek.
Sonra ( Ver rimâyete ) atıcılığı öğretin ! Çocuk nişancı olsun.
Atıcılık , ok zamanında ok atmaktı , mızrak zamanında mızrak atmaktı , cirit zamanında cirit atmaktı...
Peygamber Efendimiz hadîs-i şerifinde , " Evlatlarınıza yazmayı , yüzmeyi , ok atmayı , silah kullanmayı öğretin." Buyurmuştur .
YÜZMEYİ ÖĞRETİN NE DEMEK ? :
( Ves sibâhate ) Yüzmeyi öğretecek.
Çöllerde mi yüzecek ? Yüzmeyi öğretin ne demek ?
Peygamber Efendimizin mûcizâtından , ümmet-i Muhammedin denizler ötelerini fethedeceğini , denizlerde İslâm'ın bayrağının dalgalanacağını gösteren bir işaret .
Çocuklarınıza yüzmeyi de öğretin.
Şimdi düşünün dinimizin ne kadar ileri görüşlü olduğunu ve Peygamber Efendimizin bize ne kadar güzel tavsiyelerde bulunduğunu görün !
İLERİYE DÖNÜK :
Suudi Arabistan da yüzmeye ne ihtiyaç var ?
Ama " Çocuklarınıza yüzmeyi öğretin ! " diyor.
Yâni Endonezya olsa anlarız , binlerce adadan müteşekkil... Ama orada diyor ki :
" Çocuğunuza okuma yazma öğretin , yüzmeyi öğretin ! " İleriye dönük... Müslümanların nasıl böyle ileri görüşlü olduğunu , nasıl ileriye göre yetiştirildiklerini gösteriyor .
Denizde yüzmeyi öğrenmek , kayık , yelken... kullanmayı becermek , su altını tanımak , dağları , dereleri , ormanları , tarihi ve tabiî güzellikleri görmek , eş , dost , akraba ve hemşehrileri ziyaret etmek... elbette Müslümanların da hakkı... ama bu imkânlar onlar için bir hayli kısıtlı...
DENİZE ÖNEM VERMELİYİZ :
Denize önem vermiş . Biz de denize önem vermeliyiz.
Denizler dünyanın kaçta kaçını kaplıyormuş ? Beşte dördünü mü ?
Yani , büyük bir miktar , Rakamları unuttum ama , daha denizlerin servetleri yağmalanmamış durumda.
Denizlerin üstleri , dağlar , kıt’alarla kaplı ama kim bilir denizlerin altında ne servetler var ?
Kendi kıyılarımızın servetlerini kaptırıyoruz başkalarına . Gemiler batmış , dalgıçlar dalıyor , gemileri buluyorlar , içindekileri çıkarıyorlar , tarihî eser diye götürüyorlar .
Daha bizim denizcilikten haberimiz bile yok.
Bakın burada yüzme bir mecburi ders , her öğrenciye öğretiliyor, ikmale kalıyor , sınıfta kalıyor. Onun için bunları da öğreneceğiz , öğrenmemiz gereken bilgiler .
Bu bilgileri Allah rızası için öğrenince , bunlarda da sevap var.
Bunlar sevapsız değil yani , bunlarda da sevap var.
DENİZ SAVAŞLARININ SEVABI , KARA CİHADLARININ İKİ KATIDIR :
Dinimizde bir entrasan nokta daha var . Deniz şehitlerinin mükâfatı daha büyüktür .
Deniz savaşlarının sevabı , kara cihadlarının iki katıdır ; sevabı daha fazladır .
Deniz şehidinin mertebesi kara şehidinden daha üstündür.
Karada yapılan savaşta şehit olanla , denizde yapılan savaşta şehit olan arasında fark var ve denizde şehit olanın sevabı iki misli .
DENİZCİLİĞE ÖNEM VERMESİ :
Bu teşvik Müslümanların , denizlere açılması , denizciliğe önem vermesi , denizleri ihmal etmemesi , denizlerin tehlikelerinden korkmaması gerektiğini gösteren bir işaret . İki misli .
Bir atasözü var : “ Yatan arslandan , gezen tilki daha yeğdir ” derler .
Yani , hareketin , gezmenin , araştırmanın , çalışmanın mükâfatını görmüş oluyorlar .
Bilimsel araştırmanın mükâfatı çok büyük .
Keşke Müslümanlar denize çok önem verselerdi de kara kuvvetlerinden çok daha fazla ve çok daha güçlü deniz kuvvetleri olsaydı…
Denizciliğe dinimiz önem vermiş ama Müslümanlar işaretleri anlamamışlar .
Hadisi okuyunca hadisten işareti alınca ona göre sevabı daha çok olan şeye koşturması , gayret etmesi lazım .
GÜREŞ BİNİCİLİK ATICILIK :
Vücuda suni olarak çalıştırma hareketlerine " idman " ( = jimnastik ) veya " riyazet-ül-beden " adını veren atalarımız da çeşitli sporlara büyük önem vermiş , özellikle güreş , binicilik , atıcılık gibi dallarda sistemli çalışmışlar , müsabakalar düzenlemişler , mükafatlar vermişlerdir .
ATICILIĞIN ÖĞRENİLMESİ :
Sonra ( Ver rimâyete ) atıcılığı öğretin !
Çocuk nişancı olsun. Atıcılık , ok zamanında ok atmaktı , mızrak zamanında mızrak atmaktı , cirit zamanında cirit atmaktı...
ZAMANI GEÇTİ :
Tabii şimdi ciritin zamanı geçti , atın zamanı geçti , okun zaman geçti .
En sevdiğimiz Resulullaha uyup, dinimizin emirlerine göre , yani en çok sevap kazanılacak şey neyse , ona göre yapmağa çalışmamız lâzım. Bu bir ana fikir olarak hatırınızda olsun !
ATICILIĞI ve KUR'ANI ÖĞRENİN ! :
Peygamber Efendimiz bir başka hadis-i şerifte ; Ebû Sâid Hazretlerinden Deylemî'nin rivâyet ettiği hadis-i şerif : ( Teallemû ) " Öğrenin ! " Birinci de yakîni öğrenin , şeksiz inanmayı öğrenin demişti , burada yine öğrenin diyor .
NEYİ ÖĞRENECEĞİZ ? :
( Teallemür - remye vel - kur'ân ) " Atıcılığı , silah atıcılığını ve Kur'an - ı Kerimi öğrenin ! "
Bakın birisi Kur'an-ı Kerim öğrenmek , âhirete âit bir şey. Yâni insan Kur'anı öğrendi mi âhireti kurtulur. Tabii , Kur'an-ı Kerimin içindeki hükümler sadece âhirete âit değil , dünyaya âit hükümler de var .
Kur'an-ı Kerim de dünyaya âit işler de var. Yâni , " İçki içme , zina etme , hırsızlık yapma , cana kıyma ! " gibi E , Bunlar büyük günahlar diye sıralamış .
Zaten İslâm bunlardan korumak için gayret gösteriyor , emirleri bu . Ama Kur'an-ı Kerim de âhirete âit emirler de var , bilgiler de var. Kur'an-ı Kerimi öğrenmek dinî bir görev... Bunu öğrenin diyor.
Ama ondan önce Peygamber Efendimiz hadis-i şerifin de bir söz söylemiş ( Te'allemür - remye vel - kur'ân ) Kur'an - ı Kerimi öğrenmekten önce söylediği söz remy... Remy atmak , silah atmak demek...
Yâni " Kur'an ile beraber silah atmayı da öğrenin ! " buyuruyor.
Herkes Kur'an-ı Kerimi öğrenmek ister , her mü'min Kur'an-ı Kerimi öğrenmek ister. Bu onun ilk vazifesi , Peygamber Efendimizin çok tavsiye buyurduğu bir husus ama , ondan evvel " Atıcılığı öğrenin ! " diyor .
SİLAH ATMAYI ÖĞRENİN :
Bu da İslam’ın hem madde hem mânâ dini olduğunu , hem dünya hem âhiret dini olduğunu gösteren bir misâl...
Peygamber Efendimiz , " Silah atmayı da öğrenin ! " diyor.
Hattâ , " Çocuklarınıza da öğretin ! " diye de başka hadis-i şerifler var .
Demek ki silah atmayı da öğrenecek Müslüman .
NEDEN SİLAH ATMAK ? :
Pekiyi Peygamber SAS silah atmayı niye mü'minlere tavsiye buyuruyor ?
Çünkü cihad da atıcılık önemli bir rol oynar .
CİHAD NİÇİN VAR ? :
Pekiyi cihad niçin var olmuş , farz olmuş , niye cihad ediyor insanlar .
Yâni sülh- ü sukûn içinde yaşamak varken insanlar niye cihad ediyorlar ?
Tamam cihad etmeyelim kabul , biz sulhu seviyoruz .
( Ves - sulhu hayrun ) " Sulh anlaşma , barışma daha iyidir." Daimâ selâmet , sükûnet , kimseyi üzmemek , incitmemek esastır .
Pekiyi ya düşman saldırırsa ne yapacaksın ?
Senin ülkene düşman saldırdı. Niye askerlik var , niye Millî Savunma Bakanlığı var , niye ordumuz var , niye tarih boyunca hep olmuş ?
Niye her milletin iç âsayişini sağlamak için âsayiş kuvvetleri olmuş , dış emniyetini sağlamak için ordusu olmuş ? Bir tabiî ihtiyaç olduğu için...
Hattâ canlılar âlemine baktığımız zaman , onlar da bile kendilerini savunacak cihazlarla cihazlandıklarını görüyoruz.
Yâni her hayvanın yaşadığı ortamda kendi hayatını koruması ve kendisini savunması için Allah ona bir takım silahlar vermiş.
Kimisine pençe vermiş , kimisine iğne vermiş , kimisine boynuz vermiş , kimisine diş vermiş , kimisine kanat vermiş , kimisine zehir vermiş...
Bunların her birisi kendisini savunmak için birer silah...
CİHAD LAZIM :
Demek ki yaşamak için , hayatını savunmak ihtiyacı olduğundan , bu olacak .
Onun için cihadı kimse kötüleyemez . Cihad lâzım ! Neden ?
Yaşamak için ; hayatımızı , yurdumuzu , kendimizi savunmamız için...
Cihad için de Cihada hazırlanmak gerekiyor. Onun için de Cihadın her türlü alet ve edevâtını hazırlamakla beraber , o alet ve edevatın kullanılmasını da öğrenin diye , Efendimiz Kur'an-ı Kerimin öğrenilmesinden önce onu koymuş .
ÖNCE ATICILIK ÖĞRENİLECEK :
( Teallemür - remye vel- kur'ân ) " Atıcılığı öğrenin ve Kur'anı öğrenin ! " buyurmuş . Önce Kur'anı söylememiş , atıcılığı söylemiş .
Çünkü hürriyet olmayınca , düşman geldiği zaman , düşman saldırınca , insanın Kur'an okuması da mümkün olmuyor .
HANIMLARIMIZ SİLAH KULLANMAYI DA ÖĞRENECEKLER :
Tabiî bu atıcılık öğrenilecek , bu şart . Buna herkesin memnun ve müteşekkir olması lâzım.
Hanımlarımız Silah kullanmayı da öğrenecekler !
Silahı görünce , silah patladığı zaman , “ Ay , kulaklarım ! ” deyip , silahı yere atmayacak… Silah bir de yer de patlayıp , kendisini yaralamayacak… Alışkın olacak .
NEYİ ATACAĞIZ ? :
Tabiî atıcılığı öğrenecek , neyi atacağız meselesi geliyor.
İsrail de zavallı çocuklar taş atıyorlar veya ellerinde şişeler varsa içine biraz yakıt koyabilmişlerse onu atıyorlar. Ama öbür taraf çok daha güçlü silahlarla saldırıyor . Ne atacağız ?
İYİ SİLAHLAR YAPMAYI ÖĞRENCECEKSİN :
Yâni düşmanın silahı kadar silah edinmediği zaman bir Müslüman esaret altına düşüyor . Demek ki atacağız , atıcılığı öğreneceğiz , iyi silahlar yapmayı da öğreneceğiz.
Yâni silahın en iyisini yapmazsan , caydırıcı silahları yapamazsan , o zaman senin taş atmakla olan kahramanlığın sonuç vermiyor , zâlim zulmünü devam ettiriyor .
Demek ki atışı öğrenirken hem nişan alıp vurmayı öğrenmek , hem de atılacak şey nelerse onların yapılmasını da öğrenmek her halde bahis konusu oluyor .
Silah sanayi oluyor , silah sanayin de en iyi usullerin , teknolojinin öğrenilmesi , yenilerinin bulunması söz konusu oluyor.
Evet , " Atıcılığı öğrenin , atılacak şeylerin en güzelini yapmayı öğrenin ! En üstün silahları yapmayı , onları en iyi kullanmayı öğrenin ! Kur'an - ı Kerimi de öğrenin ! " diye Peygamber SAS emrediyor .
SPOR ve MÜCADELE SANATI :
YAKIN SAVUNMA SPORLARI :
Demek ki , çocuğumuza epeyce bilgiler vermemiz gerekiyormuş , spor da yaptırmamız gerekiyormuş .
Biraz mücadele sanatını da öğretmemiz gerekiyormuş .
Çünkü atıcılık biraz karşılıklı mücadele , silah kullanma demektir .
Karate , tekvando ve yakın savunma sporları dahil hepsini öğrenmeli .
Bizim hanımlarımızın koşması bile yoktur .
Savaş olsa bir yerden bir yere gidemez bile !
Tıkanır . Şurada merdivenlerden hızlı çıktığım zaman , ben bile tıkanıyorum .
İmamlığa geçtiğim zaman , ayetin sonuna kadar nefesimle tamamlayamıyorum.
Bu idmansızlıkla olmaz.
Ama , kadınımız da nefesinin açılması için , kilosunun atılması için , koşabilmesi için , şunun için bunun için yetiştirilmeli .
Evde hanım hanım duruyor ama , şimdi artık karete , tekvando , yakın savunma sporları dahil hepsini öğrenmeli .
Bunları öğretmek zorundayız , bedenen yetiştireceğiz .
Bedenen kabiliyetli olacaklar , fikren cesur olacaklar .
RİYAZET- ÜN- NEFS :
İslam da " riyazet- ül- beden " in yanı sıra öbür milletlerde pek yaygın olmayan bir de " riyazet- ün- nefs " yani Ruhu ve Nefsi terbiye ve ıslah çalışmaları vardır .
Bu da çeşitli sıkıntı , yokluk ve mahrumiyetleri özellikle ortaya koyup , onlara sabır ve tahammül ettirerek iradeyi güçlendirme , kötülükleri arzu eden nefsi dizginleme , hırs vesair kötü huyları frenleme egzersizleri ile yapılır .