Gucdüvânî

İşsizliğin yüksek olduğu Türkiyede internetin kullanımı zaman geçirme aracı olduğundan Avrupada birinci oldu.

Türkiye, internet kullanıcısı sayısı açısından Avrupa 7’ncisi iken, internet başında geçirilen saatler ve girilen sayfalar konularında ise birinci oldu. Dijital ölçümler alanında önde gelen kuruluşlardan comScore Inc. Türkiye’deki internet kullanıcılarının davranışlarına ilişkin ilk raporunu yayımladı. Buna göre, Nisan ayında Türkiye’de 15 yaşı üzerinde 17.8 milyon insanı internet kullandı. Bu arada, internet başında geçirilen ortalama süre açısından Türkiye, 32 saat ile birinciliği elde etti. Türkiye, kullanıcı başına girilen sayfalar açısından da birinci sırada bulunuyor.

comScore İnc. tarafından 27 Mayıs yayınlanan Türkiye ile ilgili verilere göre Türkiye’de Nisan ayında 17.8 milyon kişi, bir ev veya işyerinde internete bağlandı. Böylece Türkiye, internet kullanıcısı konusunda Avrupa ülkeleri arasında 7. sırada yer aldı.
Bu arada, Türkiye, internet başında geçirilen zaman açısından da Avrupa birincisi oldu. Türkiye, internete bağlananlar, ortalama olarak ayda 32 saat internet kullandı.

KULLANICI SAYISI

Avrupa’nın en çok internet kullanıcısı olan ülke, 40 milyon ile Almanya oldu. Almanya’yı 36.8 milyon ile İngiltere, 36.3 milyon ile Fransa izliyor. Rusya 31.3 milyon kullanıcı ile dördüncü, İtalya 21.2 milyon ile beşinci, İspanya da 18.6 milyon ile altıncı oldu.
Türkiye, 17.8 milyon kullanıcısı Avrupa’nın 7. iken Doğu Avrupa ülkeleri arasında Rusya’nın ardından ikinci sırada bulunuyor.

Bu yazıyı bir yerden alıntı yaptım aslında internet kullanımı artması sanki iyi gibi gözükse insanların neyle ilgilendikleri nerde vakit gecirdilleri çok önemli bizim sayfamızı ziyaret etmişlerse ne mutlu burdaki kardeşlerimiz o kadar dolu ki ne paylaşacağımızı şaşırıyoruz tartışacak bir sey yok çünkü herke hem fikir

lale_zar wrote:comScore İnc. tarafından 27 Mayıs yayınlanan Türkiye ile ilgili verilere göre Türkiye’de Nisan ayında 17.8 milyon kişi, bir ev veya işyerinde internete bağlandı. Böylece Türkiye, internet kullanıcısı konusunda Avrupa ülkeleri arasında 7. sırada yer aldı.
Bu arada, Türkiye, internet başında geçirilen zaman açısından da Avrupa birincisi oldu. Türkiye, internete bağlananlar, ortalama olarak ayda 32 saat internet kullandı.

Bu tür haberleri okuyunca aslında çok üzülüyorum. Kıymetli ömürlerimizin nasıl heba olduğunu gözler önüne seriyor.
Aslında bu kadar çok bağlantı olmasının sosyolojik incelemesinin de yapılması gerekir bence. İnsanlar heveslerinin peşinde mi ömürlerini zayi ediyorlar? Yoksa halk olarak bunalım haline mi girdik? Teknolojiyle ilk defa karşılaşan insanların şaşkınlığı olarak yorumlayabilir miyiz?
Nasıl söylenirse söylensin bu (yanlış) kullanımın azaltılması için çareler aramalıyız. Internet faydalı olabildiği gibi (bilimsel yayınlar, yeniliklerin anında iletimi, ilmi bilgi paylaşımı vs.) genelde çok da zararlı oluyor (girilen günahlar haricinde boşa geçen zamanlar da unutulmamalı).
Her ne kadar internet kullanımımın büyük bir kısmı google'da geçse, forum olarak (bilim dışı) bir tek bu foruma kayıtlı da olsam içim rahat değil.
Allah (C.C.) hepimize doğruları göstersin, doğruları yapmaya güç kuvvet versin, interneti de gerektiğinde ve uygun olarak kullanmayı nasip eylesin.

İnsanların zamanlarını nasıl kullandıkları her yönüyle ele alınması gerekli ama biz sadece nette zaman gecirireken en azından hayırlı işlerle harama düşmeden zaman geçirmeli, Hocamız cennet mekan bir sohbetinde diyorduki tv de günaha düşmeyen evliya gibidir ,şimdide nette diye de biz ekleyelim.
Bir kardeşimiz var gözleri görmüyor ama internette özel klavyesi var onunla nete bağlanıyor aslında co güzel onun için ne kadar yarralı olmuştur kim bilir araştırmalarda olsun bilgi konusunda olsun internet çok güzel bir araç,amaçımız burda boşa zaman tüketmek olmasın.Rabbim cümlemizi hem sosyal yaşamda gizlidede aşıkardada haramdan korusun . Amin.

Kullanıcı001 wrote:Bu tür haberleri okuyunca aslında çok üzülüyorum. Kıymetli ömürlerimizin nasıl heba olduğunu gözler önüne seriyor.

İnternetin çok kullanılması üzülünecek değil sevinilecek bir durum. Rahmetli Turgul Özal, zamanında atarileri Türkiye'ye sokarken, "Halk açmayı, kapatmayı öğrense bile kardır!" demiş. Halkın teknolojiye ilgisi, teknolojik ihtiyacı arttırır. Bu da teknolojik gelişmeyi zorunlulaştırır.

Halk internet başındaki vaktini hayra mı harcıyor, şerre mi bilmem; ama adam şer düşünüyorsa bunu internetle veya başka bir şekilde zaten yapar. İnternet olmasaydı önünde şerre yönelmeyecek miydi? Elbet internette imkan biraz daha fazla belki; ama sadece bu açıdan yaklaşmak doğru olmaz.

hayır internet kullanıcısı avrupada 7.nüfus bakımından almanyadan sonra avrupanın en kalabalık ülkesi türkiye.

birde türkiyede genç nüfus fazla,avrupanın 60 yaş üzeri nüfus fazla.türkiyenin daha potansiyeli var.

ve ayrıca yine türkiye teknolojiye aç.

avrupa ile doğru kıyas yapılırsa en fazla inernet kullancısı bizde olmalı.

internette fazla vakit harcamaya gelince bu tabi aynısı televizyondada böyle ,çok izliyoruz ,internette çok oyun oynuyoruz vs buda yine genç nüfustan kaynaklanıyor.

Abdüllatif wrote: İnternetin çok kullanılması üzülünecek değil sevinilecek bir durum. Rahmetli Turgul Özal, zamanında atarileri Türkiye'ye sokarken, "Halk açmayı, kapatmayı öğrense bile kardır!" demiş. Halkın teknolojiye ilgisi, teknolojik ihtiyacı arttırır. Bu da teknolojik gelişmeyi zorunlulaştırır.

Halk internet başındaki vaktini hayra mı harcıyor, şerre mi bilmem; ama adam şer düşünüyorsa bunu internetle veya başka bir şekilde zaten yapar. İnternet olmasaydı önünde şerre yönelmeyecek miydi? Elbet internette imkan biraz daha fazla belki; ama sadece bu açıdan yaklaşmak doğru olmaz.

Öncelikle görüşlerinize saygı duyduğumu belirteyim. Konuyla ilgili kısa bir açıklama daha yapmamın uygun olacağını düşünüyorum.
Ben bu habere üzüldüğümü belirtirken Türkiye genelinde internetin ne amaçlarla kullanıldığını müşahade ettiğimden söylemiştim. Internet yasak olsun, ya da kullanmayalım demiyorum. Teknolojinin nimetlerinden yararlanmak gerek. Ama gönül ister ki öncelikle halk dini açıdan bilinçlendirilse de bu tür nimetler günahlı yollara çevrilmese.
Teknolojik ihtiyacın taknolojik gelişmeyi zorunlulaştırdığı doğru kabul edilebilir. Ama şu ince ayrıntıyı da ortaya koymak gerek: Ülkemiz ne yazık ki teknoloji üretmekten ziyade teknolojiyi satın alıyor (gerek yazılım (Türkiye'nin yazılımda iyi olduğu söylenir ama şu an itibarı ile ülkemizde çok az sayıda ciddi yazılım firması var- ki bunlar da çok büyük sayılmaz) gerekse donanım (donanımsal olarak en basit bir entegreyi bile yurt dışından alıyoruz (gerekli altyapının olmadığı söyleniyor yıllardır))). Bu durumda teknoloji gelişir gelişmesine ama ne yazık ki teknolojiyi sipariş ettiğimiz ülkelerin teknolojileri... Bu durumdan kurtulmak için çok çalışmayılıyız (yüksek maaştan ziyade idealist olmalıyız).
Internet olmasaydı önünde şerre yönelmeyecek miydi? Doğrusunu Allah bilir. Ama cahil kesim için şer yollarına bir yenisi daha eklenmiş olabiliyor.
Neyse konuyu fazla uzattım yine.
VCD dükkanları, internet kafeler, oyun siteleri, chat'leşmeleri vs. etrafta görürken biraz moralim bozulmuş herhalde. Hüsnü zanda bulunmak gerek: "halkımızın çoğu inşallah iyi amaçlarda kullanıyordur".

Sanırım önemli olan interneti bilinçli, harama düşmeden ve zaman israfına sebep olmadan kullanmak önemli .Aslında önemli bir sorun da özellikle de çocuk ve gençlerin bilinçsizce kullanması.İnternete girmek için baştan sağma derslerini yapan ve aklı sürekli internette ve oyunda olan çocuk ve gençler çok, bu konudan da birçok aile şikayetçi.Şimdi şöyle düşünülecek ama ''aile izin vermesin çocuklarına diye'' fakat aile kendisi de kullanıyor hadi aile de kullanmıyor diyelim çocuk internetin varlığını bildiği için ona ulaşmak için bin dereden su getiriyor dersi bahane ediyor araştırdığı ders sayfasının yanıbaşında da başka alakasız bir sayfa oyun ya da güya komedi diye tabir ettikleri bir video neyse..Bugün okulda rehber öğretmen de velilere bu konudan bahsetti. Çok aile internetten değil bilinçsiz ve boş kullanımından ve bu konuda çocuklarına söz geçiremediğinden şikayetçi.Bilinçsiz ve faydasız kullanan her yaştan çoğu kişi de bağımlılık derecesine varıyor, bilinçsizce olduğu için farkında olarak ya da olmayarak kötülüğe de bulaşabiliyor.Allah teknolojiden de Allah'ın rızasına göre ve bilinçli faydalanmayı, faydalandırmayı nasip etsin.

herkesin ideal olduğu bir zaman ve mekan yokki.

ilk sinemalar çıktığında anneler ,çocuklar sinemaya gidiyor diye şikayetçi
kahve zamanı erkekler kahvede diye şikayetçi
internet cafe zamanı çocuklar internet cafede diye şikayetçi


bunlar az buçuk meşru, haram şeylerin olduğu yerleri yazmayalım.

eninde sonunda ,niyeti bu yönde olan buraya gidiyor.gitmeyen gitmiyor.

bu bilinç meselesinde sorumlu devlet ve okullardır.okullarda saatlerce ayrıntıya saplanmış,bilgi fazlalığı ,kalabalık sınıflarda ders,test, üstüne bir eğitim bir çocuğa ,gence ne kazandırır.

tarih diye antlaşma metinleri
coğrafya öğretirler daha haritada istanbul neresi kimse gösteremez.
matematik desen en sonunda elinde kalan 4 işlem
türkçe desen elinde kalan anca okur -yazarlık.

e bütün senelerce eğitimden elde kalaln buysa bu kadar ayrıntı ve bilgi yüklü ders mantığına ne gerek var.birazda sosyal,ahlaki problemlerin çözümleri okullarda öğretilmeli.ortak bir takım faaliyetler nasıl yapılır.helesi bir düşünce mantığı verilemli.

orta 6 mı 7 ne işte bir kötü alışkanlıklar şu bu diye 2 sayfa konu olur.onuda hocalar işlemez .

edirne-segedin antlaşmasının maddeleri kimseye birşey kazandırmaz ama bu tip bilgiler çok şey kazandırır.

ben lisedeki bilgisayar dersimi biliyorum.biz özel lisedeydik ve daha öncelerden bilgisayar dersi gördük güya ama bilgisayarım bir hayli kötüdür gerçi msdos diye birşey görmüştük oda yok oldu gitti.bilgisayar hocası bilgisayarı açar ,paintte resim çizin ,yazı yazın ,bittiğinde boş vaktin olursa oyun oyna.bolca oyun oynadık.yani.

Kullanıcı001 wrote: Teknolojinin nimetlerinden yararlanmak gerek. Ama gönül ister ki öncelikle halk dini açıdan bilinçlendirilse de bu tür nimetler günahlı yollara çevrilmese.

İşte bizim şu an bu forumda olmamızın sebeplerinden biri de bu. Halkı dini açıdan bilinçlendirmek. Sadece internet için değil, bütün konular için... Bizim yaşama gayelerimizden biri bu.

Dün akşam sohbette babam anlatmıştı, isimler pek aklımda kalmıyor ama birisi Es'ad Hocamız'a sormuş;

"Müslümanların birlik beraberlik içinde olması lazım, peki bu İslam birliği nasıl sağlanır?"

Hocaefendimiz demiş ki, "Bunun için iki yol vardır. Biri örgün eğitim diğeri yaygın eğitim. Örgün eğitim, ilkokul, lise üniversite; bu uzun ve zahmetli iştir. Bunun daha kolay olanı yaygın eğitimdir. Gazeteler, dergiler, tv, internet vb. ileşitim vasıtaları. Bu yollarla halka İslam'ı anlatırsın. Herkes İslam'ı öğrenince, o zaman İslam birliği sağlanmış olur."

mehmetemin wrote:bu bilinç meselesinde sorumlu devlet ve okullardır.okullarda saatlerce ayrıntıya saplanmış,bilgi fazlalığı ,kalabalık sınıflarda ders,test, üstüne bir eğitim bir çocuğa ,gence ne kazandırır.

AKP hükümetinin en büyük eksisi işte bu. Tamam ülkeyi imar adına bir şeyler yapıyorsun; otoyollar, köprüler, alt üst geçitler vs. Ama gençleri imar adına hiç bir şey yaptığı yok. Halkın ahlakını geliştirecek, kurtaracak bir faaliyet içerisinde değil.

Yine bir haftalık sohbetimizde, hocaefendi videodan demişti, halka ahlakı öğretecek kurumlar lazım diye. Bir tane ağabey de sohbetten sonra "Din Kültürü derslerinin içeriği mi geliştirilmeli, ayrıca ahlak dersi mi koyulmalı?" falan demişti. Diğer ağabeyimiz de halka ahlakı öğretecek kurumun tekkeler olduğunu; Kur'an Kursları vb. olduğunu çok güzel şekilde açıklamıştı. Kaç yıllık AKP hükümetinde hala Kur'an Kurslarının açılması yasaksa, bir aksaklık var demektir.

gülesevda wrote:Sanırım önemli olan interneti bilinçli, harama düşmeden ve zaman israfına sebep olmadan kullanmak önemli .Aslında önemli bir sorun da özellikle de çocuk ve gençlerin bilinçsizce kullanması.İnternete girmek için baştan sağma derslerini yapan ve aklı sürekli internette ve oyunda olan çocuk ve gençler çok, bu konudan da birçok aile şikayetçi.Şimdi şöyle düşünülecek ama ''aile izin vermesin çocuklarına diye'' fakat aile kendisi de kullanıyor hadi aile de kullanmıyor diyelim çocuk internetin varlığını bildiği için ona ulaşmak için bin dereden su getiriyor dersi bahane ediyor araştırdığı ders sayfasının yanıbaşında da başka alakasız bir sayfa oyun ya da güya komedi diye tabir ettikleri bir video neyse..Bugün okulda rehber öğretmen de velilere bu konudan bahsetti. Çok aile internetten değil bilinçsiz ve boş kullanımından ve bu konuda çocuklarına söz geçiremediğinden şikayetçi.Bilinçsiz ve faydasız kullanan her yaştan çoğu kişi de bağımlılık derecesine varıyor, bilinçsizce olduğu için farkında olarak ya da olmayarak kötülüğe de bulaşabiliyor.Allah teknolojiden de Allah'ın rızasına göre ve bilinçli faydalanmayı, faydalandırmayı nasip etsin.

Rehberlik servislerinin bu konudaki tutumları da çok yanlış. Çocukları internetten niye alıkoyuyorsunuz. Bırakınız girsinler nete, bırakınız oyun oynasınlar, bırakınız biraz internette gülsünler!.. Çocuktan herşeyi sakındırırsanız, bu sefer içinde kalıyor, yıllarca içinden atamıyor. Ben bu yaşıma geldim, hala içimde bilgisayar oyunlarına karşı bir açlık var. Küçükken babamlar, abimler hep oyun oynamaya karşıydılar; gizli saklı oynuyorduk oynarken. Tabi kontrollü olacak, günlerce çocuklar internet başında kalsın da demiyoruz. Ama benim kardeşim internette oyun oynayarak okula gitmeden okumayı öğrendi. "Şuraya Sonic yaz, şuraya kral oyun yaz" diye diye okuma yazma öğrendi. Teknolojiye ilgili oluyor çocuk, teknolojik gelişmeleri takip eder hale geliyor. Tabi herşeyin çoğu zararlı ama, interneti çok çok çok büyük zehir olarak göstermek de yanlış.

Kullanıcı001 wrote:Ülkemiz ne yazık ki teknoloji üretmekten ziyade teknolojiyi satın alıyor. Bu durumdan kurtulmak için çok çalışmayılıyız (yüksek maaştan ziyade idealist olmalıyız).

Çalışmadan önce biraz da inanmak gerekiyor. Bir de sadece ekonomik olarak yaklaşılmamalı. Askerde kısa dönem arkadaşların çoğu mühendisti. Konuşuyoruz, adamlar diyor ki, mühendislik ürünü en uygun şekilde elde etmeye de bakar diyorlar. Ben yurtdışından daha kalitelisini daha ucuza alıyorsam neden kendim üreteyim diyorlar. Bu düşünce doğru ama eksik. İşin siyasi boyutu var. Sen dışardan aldığın zaman dışa bağımlı oluyorsun. Özgür hareket edemiyorsun. Adam Amerikadan, bilmem nerenin müdürünün, bakanının oğlunun arabasının kilitlerini kontrol ediyor. Çocuk anahtarı içerde unutmuş, şirketi arıyorlar, adam 30 dakikalığına kapıları açıyor. Sen arabanın kapılarını bile açmalarına müsaade edersen...

Geç mi kaldık orasını bilemem. Zamanında araba da yapmışız, motor da üretmişiz; hatta Mehmed Zahid Efendi Gümüş Motor'u kurmuştu. Yine bizim cemaatimiz motor üretecekti, belki kendi arabamızı yapacaktık; ama derin devlet çıkıyor yine karşımıza. 4 tane araba, 10 tane motor yapmışız zamanında ama proje rafa kaldırılmış. Bizim şeyhimiz motor fabrikası kurdurmuş, ama derin devletin bir elemanı, isim vermeyim, araştıran bulur; Gümüş Motor'u batırmış.

Allah sonumuzu hayretsin!...

Abdüllatif wrote:Çocuktan herşeyi sakındırırsanız, bu sefer içinde kalıyor, yıllarca içinden atamıyor. Ben bu yaşıma geldim, hala içimde bilgisayar oyunlarına karşı bir açlık var. Küçükken babamlar, abimler hep oyun oynamaya karşıydılar; gizli saklı oynuyorduk oynarken.

Boşverin. Ben küçüklüğümde (gençliğimde) çok oyun oynadım da ne oldu? Sadece içimde bir hüzün oluyor. O kıymetli ve verimli vakitlerimi başka yerlere harcasaydım diyorum. Yaş ilerleyince işler daha zor oluyor.
Babanıza ve abinize dua edin.
Ayrıca Hocaefendimizin sözlerini aktardığınız için teşekkür ederim. Evet her türlü iletişim aracıyla ilgilenmeliyiz. Onları okuyan izleyen değil, bilfiil üreten olmalıyız ki çalışmamızın bir yararı dokunabilsin.
Son bir not: Mühendislere laf yok! Mühendisliği eğer serbest piyasa olarak görürseniz haklılar. Pahalı bir ürün ürettiği takdirde müşteri bulamıyor. Bu durumda devletin kota koyması gerekebilir. Ama bu kotadan önce elektronik altyapısını kursak daha iyi olur bence. Mühendisliği bilim olarak ele alırsak maliyete hiç bakmaz. Farklılığa, kaliteye, esnekliğe vs. bakar.
Hayırlı cumalar...

Rehberlik servislerinin bu konudaki tutumları da çok yanlış. Çocukları internetten niye alıkoyuyorsunuz. Bırakınız girsinler nete, bırakınız oyun oynasınlar, bırakınız biraz internette gülsünler!..

Yazdığımı birkaç kez okumak zorunda bıraktınız beni.Yazdığım cümleden böyle bir sonuç mu çıkardınız? Öyle bir cümle yazmışsınız ki sanki teknolojiden faydalanmasınlar diye anlamışsınız gibi geldi cümlemi.Sonuçta okullarda bilgisayar dersi de var.Ayrıca bu bilgisayar oyunlarının bağımlılık yapma ve başka birtakım zararları da var.Aynı şekilde bilgisayar olmasa playstation mı neydi tv ye bağlanan onunla da oynuyorlar aynı sorun bunda da mevcut.Tabi bunları zeka geliştirici ve bilgilendirici oyunlar için demiyorum.Diğer türlü elbette ki faydalı şeylerden bir büyük kontrolünde faydalansınlar.Ayrıca her çocuk bir değil nasihat dinleyen var dinlemeyen var.Çocuk analizi de önemli bu konu da o yüzden rehberlik servisleri de kafalarından konuşmuyor yani seminerlerden, tespit ve şikayetlerden yola çıkarak ortak bir kararla birtakım açıklamalar yapılıyor.Malesef sınırını belirleyemediğiniz de ya da belirmekte zorlandığınızda ki çoğu zaman zorlanılıyor, taviz tavizi doğuruyor.Bugün bir saat oynamak isteyen çocuk yarın iki saat oynamak istiyor sorumluluklarına ciddiyetini azaltıp asıl görevlerini ikinci plana bırakabiliyor.Bunlar uzun ve tartışılabilir konular.Şimdi çocukların malesef ki biraraya geldiklerinde sohbet edip kendi aralarında oynamak yerine bilgisayara kilitlenip araba yarışı vb. gibi oyunları takip etmekten, muhabbetleri bile olamıyor.

altyapı diye birşey olmadığı için ülkemizde ,aslında yapılan herşey iyiniyet ve hizmet adına ve samimi yapılıyor fakat çöküyor.

Eğitim şart !


: ))

Çocuklarda internet kullanımı yanlış değil, yararları elbette vardır fakat günümüzde zararı yararını geçiyor gibi. Şöyle düşünün, tv de iyi programlar da var kötü programlar da. Tv yi eve soktuğunuzda genel olarak düşünün yararlı programlar kaç kere izleniyor çocuklarınız tarafından. Bu noktada tv yi eve sokmamak daha faydalı hale geliyor. İnternet de böylee. Çocuk teknolojiyi daha iyi öğrensin, ufku genişlesin diye eve sokulan internet bir bakıyorsunuz esir etmiş çocuğu kendine. Hele de çocuğuna sözü geçmeyen bir baba varsa evde işte o zaman işiniz çok zor. 7 24 internetin başında, düşünemeyen, sadece ekrandakileri izlemekle yetinen sosyopat, eve gelen misafire hoşgeldin demekten aciz, bayramda internetin başında oturmayı gidip dedesini elini öpmekten daha ilgi çekici ve güzel gören bir çocuğunuz oluyor.
Ben kontrollü internte kullanımından yanayım. Kısıtlı, şifrelenmiş eğlencenin yeteri kadar verildiği bir internet kullanımı. Oyun oynayacak ama bağımlı hale gelecek kadar değil. Bir ödül olarak mesela, yemeğini yersen sana çikolata var gibi. Dersini yaparsan sana yarım saat oyun var tarzında. Bir de biz internetin hep eğlence kısmını, hep zaraalı kısımlarını çocuklarımıza gösteriyoruz. Mesela internette oyun oynamayı harikulade biliyor çocuk ama bir dosya sıkıştırmayı, program kurmayı bilmiyor. Asıl yararlı şeylere değil oyuna adapte etmişiz resmen. Eğer çocukların oyun oynadıkları, bilgisayarın başında durdukları onca saatte biz yanına oturup bilgisayarı beraber öğrenmeye, kullanmaya çalışsaydık çocuklarımız başarılı bir bilgisayar programcısı olur, aynı zamanda sosyopat olmazlardı. Böyle eleştiriyoruz ama sussuz yaramazlık yapmasın diye televizyonun karşısına çocuğu daha bebekken oturtan bizleriz, yeterki benim canımı sıkmasın da bilgisayarın başında saatlerce oynasın diyen yine bizleriz. Allah neslimizi ve bizleri tüm zararlardan korusun.

ben çocukken tetris dönemi vardı.ben müthiş bağımlısıydım basit tetrisler değil 40-50 oyunlu çok iyi tetrislerim vardı.saatlerce oynardım.

yine ayrıca playstation da çok oynadım.bizim eski televizyonumuz artık bu oyun oynamayı kaldıramayıp bozulana dek.

sonra tabi annem bize ciddi yasaklar getirdi.birde hiç dışarda oynamadım.oyun için falan internet kafeye gitmedim.
ama ortaokul çağlarımdaydı.

internet i evimizde alalı 2 yıl oldu heralde.bilgisayarda 4 - 5 yıl heralde.ama artık ben internet dönemine geldiğimde zararını bilecek yaşataydım.23 yaşındaydım.

ondan sonra mesela hiç internette oyun oynamıyorum şimdi zevk almıyorum hiç bir oyundan.

sadece eski nokia yılan oyunu vardı.annemin telefonunda hala var.polifoniklerden öncekiler.tek oynadığım oyun o .yine hala günde 15-20 dakika oynarım.

şimdi tabi düşündüm.bu oynadığımız oyunlardan çok bir zarar görmüşlüğüm varmı.pek eğitim hayatımızı etkilememiş gördüm.ama beni belki bazı sosyallikten alıkoymuş olabilir.

birde ben televizyonu tek başına izlmem hiç elimde kitapla izlerim hep ,bir taraftan okuyup bir taraftanda izlenebiliyor.yani.

birde bu çocuk odası meselesinede ben karşıyım.çocuğa odana git,odanda otur.tamam gece yatsın.kitaplığı ,eşyaları vb olsunda çocuğu orda tecrit eder gibi.bu çocuk orda nasıl vakit geçirecek.

aile içi sohbetten ben çok zevk alırım,hep eski şeyleri anlattırmayı severim.belki yüzlerce olmuştur.ayrıntısıyla sanki o günü yaşamış gibi biliniyordur ama çok zevkli birşey mesela.